Montesquieu Sözleri

Anlamlı ve Güzel Montesquieu Sözlerialıntı sözleri

Montesquieu sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Montesquieu sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Fransız aydınlanmasının önde gelen temsilcilerinden biri de 1689-1755 yılları arasında yaşayan Montesquieu’dur. Siyaset ve hukuk felsefecisi ve toplumsal konularda etkili bir eleştirmen kimliği ile belirginleşmiştir. Fransa’nın güney batısındaki Brede şatosunda doğdu. Babası aristokrat sınıfından bir subaydı. Katolik Juilly kolejinde okuduktan sonra Bordo Parlementosunda görev aldı

Montesquieu (Charles-Louis de Secondat, Baron de La Brède et de Montesquieu), Fransız siyasetine, Kilisenin uygulamalarına, toplumsal koşullara ağır eleştiriler getirdi. Yasaların Ruhu eserinde kanunlar karşısında bütün insanların eşit olması gerektiğini savundu.

Montesquieu’nun araştırma yöntemi de ilginçtir. Hareket noktasını daima olgular oluşturur. Gözlem ve deneyim onun yönteminin temel taşlarıdır. O, toplumsal ve hukukî olguları tıpkı doğa olayları gibi gözlemiş, türlerini saptayarak sınıflamış ve böyle oluşlarının sebeplerini tayine çalışmıştır.

En Çok Beğenilen Montesquieu Sözleri

Yasası olan toplum mutlu toplumdur. Ondan daha mutlu olanıysa yasaların kabul gördüğü toplumdur. Ondan da daha mutlu olanıysa yasalarında ayrım bulunmayan toplumdur. Toplumların en mutlu olanı ise yasaya ihtiyacı olmayanıdır.

Büyük işler başarmak için üstün yetenekli olmak gerekmez. İnsan üstü değil, ama insanların içinde onlarla birlikte olmak gerekir.

Mutluluk, varacağımız bir istasyon değil, bir yolculuk şeklidir.

Bazen susmak, söylenen bir sürü sözden çok daha fazlasını ifade eder.

Eskiden, bir ülkeye karşı savaşmak için asker aranırdı. Bugün, askerleri savaştırmak için ülke aranıyor.

Montesquieu Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

Ne mutlu o insana ki, kendi liyakatinden bahsetmeyecek kadar mağrurdur!

Hürriyet, kanunların müsaade ettiği her şeyi yapmak hakkıdır.

İnsanlar doğuştan eşittirler ama bunu sonuna kadar sürdüremezler.

İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.

Akrabalığı oluşturan yalnızca kan bağları değil, aynı zamanda yürek ve akıl bağlarıdır.

Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.

Pek çok konuda başarı, başarmanın ne kadar vakit alacağını bilmeye bağlıdır.

Onuruna düşkün şahsiyetli ve cesur fakat esaret altında yaşayan bir millet esaretten kurtulmak veya karakterini yumuşatmak zorundadır.

Aksi kanıtlanmadıkça kimse suçlu değildir.

Halk, hürriyetinden en çok faydalanıyormuş gibi göründüğü zaman, bilin ki hürriyetini yitirmek üzeredir.

Anlamlı Montesquieu Sözleri

İki çeşit bozulma vardır: Birincisi, halkın kanunlara uymamasından doğar; ikincisi, halkın kanunlar tarafından bozulmasıdır. Tedavisi güç bir hastalıktır bu. Bizzat devanın içinde bulunan bir hastalıktır da ondan.

Kanunlar daima kanun koyucunun tutkuları ve önyargılarıyla karşılaşırlar. Kimi zaman bunların aralarından geçerler ve renklerini alırlar ; kimi zaman geçemezler ve onlarla karışırlar.

Eğer ülkeme yararlı olacak, diğer ülkeleri mahvedecek bir şey biliyorsam prensime önermem; çünkü ben önce bir insanım, sonra bir Fransızım. Ben zorunlu olarak insan doğdum ve tesadüfen Fransız oldum.

