Lafı Gediğine Oturtanlar-1

 

1.Toplantıda, bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek ister ve “Affedersiniz, siz veteriner misiniz?” diye sorar.
Mehmet Akif istifini bozmadan cevap verir: – Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?

2.İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:

– Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?
Gandi, aldırmadan cevap verir:
– Kral, ikimize de kafi gelecek kadar giyimliydi.

 

3.İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralı’na gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp, “Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?” diye sorunca, İncili Çavuş “Osmanlılar, adama göre adam gönderirler. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek” cevabını vermiş.
4.Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş:

– Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?
Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:
– Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.

 

5.Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill’ i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
“Size iki kişilik davetiye gönderiyorum.
Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.”
Churchill, hemen cevap göndermiş :
“Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim.
İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.”

 

6.Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart’ı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
“Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz” gibi fikirler yürütmeye başlayınca Napolyon ona şu cevabı verir:
– Evet onlar parmakla alınabilseydi, dediğin gibi yapardım.

 

7.Günün birinde vezir, padişah ile samimiyetine güvenerek sorar:
– Hünkarım, sürekli yanınızdayım ve her konuda size yardımda bulunmaktayım.
Akıllıca düşünmek ve sorunlara çözüm bulma konusunda da sizden aşağı kalır yanım yok! Lakin siz padişahsınız, ben ise vezirinizim. Aramızda ne fark var?
Bu soru üzerine padişah, işaret parmağını uzatmasını ister, kendi de işaret parmağını vezire uzatır. Vezire “Isır!” der, o da vezirin parmağını ısırmaya başlar.
Sonunda vezir dayanamayarak bağırır. Halbuki padişah, hiç sesini çıkarmadan bu acıya tahammül eder. Padişah vezire dönüp yorumunu söyler: – Gördüğün gibi aramızda bir parmak fark var.

 

8.Yakın tarihin ünlü İngiliz devlet adamı Churchill, aynı zamanda mükemmel bir hatipti. Avam kamarasında konuşurken, muhalif partinin kadın parlamenteri, oturduğu yerden sürekli Churchill’e sataşıyordu. Son derece çirkin bir kadındı. Sabrı tükenen Churchill ona dönerek, “Hanımefendi hem sözleriniz, hem de kendiniz çok çirkinsiniz” deyiverdi.
Kadın lâfın altında kalmadı ve “Siz de çok sarhoşsunuz ama…” karşılığını verdi.
Churchill cevabı yapıştırdı: “Ziyanı yok hanımefendi ben yarın sabah ayılacağım… Ya siz!!!”

 

9.Zenginler arasında verilen bir ziyafette, genç ve yakışıklı bir adam, oldukça hoş görünümlü bir kadına, “Bu gece ne kadar güzelsiniz” der.
Kadın, erkeklerden iltifat gören kibirli biridir. Adama, “Ben ne yazık ki sizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim” cevabını verir.
Ama tabii adam altta kalmaz ve bu sataşmayı karşılıksız bırakmaz:
– O zaman siz de benim gibi yapın küçük hanım, yalan söyleyin!

 

10.Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona,”Sen sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş.

Vezir, “Evet hünkarım, bilirim” dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
– İyi, ben de bilirim

 

11.İki Hıristiyan sigara içerken İncil okunup okunamayacağını tartışıyormuş. Bir sonuca varamayınca, kasabanın papazına gitmişler. Biri sormuş:
– İncil okurken canım sigara içmek isteyince içebilir miyim?
Papaz cevap vermiş:
– Oğlum, İncil okunurken Tanrı’yla ilgilenmen lâzım. Bu yüzden, sigara içemezsin.
Diğerinin sorusu arkadaşınınkinden biraz daha farklıymış:
– Sigara içerken canım İncil okumak istiyor… Okuyabilir miyim?
– Her nerede ve hangi şartta olursan ol, İncil okumayı arzu edersen tabii ki okuyabilirsin.
Kıssadan hisse: Beceri, almak istediğin cevabı alabileceğin soruyu sorabilmektir.