Zülfü Livaneli Sözleri

Anlamlı ve Güzel Zülfü Livaneli Sözlerialıntı sözleri

Zülfü Livaneli sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Zülfü Livaneli sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Ömer Zülfü Livanelioğlu veya bilinen adıyla Zülfü Livaneli, 20 Haziran 1946 tarihinde Konya’da dünyaya geldi.Bağlama çalmayı eniştesinden öğrenen Livaneli, ABD Fairfax Konservatuarı’ndan mezun olmuştur.

Sanat kariyerine sinema filmlerini de ekleyen Livaneli, dört filmin yönetmenliğini yaptı. Bu yönetmenlikle 1989 senesinde Montpelier Film Festivali’nde “Altın Antigone” ödülünü aldı.

1996 senesinde UNESCO tarafından büyükelçilik verildi.

Zülfü Livaneli şarkıları her zaman edebiyatla, şiirle iç içe olmuştur. “Gün Olur” Orhan Veli’nin, “Karlı Kayın Ormanı” Nazım Hikmet’in, “Merhaba” Yaşar Kemal’in, “Yiğidim Aslanım” Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, “Leylim Ley” Sabahattin Ali’nin, “Yangın Yeri” Ataol Behramoğlu’nun ve pek çoğumuzun bilmediği üzere “Özgürlük” şarkısının sözleri ise ünlü Fransız yazar Paul Eluard’ın şiiridir.

En Çok Beğenilen Zülfü Livaneli Sözleri

Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.

Gülen insan; yani dünyaya ve kendisine mizah duygusuyla yaklaşabilen kişi, öfkeli insandan daha olgundur, daha hazımlıdır.

Doğruları cesaretle savunmak, ileride daha az zarar görmek için başvurulması gereken en önemli yoldur.

İnsanlığın en büyük buluşunun kitap, en kötü buluşunun da okul olduğunu düşünüyorum.

İnsanoğlunu bu kadar çılgın bir tür haline getiren ve birbirine kıymaya götüren itkinin, öleceğini bilen tek canlı varlık olmasından kaynaklandığını anladım. Diğer canlılar gibi bu bilincimiz olmasaydı, daha iyi bir dünyada yaşardık.

Zülfü Livaneli Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

Düşünce, kültürden türer. Kültürün beslediği düşünce ise üretime dönüşür. Gelişmiş ülkelerin sadece tüketimini, teknolojik seviyesini ve refahını görmek, meyvelere gözünü dikerek ağacı görmemek demektir. Ağaç, kültürdür.

Belki de her şeyini yitiren bir insanın son sığınağı insan onurudur, elinde kalan tek şey budur.

Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez.

İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor.

Ölümün kıyısına gelmiştim. Ölümün kıyısı, ölümün kendisinden daha feci bir şeydir, bunu yaşayarak öğrendim.

Ölüm eşitliktir. Mezar, imparatorlarla mahkumu, zenginle yoksulu, güzelle çirkini, bilgeyle deliyi eşit kılar.

Hayatta anlamlı olan değerler parayla sahip olunamayanlardır.

İnsan yaşadığı gibi düşünür, düşündüğü gibi yaşar.

İnsan, yetişkin hırslarından arınmaya başlayınca, çocuk saflığına tekrar dönme olanağına kavuşuyor.

Galiba zeka ile kurnazlık ters orantılı. Biri azalırsa öbürü artıyor.

Anlamlı Zülfü Livaneli Sözleri

Bazıları yaşlanır ama olgunlaşmazlar; ömürlerin sonuna kadar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü en önemli konu olarak kalır. Beğenilmek, sevilmek ister ve bütün güçleriyle bunu sağlamak için uğraşırlar. Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlar. Bu aşamada kişinin “nasıl göründüğü” sorusu önemini kaybeder; bunun yerine kendisinin “dünyayı ve insanları nasıl gördüğü” öne çıkar.

Köpek ısırığının acısı geçici, insan ısırığınınki kalıcı olur!

Şeytan nedir? Kötülüğün nesidir? Sebebi midir, bahanesi midir?

Kötülük ve iyilik bir tek şeydir, parçalanamaz. İyilik, kötülükten ayrı değildir.

İnsan kendi olmaktan çıkabilir mi, bambaşka bir kişiye dönüşüp başka bir hayat yaşayabilir mi?

İnsan, her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez. İki tarafı ağaçlıklı toprak yoldan yürürken, tepede buluşup birbirine girmiş dalların nasıl bir güzellik yarattığını, akşam sefalarının bir mucize gibi birden açıverdiği bahçelerdeki alçak sesli sohbetleri, bazı evlerden belli belirsiz duyulan aşk fısıltılarını da. Bunları sadece yaşar.

