Charles Bukowski Sözleri

Anlamlı ve Güzel Charles Bukowski Sözlerialıntı sözleri

Charles Bukowski sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Charles Bukowski sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Charles Bukowski, 16 Ağustos 1920 tarihinde Almanya’da dünyaya geldi. Asıl adı Heinrich Karl Bukowski’ydi. Annesi Katharina Fett bir Almandı ve kadın terzisiydi, babası ise Polonya kökenli bir Amerikalıydı ve askerdi.

Charles Bukowski, 73 yıllık yaşamında oldukça fazla eser kaleme almıştır. İlginç kişiliği, üslubu ve yazığı konular neticesinde Bukowski, Amerikan Edebiyatına farklı bir soluk getirmesinin yanı sıra edebiyat dünyasında müthiş bir heyecan uyandırmıştır.

Bukowskinin eserlerini en belirgin özelliği sokak dilinin kullanılmasıdır. Yaşam biçiminin de etkisi ile yaşamını sokaklarda yaşayan bir şair ve yazarın bu jargondan beslenmesi son derece doğaldır. Yeraltı edebiyatının bir özelliği olan anti-kahraman yaratma hadisesi Bukowskide de görülmektedir.

En Çok Beğenilen Charles Bukowski Sözleri

Her zaman iki seçenek arasında kalırsın; ya doğru insanı beklerken yalnızlıktan ölürsün, ya da yanlış insana katlanırken tüm hayatını bitirirsin.

Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar.

Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip olduklarını kaybetmeyecek kadar çok sevenlerdir.

Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.

Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez. Ama yalnız ve dik durmak için gerçekten çok şey gerekir.

Charles Bukowski Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

Hıçkırarak ağlayan bir kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır.

Herkes herkesi aynı sevemez. Kimileri gururunun yettiği kadar sever; Kimileri de ömrünün yettiği kadar.

Fazla ısrar etmemeli insan. Elinden gelenin en iyisini yapıp, beklemeli. Vazgeçeceği noktayı çok iyi bilmeli.

Entellektüel; basit bir şeyi karmaşık söyleyebilen kişidir; sanatçı ise zor bir şeyi kolay.

Üzülme evlat; kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki de.

Öyle bir zaman gelecek ki, toz kondurmadıkların, kirden görünmemeye başlayacak!

Bazı duyguları, bildiğin kelimelerle açıklayamazsın. Sen en yakın kelimeyi seçersin, aradığın kelime kesinlikle o değildir.

Onu sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin; zor olan onu affettiğin için kendini affedebilmektir.

İnsan, geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir.

Bizi inciten küçük şeyler değil; küçük şeyleri yapan kişilere yüklediğimiz büyüklüklerdir.

Anlamlı Charles Bukowski Sözleri

Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.

Çiçekler ölüler için değildir, ölülerin çiçeğe ihtiyaçları yoktur.

Açıkcası fahişeleri, düşmüş kadınları arzu ettim çünkü ölüdür onlar ve serttirler, sizden hiç bir şey beklemezler. Çekip gittikleri zaman hiç bir şey kaybetmezsiniz.

Güvenmek senin salaklığın olabilir ama, güvenini kırmak karşıdakinin karaktersizliğidir.

Sevmek belki bir şeydir; ama sevildiğini bilmek çok şeydir.

Neler hissettiğinizi anlayan, nasıl yardım edileceğini bilen birini bulmaktır tek ilaç.

Bulabildikleri en güzel kısrakları getirmişler ama aygır hepsinden uzaklaşmış. Derken birinin aklına bir şey gelmiş, bu işlerden anlayan birinin. En güzel kısrağı çamurla sıvamış ve aygır hemen onunla çiftleşmiş. Teori, aygırın kısrakların güzelliği karşısında aşağılık duygusuna kapıldığı, kısrağın güzelliği çamurla kirletildiğinde kendini eşit, hatta üstün hissedip çiftleştiği şeklinde. Atların beyinleri ile insan beyni arasında şaşırtıcı benzerlikler olabilir.

