Duygusal Zeka

duygusal zekaalıntı sözleri

İşbaşında Duygusal Zeka, 2000 yılında Daniel Goleman tarafından kaleme alınan bir kitap. Daniel Goleman, doktora derecesini aldığı Harvard’ta dersler vermiş ve New York Times’da editörlük yapmış bir gazeteci. Yazdıklarının en önemli özelliği, çok sayıda araştırma sonucunda ulaşılmış bilimsel temellere dayanıyor olması.

Duygusal zekâ akıl ve kalbin uyumluluğudur. Kişinin işe girmesi için bilişsel zekâ (IQ) gerekir,fakat kariyer çalışması yapabilmesi büyük ölçüde duygusal zekâya (EQ) bağlıdır.Gerek özel gerekse iş yaşamında duygularla baş edebilmek için uğraş verilir, bu oldukça güç bir iştir.Kimi zaman mantığıyla hareket eden insanlar bile mantık dışı davranışlar karşısında çok zor durumda kalabilirler. İşte duygusal yetkinlik bu aşamada devreye girer ve istenilirse duygular kontrol altına alınabilir. Duygusal zekâ öğrenilebilir,geliştirilebilir.

Daniel Goleman “Duygusal Zeka” adlı kitabıyla yepyeni bir kavram ortaya attı. Uzun zamandır başarılı olmanın derecesi IQ ile ölçülürdü. Yapılan son araştırmalara göre “duygusal zeka” (EQ) insanların kişisel ve mesleki anlamda başarılı olmalarını IQ’ dan çok daha fazla etkilendiğini gösterdi. Duygusal zeka ile insanların ortak duyguları, iletişim becerileri, insanlık anlayışları, incelik, zerafet, kibarlık, nezaket vs. gibi yetenekleri tanımlanmaktadır.

Duygusal zeka, kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkilerimizi doğrudan etkiler. Yani duygusal zeka bir taraftan kendi gelişimimizi ve olgunlaşmamızı diğer taraftan da yeteneklerimiz ile diğer insanlarla aramızda olan ilişkileri tanımlar.

Duygusal ve sosyal kapasitesi yüksek kişiler hayatlarının gerek özel gerekse mesleki alanlarında daha avantajlı bir konuma geçerler.Duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş insanlar hayatta daha mutlu ve üretken oluyorlar.Duygularını kontrol edemeyen kişiler ise, net düşünebilme ve işlerine konsantre olabilme yeteneklerini engelleyen içsel bir mücadeleye giriyorlar.

Yazarı: Daniel Goleman

Yayınevi: Varlık Yayınları

Çeviri:Banu Yüksel

Tanıtım Yazısı

Psikolog Dr. Goleman, çığır açan eserinde zeka kavramını yeniden tanımlıyor. Basari ve zeka testlerinin temelindeki IQ ölçeğinin, örneğin bir çocuğun gelecekteki basarisini tahmin etmeye yetmediğini savunan Goleman, eski deyimle OLGUNLUK anlamına gelen duygusal zeka(EQ) kavramını açıklıyor.

Kitabın Konusu

“Duygusal Zekâ” kitabinin yazarı Daniel Goleman’a göre duyguları ilk öğrendiğimiz yer aile ortamı. İçinde büyüdüğümüz aile, ebeveynlerimizin yaptıkları bizlere kendimiz hakkında nasıl hissetmemiz gerektiğini, hislerimizi nasıl yorumlayacağımızı, nasıl davranacağımızı, korkularımızı ya da umutlarımızı nasıl ifade edeceğimizi öğretiyor. Bu süreçte önemli olan ebeveynlerin çocuklara neler söylediği ya da nasıl davrandığından ziyade, kendi aralarında, duygusal sıkıntılar yaşandığında, eşler arasındaki ilişkilerinde kendi duygularıyla nasıl başa çıktıkları…

Duygusal zekâ kişinin kendi ve etrafındaki insanların duygularını anlama ve kontrol etmenin yanında duyguları yönlendirmek olarak açıklanabilir. Duygusal zekâ duygularla ilgili olmasına rağmen zihinsel bir beceridir (Epstein, 1999) ve bu beceri aklın kullanılmasını sağlar. Aklı kullanmak ise duygusallığın ve dürtülerin üstesinden gelip doğru ve iyi kararlar vermek demektir.Duygusal zekâyı duyguları bastırmak ve denetim altına almak için gerekli bir yetenek olarak değil; aksine onların nasıl daha verimli ve etkin kullanılacağına yardım eden bir yeterlilik olarak algılamak daha doğru olacaktır.

Goleman duygusal zekâyı aslında karakter ile ilgili bir olgu olarak algılamaktadır. Goleman duyguların akıllıca kullanılıp onlardan istifade edilmesini duygusal zekâ olarak tarif etmektedir. Ayrıca duygusal zekâ kendiliğinden harekete geçebilme, aksiliklere takılmadan yola devam edebilme ve kendini başkasının yerine koyabilme becerisi olarak tarif edilmektedir.Goleman’a göre duygusal zekâ kapsamına giren beş temel yetenek bulunmaktadır. Bunlar, kendini tanıma, duyguları yönetebilme, motivasyon, başkalarının duygularını anlayabilme (empati) ve sosyal becerilerdir.

