Ben geç kalmadım,ya sen?

Sevgi dolu, ancak sevginin yürekte saklandığı bir ailede yetişmişti genç kız. Sevginin dile vurulması gerektiğini düşünmemişti hiç… Seviyorum demeye ihtiyacı var mıydı ? Babası zaten biliyordu, minik kızının kendisini sevdiğini. Kendisi de duymamıştı babasından. Sevgisi hep içindeydi, hareketlerindeydi ama dilde değil.

Bunun eksikliğini duyduğunda ise çok geç kalmıştı. Utanıyordu artık. İnsan babasına seni seviyorum diyemezdi. Seni Seviyorum; bu aileden olmayan birine , belkide hak etmeyen birine kolay söylenebilirdi ama insanın babasına söylemesi utanılacak birşey olduğunu düşünüyordu.

Utanıyordu; ah bi bir kere deseydi babasına ,gerisi gelecekti biliyordu… Seni seviyorum dedikleri tek tek yok olmuştu hayatından. Hak etmemişlerdi bu sevgiyi, hatta seni seviyorum kelimesini. Anlamı bile basitleşmişti bu kelimenin. Oysa hep yanında olan canı gibi sevdiği babasına söyleyememişti.

Sırf söyleyememek değildi hırsı. Dokunamıyordu babasına. Sadece bir kere elini tutmuştu babası. Çok acı çekiyordu genç kız, ufak bir operasyon sırasında babasını yanında istemişti. Elini tutmuştu babası, sıkıca. Sanki eli kuvveti olmuştu kızın. Acısını hafifletmişti… Bir kez tutmuştu elini… 

Her gece dua etti genç kız; Tanrım babamın elini tutmam için, ona sevgimi haykırmam için yardım et. Onun kolunda, gururla yürümek istiyorum. Kimi zaman unuttuğu da oluyordu bu duayı ama Tanrı biliyordu ve bir fırsat yaratacaktı onun için. buna emindi… 

Ve bir gece babasının hastalanmasına şahit oldu genç kız. Birden bire değil yavaş yavaş hastalanmasının her anını gördü. Babasının kolunun uyuştuğunu fark etti önce, hastaneye götürene kadar yavaş yavaş gelen felcin her dakikasına şahit oldu. Hıçkırarak ağlarken, babasının koluna girdiğini ve onun elini tuttuğunu hatırlıyordu…… 

Hastaneyi inletircesine ağlamaları engellememişti felci. Neden Tanrım, neden şimdi, neden böyle bir zamanda? Haykırışlarını duyanlar ettiği duayı bilemezlerdi ki….. günler boyu ağlamaları dinmedi. Seni seviyorum demesini duymadı babası belki ama Tanrı duymuştu ve babasını genç kıza bağışlamıştı belli ki…. bundan sonra babasına, hak eden kişiye söyledi genç kız sevdiğini.

Utanmadan, gururla söyledi. Babam bu duygularımı belki hiç bilmedi. Ama ben herkesten çok hak ediyordum ona sevgimi söylemeyi. Ve en çok o hak ediyordu benim sevgimi 

Sevgi her zaman kolların açık duruşudur, sevgi için kollarınızı kaparsanız, kendiniz dışında tutacak hiçbir şey kalmadığını görürsünüz.

Leo Buscaglia

Sevginin hiçbir maddi tarafı yok. O, bedene diğer duygular ya da tutkular gibi haz ya da acı vermez. Çünkü onun sahası ruhtur. O yalnızca huzurdan ve devamlılıktan ibarettir.

Panait Istrati

Bulutla Yıldızın Hikayesi

bulutalıntı sözleri

Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız varmış…Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu, yıldızsa; en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıymış…

Gökyüzündeki her varlık onların sevgisi kıskanırmış.Tatlı bir kıskançlıkmış tabii ki onlarınki… Ama biri varmış ki, bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyormuş. Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen…

Bulut biraz safmış, kimseyi kıramazmış… Yıldızsa ‘bulut’ u için elinden gelen herşeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirmiş… Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri varmış… Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmaları için kullanacağını?