Bazı insanların en büyük zaafı, bazı insanları çok umursamaktır.

Dürüst olduğun için kaybedebilirsin, ama yalan söyleyip utanmaktan iyidir.

Sinsi hırsızı asıl heyecanlandıran çaldığı nesnenin değerinden çok çalma eyleminin kendisidir.

Bazı günler yorganı başına çekip yatakta kalmak en iyisidir.

Bir erkek sadece iyi bir kadın bulamadığında çok fazla kadına ihtiyaç duyuyordu.

En zoru da ne biliyor musun ? Yalnızlığın belli olmasın… Ve insanlar daha çok soru sormasın diye… Az konuşmak ve az gülümsemek.

Sahte biçimleri ve sahte tanrıları benimseyenler, harcanmış bir hayatın utancını ve dehşetini biçerler.

En iyisi rol yapmak, kalabalığın içine karış ve göze batma. Gizlenmenin yolu herkes gibi davranmaktan geçer.

Kadın senden soğumuşsa unut gitsin. Seni severler, sonra içlerinde bir şey döner. Bir lağım çukurunda ölmek üzere olduğunu, ya da bir arabanın altında kaldığını görseler bile üzerine tükürürler.

Etkileyici Charles Bukowski Sözleri

Hep eksik hissettim kendimi yalnızken; iyi hissettiğim de oldu ama hep eksik.

Kadınlar acı çekmek için yaratılmışlardı sanki; sürekli sevgi sözcükleri duyma ihtiyaçları bundan kaynaklanıyordu belki.

Daha iyi bir dünya istiyorsak sokaklarda savaşmakla kalmayıp içimizde ve aklımızda da savaşmalıyız.

Seçilmiş bir yalnızlık insanın sahip olabileceği en büyük lükstür.

Hayat bu ya; Kalplerimizi yoranlar, Yordukları kalbin hiç farkına varmadılar …

Ayakta kalmasını bilen insanlar için kaybetmek büyük bir mesele değildir.

İnsanın en büyük hatalarından biri de, doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.

Dayanıklılık bazen hakikatten daha önemlidir.

Bazı insanları acı büyütür ve yaşatır. Acı çekmeden, o korkunç yalnızlığı tatmadan kendisi olamaz bazı insanlar. Ne zaman ki en sevdikleriniz yan çizer, ne zaman ki birer birer düşürür herkes maskesini, ne zaman ki yalnızlıktaki o muhteşem gücü keşfedersiniz, o zaman başlarsınız gerçekten yaşamaya.

İnsanlar kan bağını fazla abartıyorlar. Biriyle akraba olman onu diğerlerinden daha önemli kılmaz.

İçmek, duygusal bir iştir. Sizi günlük hayatın rutininden alıp çıkarır. Sizi bedeninizden ve zihninizden uzaklaştırıp duvara fırlatır. İçki içmenin bir çeşit intihar olduğuna inanırım fakat bu sefer geri dönüp ertesi gün yeni baştan başlama şansınız vardır. Kendinizi öldürüp yeniden doğmak gibi. Sanırım ben şimdiye kadar 10 ya da 15 bin hayat yaşadım.

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Sadece kendini beğenmiş insanlar her soruya bir cevap ve öğütle karşılık verir.

Dostumsan yanımda, düşmanımsan karşımda ol. Ortada bir yerde isen; herkesten uzak ol.

Susuyorum. Konuşursam anlamazlar, ben susarak anlaşılmayı tercih ediyorum.

Özlü Charles Bukowski Sözleri

Tutunamadığın dalda yaprak olmaya çalışma, kimseye zorla sevdiremezsin kendini.

Hayatınızda ki odunlar yalnızca cehenneminize yakıt oluyor, biriktirmeyin dostlarım.

Zor günlerini yalnız atlatan, kimsenin yokluğunu hissetmez.