Doğruluk ortadan kalktımı, yükselme tutkusu bazı yüreklerde yer bulabilir, cimrilik ise bütün yürekleri sarar, istekler konu değiştirir, dün söylenen bugün söylenmez olur, yasalar içinde özgurken, yasalara karşı özgür olmak istenir, her yurttaş sahibinin evinden kaçmış bir köle gibidir. Ahlak öğüdü baskı, kural boyunduruk olur, dikkatin yerini korku alır.. Eskiden herkesin mali kamunun hazinesi iken şimdi kamunun hazinesi şunun bunun mali olur. Bu durumda artık cumhuriyet cansız bir bedendir ve artık güçlü olan kendisi değil, birkaç yurttaştır ve herkes kendi çıkarı peşindedir.

Eğer insanları önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. önyargı dediğim, bazı şeyleri bilmemek değil, kendini bilmemektir.

Ayrı ayrı birer ahlaksız yaratık olan insanlar, toplu oldukları zaman namuslu kişiler olurlar.

Çeyrek saatlik bir okumanın gideremeyeceği üzüntüm olmamıştır.

Ticaret eşit kişilerin yapacağı iştir ; nitekim zorba devletlerin içinde en sefil, en kötüsü de hükümdarı ticaretle uğraşan ülkedir. Çünkü bu derecede saygın kişiler çeşitli ayrıcalıkları avuçlarının içine almakta güçlük çekmezler.

Devletin başında bulunanların çoğunun namussuz olması, aşağı tabakada olanların ise namuslu olması, birincilerin aldatan, kandıran olması, ikincilerin de aldatılandan başka bir şey olmamaya razı olması ülkede büyük çapta bir huzursuzluk meydana getirir.

Zekanın peşinde koşmayın aptallığı yakalarsınız.

Terbiyeyle olabilecek şeyi kanunla yapmaya çalışmamalı.

Cumhuriyet erdemli insanların yönetimidir .

Toplum, zavallı insanlardan kaçarken, ben zavallılığın kaynağı olan umutsuzluktan kaçarım.

Etkileyici Montesquieu Sözleri

Bir devletin yapısında şu iki şeyden ötürü değişiklik olur: Ya devletin yapısı düzeltilir ya da devletin yapısı bozulur. Devlet, ilkelerini korur, yalnız yapısını değiştirirse kendisini düzeltiyor demektir; ilkelerini yitirir yapısını değiştirirse o zaman devlet bozuluyor demektir.

Cumhuriyet hükümetinde bütün vatandaşlar eşittir; istibdat (despotluk) hükümetinde de bu böyledir. Birincisinde insanlar eşittir, çünkü insan her şeydir; ikincisinde insanlar yine eşittir, çünkü insan hiçbir şey değildir.

Hür bir milletin bir kurtarıcısı olabilir, köle bir milletin ise bir başka efendisi çıkar ortaya.

Hiç kimsenin servetine güvenemediği bir ülkede, mal ve mülkten ziyade kişiye saygı gösterilir.

Başarılı olmak için çaba gösterirsen şans seninledir. Tembeller için şans diye bir şey yoktur.

Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.

Cumhuriyetler zenginlikten, diktatörler de yoksulluk yüzünden yıkılırlar.

Nasıl ki bir cumhuriyete fazilet gerekiyorsa, istibdat hükümetine de korku gerekir; fazilete lüzum yoktur orada; onur ise tehlikeli bir şey olur.

Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini meydana getirir.

Laf yetiştirmekten, kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar var.

Müslüman devletlerinde, halk, hükümdara karşı duyduğu saygının çoğunu dinden alır.

Bir rejim, halkın adalete inanmaz bir hale geldiği noktaya gelince o rejim mahkum olmuştur.

Doğmakta olan millet bozulmaz; bir millet, ancak yetişmiş kişileri bozuk olduğu takdirde yıkılır.

Görgü, nezaketten daha değerlidir. Nezaket başkalarının kusurlarını pohpohlarken, görgü kendi kusurlarımızı gün ışığına çıkarmamızı engeller.