Geleceğe ait hiç bir hayalimin olmadığının farkına vardım. Ziyan olmuş bir yaşamın arkasından ağıt yakıyordum ve ileriye dönük hiçbir şey söylemiyordum.

Rus kızı votka gibidir tek başına içilir, hiç bir şey istemez ama Türk kızı rakı gibidir, yanında meze ister, peynir kavun ister, ister oğlu ister.

Hiçbir iktidar masum değildir. Bütün iktidarlar öyle ya da böyle, birinin katilidir.

Gerçeği bilmek her zaman iyi sonuç vermiyor, bazı şeylerin gizli kalması daha iyi.

İnsanın başkalarından hesap sormasının her zaman pek yararı olmaz ama kendi kendinden hesap sorması her zaman yararlıdır.

Güçlünün tek bir isteği vardır: daha fazla güç!

Kısacası azizim, insan insan olarak yaşamalı, eşek eşek olarak.

Etkileyici Zülfü Livaneli Sözleri

Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.

Solcuların temel sorunu çok basit. Sağcılardan daha istikrarlılar.

Varlığımın bir anlamı var mıydı ki, yokluğumun olsun?

Merhamet zulmün merhemi olamaz!

Medya patronlarının en büyük sermayesi ne makineleridir, ne parasıdır; halkın cehaletidir.

Yetişkinlerin çoğu, çocuklardan aptaldır; yani aptallaştırılmıştır. Çünkü eğitilmişlerdir.

Evet ölüler diyarında tek bir dil vardır; insanlar hangi dilde konuşursa konuşsun, öldüğü anda hepsini unutur ve ölmüş olan herkesin bildiği dili konuşmaya başlar.

Şiddetten nefret ediyorum ama ne yazık ki şiddeti durdurmak da şiddet kullanmayı gerektiriyor.

İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olandır.

Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti.

Büyük sanatçılar, içinde yetiştikleri ülkenin, evrensel kültüre sunduğu armağanlarıdır.

Asil insanların en neşeli zamanında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir.

Koltukta oturanlara önerim, bu ülkenin kurucusunun gözlerine baksın. O zaman ne yapmaları gerektiğini anlayacaklardır.

İnsanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.

Özlü Zülfü Livaneli Sözleri

Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey.

Sözcükler bize, asıl söylemek istediklerimizi gizlemek için verilmiştir.

Müzik, edebiyat gibi duyguları anlatmıyor, bizzat yaşatmak amacını güdüyordu. Bu da işe yaramaz bir şeydi, çünkü benim duyguları yaşamaya değil öğrenmeye ihtiyacım vardı.

İnsan toplumları devlet otoritesi olmadan yaşayamaz. Sen hiç devletsiz bir ülke gördün mü? En ilkel kabileden, en büyük ülkeye kadar hepsinin kendilerini güdecek bir çobana ihtiyacı var.

Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara.

Her insanın içinde iyi ve kötü, yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir.

Tanrı bile insanlara kitaplar yoluyla seslendi.

Mutlu olabilmenin tek şartı “unutmayı” başarabilmektir.

Bilgi ne garip bir şeydir. Şişede hapsedilmiş bir cin gibi yıllarca duruyor, senin gelip kapağını açacağın günü bekliyor.

Bırak hayat bir nehir gibi aksın; olumlu düşün ki her şey olumlu olsun; dünyadaki kötülüklerin kaynağı olumsuz düşünmektir.

Yapmadığımız soykırımla suçlanıyoruz. Oysa biz nerelerde soykırıma uğradık.

Ölü, ölümden korkmaz.

Aptallık bu memlekette o kadar yaygın ki, kapıyı pencereyi sıkıca kapamazsan havayla bile içeri girer. Dünyanın en bulaşıcı hastalığıdır aptallık.

Gerçek bilgi okuldan değil kitaptan edinilir.

Üç kıtadan bölündük, bir küçük yarımada da misafir muamelesi görüyoruz.

Zalimlik bir tercih değil, yapılan işin gereğiydi.

İnsan küçük düştüğünü hissedip kendini korumaya girişince, karşısındaki hiç aklına gelmiyor ve dünyanın en zalim yaratığı kesilebiliyor.

Kötülüğü yenmek, iyiliği yenmekten daha zor. Bu yüzden iyiler savunmasız oluyorlar, her türlü zararı görebiliyorlar.

Hani insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı. Hani unutmak, insan soyunun en büyük şifasıydı.

Varlık yokluktur, yokluk da varlık! Hepsi gören göze bağlı!

Eskiden köleler hiç olmazsa ayaklarına geçirilen prangaların farkındalardı. Şimdikiler zincirlerini bile göremiyorlar.