Bazı insanlar kendi kendine iyileşmek zorundadır. Kimseye yardıma ihtiyaçları olduğunu anlatmazlar, belli etmezler.

Yıkıldığı zaman altından kalkabileceğin hayaller kur. İnsanların seni yarı yolda bırakma ihtimalini unutma.

Aslında insanların gerçek yüzleri her zaman ortadadır.Sadece bakmakta ve anlamakta geç kalırsın.

Güvensiz kalplerimizi, Karaktersiz insanlara borçluyuz.

Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin. Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı.

Gerçekten yaşamak için önce bir kaç kez ölmelisiniz,bunun başka yolu yok.

Boş insanlarla içi dolu hayaller kuramazsınız.

Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım.

Depomuzdaki yakıttır ölüm… Devam edebilmek için ihtiyacımız var… Hepimize lazım… Bana lazım, size lazım… Zamanı geldiğinde gitmezsek çevreyi kirletiriz.

Anlamaya başladığımız an her şeyin başladığı andır ve bazılarımız artık anlamaya başlasa çok iyi olacak.

Kaldığın yerden devam etmek diye bir şey yoktur. Ya bıraktığın orada değildir, ya da bıraktığın gibi değildir.

Size zaman ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.

Charles Bukowski’den Hayat Dersleri

İnsanlar mutlaka değişir, genellikle de asla olmayacaklarını söyledikleri şeye dönüşürler.

“Seni hiç bir zaman affetmeyeceğim” içerisinde, “Seni hiç bir zaman unutmayacağım”ı da barındırır..

İçki meselesi bu, diye düşündüm kendime bir içki alırken. Eğer berbat bişeyler olmuşsa, unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin ve hiçbir şey olmamışsa bir şeyler olması için içersin.

Demokrasi ile diktatörlük arasındaki fark: Demokrasi’de önce oy kullanıp sonra emir alırsın, Diktatörlük’de seçimle filan zaman kaybedilmez.

Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan, hazırsın demektir. Artık mutsuz olabilirsin.

Ya düşlerinin peşine düşmeyi seçersin ya da olanları kabullenmeyi. İyiliklerinle güçlenir, keşkelerinle tükenirsin! Karar senin.

Benim hayatım, benim seçimlerim, benim hatalarım, benim sorunlarım, benim yalnızlığım; yani özetle: Sizi ilgilendirmez.

İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar.

Yalnızlıkla beslenen biriydim; yalnızlığımı alırsanız yemeğimi ve suyumu almış kadar olursunuz. Yalnız kalamadığım her gün gücümden bir şeyler alıp götürür. Bununla övünmüyorum ama önemliydi benim için. Odanın karanlığı güneşti bana.

Aşk ne zaman biter biliyor musun? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa.

İnsan ırkından utanç duyuyorum, ama bu utanca katkıda bulunmanın da bir anlamı yok. Elimden gelirse bu utancı azaltmak isterim.

Tünele girdiğinizde dikkat edin dostlarım, umut sandığınız ışık tren farı olabilir.

Kuşkusuz ki en büyük ön yargı; etrafımızdaki herkesi ‘insan’ sanmamızdır.

Hayat öyle bir şeydir ki; doğarken neden ağladığını yaşarken fark ettirir.

Zor yola kolay kişilerle çıkmak en büyük hatam.

Ne kadar iyi bir insan olduğunun pek önemi yok, nasıl olsa ilk hatanda en kötü insan sen olacaksın.

Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren. Çünkü zor zamanlarda, en çok ona ihtiyacın olacak.

Her dakikanın son saniyesinde yaşamaktır hayata geç kalmak.

Sebeplerimi bilmiyorsan, seçimlerimi yargılama.

Dünyanın büyük kısmı kafayı yemişti. Geri kalanlar da öfke içinde yaşıyorlardı. Ha bir de ne kaçık ne de öfkeli olmayıp, sadece salak olanlar vardı. Hiç şansım yoktu yani. Hem de hiç. Sadece oturup sonumun gelmesini bekliyordum.