Doğal durumunda insan, bilgiye sahip olmaktan çok, bilme yetisine sahiptir.

Özlü Montesquieu Sözleri

Bir ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden fazla ise, o ülke batar.

Bir milletin gençleri ne zaman bozulur biliyor musunuz? Yetişkinleri bozulduğu zaman.

Yasama yetkisiyle uygulama ya da yürütme yetkisi aynı kişi ya da aynı memurlar topluluğuna verilirse, ortada hürriyet diye bir şey kalmaz; çünkü aynı hükümdarın ya da aynı senatonun, şiddet kullanarak uygulamak için ağır kanunlar yapmasından korkulur.

Cehaletin hüküm sürdüğü bir çağda, insanlar en büyük kötülükleri yaparken dahi, herhangi bir şüphe duymazlar. Aydınlık bir çağda ise, insan en büyük iyilikleri yaparken dahi korkuyla titrer.

Gerçek birlik, müzikte genel ahengin olmasına yardım eden zıt sesler gibi bize ne kadar aykırı görünürse görünsün farklı fikirleri toplumun yararı için hizmete sevk eden ahenktir.

Hapishaneler dışardakiler kendini namuslu sansın diye yapılmıştır.

Tarihin din savaşlarıyla dolu olduğunu kabul ediyorum. Fakat dikkat edelim, bu savaşlara neden olan kesinlikle dinlerin çokluğu değil, kendini hakim din olarak gören dini harekete geçiren hoşgörüsüzlüktür.

Para için oy verildiğini görürseniz sakın şaşmayın. Halktan fazlasıyla alamadıkları şeyi hiçbir zaman ona vermezler; ama halktan almak için de hükümeti devirmek lazım.

Bazı hakikatler vardır ki sadece ikna etmek yetmez, bunları hissettirmekte gerekir. Ahlakla ilgili hakikatler de öyledir.

Siyasi fazilet, kişinin benliğinden fedakarlık etmesi demektir; bu ise öteden beri çok ağır ve çok güç bir iştir. Bu fazileti, kanun ve vatan sevgisi diye tarif etmek mümkündür. Genel çıkarı, kişinin, kendi çıkarına, devamlı olarak tercih etmesini gerektirdiğinden ona bütün özel faziletleri verir. Bu faziletler işte bu tercihten başka bir şey değildir. Bu sevgi yalnız demokrasilere özeldir. Yalnız demokrasilerde hükümet her vatandaşa emanet edilir.

Vergilerin ağırlığı önce fazla çalışmayı gerektirir; fazla çalışma bıkkınlığı, bıkkınlık da tembelliği meydana getirir.

Luizianalı vahşiler yemek yemek istedikleri zaman ağacı dibinden kesip yemişi koparırlar. Zorba hükümet de böyledir işte.

Seçme yeterliğine sahip vatandaşların çoğu seçilme yeterliğine sahip değildir, aynı şekilde başkalarının yönetimi konusunda fikir sahibi olma yetisine sahip halk da kendi kendini idare etmeye muktedir değildir.

Devletler hukuku, doğal olarak şu ilkeye dayanmaktadır: Bütün milletler barış halinde iken birbirlerine ellerinden geldiği kadar iyilik edecekler; savaş halinde iken, kendi gerçek çıkarlarına zarar vermemek şartıyla birbirlerine mümkün olduğu kadar az kötülük edecekler. Savaşın amacı zaferdir; zaferin amacı istiladır; istilanın amacı da varlığın devamıdır.

Lüks daima servet eşitsizliği ile orantılıdır. Şayet bir devlette zenginlikler eşit paylaştırılıyorsa orada lükse yer olmayacaktır. Zira lüks salt başkalarının emeği ile elde edilen konfor üzerine kurulur. Zenginlikleri eşit şekilde bölüşülebilmesi için kanunun herkese sırf ihtiyacı kadarını vermesi gerekir. Bunun ötesine geçilirse birileri harcar diğerleri satın alır ve eşitsizlik olur.