1.Kendini tanımak

Kişinin kendi duygularını, ihtiyaçlarını, hedeflerini tanıması, tercihlerini yapabilmesi ve sahip olduğu şahsi gücünün ve kaynaklarının farkında olması anlamına gelir. Kendini tanımakla insanlar belirli pozisyonlarda nasıl hareket edeceklerini, neye ihtiyaç duyduklarını veya kendilerinde ne gibi değişiklik yapmaları gerektiğini fark ederler.

2.Motivasyon

İnsanın kendini motive edebilmesi, daima başarma isteğine ve heyecanına sahip olması demektir. Bu yetenek özellikle zorlukların çıkmasında veya işlerin istenilenin dışında gelişmesi durumlarında çok faydalı olur. Kendini motive edebilen insan, zorluklar karşısında yılmadan kendinde devam etme gücünü bulur daha metanetli olurlar.

3.Empati

Kişinin başka insanların duygularını, ihtiyaçlarını, kaygılarını anlayabilmesi, kendini onların yerine koyabilmesi demektir. Söz konusu olan onlar gibi düşünebilip, davranabilmek , onları oldukları gibi kabullenebilmek ve hal ve hareketlerine saygı göstermektir.

4.Sosyal Yetkinlik

Sosyal Yetkinlik insanların başkalarıyla ilişki kurabilmesi ve bu ilişkilerin uzun süre geçerliliğini koruyabilmesi becerilerini kapsar. İnsanlar arası iyi ilişkilerin yanı sıra bir takım oluşturabilme, takım ruhunu sağlayabilme ve bu takımı yönetme becerisini gösterme de bu yetkinlik ile olur.

5.İletişim Becerisi

Duygusal zeka için, iyi iletişim kurabilme becerisi, vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu iki türlü açıklanabilir. Birincisi insanın kendisini açık ve net olarak ifade edebilme becerisi, diğer taraftan da başkalarını dikkatli dinleme ve ne söylediklerini tam ve doğru olarak anlayabilme becerisidir.

Duygusal Zeka kendi duygularının farkında olmak, duygularını yönetebilmek, kendini motive edebilmek aynı zamanda başkalarının duygularını anlamak, empati kurabilmek ve başkalarının duygularını yönetebilmektir.

Beynin duygu merkezleri, düşüncenin alt merkezlerinden birisi değil, akıl ve düşünceyi oluşturan bütünün parçalarıdır. Duygu ve düşünce ayrılmaz bir biçimde iç içedir. Saf akıl yürütme veya mantık diye bir şey yoktur.

Duygu yönetimi, doğru karar vermek, en iyi çözümü bulmak, değişimle başa çıkabilmek ve başarılı olmak için sadece önemli değil aynı zamanda gereklidir.

Bir birey, bir yönetici veya bir lider olarak duyguların rolünü ve duygulardaki bilgeliği göz ardı etmek, başarısızlığa davetiye çıkarmaktır.

Duygusal zekası yüksek insanlar mesleki anlamda başka insanlar ile iyi iletişim kurabildiklerinden ve yönetme becerisine sahip olduklarından genellikle çok başarılı olurlar.

Günlük hayatta duygusal zeka insanların iş arkadaşları ve aile bireyleri ile iyi anlaşabilmelerini sağladığı için, kendileri ve çevresindekiler ile ilgili sorunları çabuk çözümlenir.

Duygusal zekalı insanlar diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri daha güçlü olur.

Genellikle kendileri ile barışık ve kolay memnun olurlar.

Kitaptan Alıntılar

Alışkanlıklar sayısız kez tekrarlanma yoluyla öğrenildiğinde, temeldeki sinir devreleri, beynin her zaman geçerli seçeneği haline gelir; otomatik olarak ve kendiliğinden harekete geçeriz.

İncelemeler, sıra dışı stratejik planlamacıların analitik becerilerde mutlaka üstün olmadıklarını ortaya çıkarmıştır. Tersine, başkalarının arasından sıyrılıp yükselmelerini sağlayan beceriler, duygusal yeterlilikten kaynaklananlardır. Keskin bir politik bilinç, duygusal etki yapacak şekilde tartışma yetisi ve büyük bir kişilerarası etki gücü.

Uzmanlar, örgütler dünyasının basit bir gerçeğini gözden kaçırmışlardır: Her şey siyasidir.

Değişimin merkezinde geribildirim yatar. Ne kadar başarılı olduğumuzu bilmek, yolumuza devam etmemizi sağlar. Geribildirim en temel şekliyle, yeni yeterliliğin kullanılıp kullanılmadığını –ya da ne derecede kullanıldığını- birinin fark etmesi ve bizi bilgilendirmesi anlamına gelir.

Duygusal yeterlilik bir gecede iyileştirilemez, çünkü duygusal beynin alışkanlıklarını değiştirmesi saatler ve günler değil, haftalar ve aylar alır.

Önce kendine karşı merhametli ve anlayışlı ol,buna ihtiyacı olan ilk sensin.

Bazen bazı şeylere izin ver,Hayatla didişmekten vazgeç,Bırak, yavaşça bırak…