Bir gün nazar değmiş, bulutla yıldıza… Hiç yoktan bir sebepten tartışmışlar. Bulut, çekip gitmiş, hatalı olmasına rağmen…Yıldızsa “Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir.” diye düşünmüş. Fakat hiç bir şey beklediği gibi gitmemiş. Ve bulut dönmemiş…Kim bilir, belki de cesaret edememiştir dönmeye bilinmez. Ama tek bir gerçek vardı ki : O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı…

Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağlamışlar onların durumlarına ama ne fayda…

Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlatmış. Periyse göstermelik bir hüzne bürünmüş… Çünkü eline büyük bir fırsat geçmiş. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde… O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını… Hem de büyük bir zevkle…

Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü, ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü… Çünkü yıldız inatçıydı…Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp, ona olan sevgisini itiraf etti… Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızın yerine geçmesine izin verdi…

Yıldız, günlerce bulutun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi. Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı…

Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda el eleydi… Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza… Yıldız, çok üzüldü ve çaresiz döndü arkasına ve gitti… Ve yavaş yavaş sönmeye başladı.

O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu… Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi…

Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü… Ama kolay pes etmedi…Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi…

O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan… Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti… Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi… Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza…

O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır… Bulutsa; hep gözyaşlarını akıtır dünyaya… Bir de yüreğinde kopan fırtınaları…

Her yürek sevebilseydi eğer, ayrılık hiç olmazdı. Her seven yürekli olsaydı zaten ‘aşk’ bu kadar basit olmazdı !

Can Yücel

Anlamak ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Anlamak ile ilgili güzel sözleri sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Anlamak sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Hayatın geneline baktığımızda anlamaya çalışmak en büyük uğraştır, çünkü gerçekten de anlaşılmaz bir hayatta yaşamaktayız. Hayata biraz dışarıdan baktığımızda burada ne aradığımızı sormamız gerekir.

Hayatlarımız başka insanların ve canlıların eseridir. Anlamaya çalışmamız da onlar sayesindedir. Kimse kendi başına değildir. O halde her şey anlatır ve her şeyi dinlemek gerekir. Farklı görüşlerin, farklılıkların bir anlamı vardır. Farklılıklara tahammül etmek bir yana, anlamaya çalışmak gerekir.

Gördüklerinizi anlamak için daha önce yaşamış olmalısınız. İnsan ancak yaşadığı kadarını görür, gerçek hayatında veya rüyalarında yaşadığı kadarını. Zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil, onları anlamaktır.

En Güzel Anlamak Sözleri

Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.Kızılderili Atasözü

Bu söylediğim söz de senin anlayacağın derecededir. Ben, doğru anlayan kişilerin hasretiyle ölüyorum.Mevlana

İnsan, ancak kendini anlaması derecesinde huzur ve sükûnete kavuşur; çünkü kendini anlamakla, başkalarını da anlar, eşya arasındaki alakayı daha iyi keşfeder ve bu yüzden bir şey karşısında da telaş göstermez ve rahatsız olmaz.James Ailen

En anlamlı bakış, bir çift ıslak gözde saklıdır. Çok şey anlatır; çünkü dil bağlanır, yürek konuşur.Milan Kundera

Bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için geldik. Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak, hayat ne kadar güzel olurdu.Ernest Renan

Anlamak ile İlgili 12 Güzel Söz

Başka bir insanın hakikati, onun sana açıkladığı şeyde değil, açıklayamadığı şeydedir. Bu yüzden, onu anlamak istersen, söylediğine değil, söylemediğine kulak ver.Halil Cibran

En büyük silahımız olan düşünme gücünün asıl işi, gerçeği bulmak, anlamak, değiştirmektir.Kemal Tahir

Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için dünyayı dolaşmanız gerekmez.Goethe

Bir insanı gerçekten anlamaya çalışmak, belki de yapabileceğiniz en önemli yatırımdır.Stephen R. Covey

Benim için anlamak araç, yaşamak amaçtır. Yani sevinç, yaşam, umut, erdem ve iyilikleri çoğaltmaktır.Frederic Amiel

Dünyayı temelinden değiştirmek isteyen her kişi, önce onu yanlışsız olarak anlayabilmelidir.Milovan Cilas

Keşke sen ben olsan; seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan. Keşke ben sen olsam; bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam.Özdemir Asaf

Bana söylersen unutabilirim. Gösterirsen anımsayabilirim. Ama beni de katarsan anlarım.Kızılderili Atasözü

Birbirimizi bağışlayabilmeden önce, birbirimizi anlamamız gerekir.Emma Golman

Anlamak için görmek, görmek içinde dikkatli bakmak gerekir.Ülkü Tamer

Siz kendiniz meseleyi anlamadıkça, onu başkasına anlatamazsınız.Lord Byron

İnsanların en çok inandıkları şeyler, en az anladıklarıdır.Montaigne

Anlamlı Anlamak Sözleri

Mesut olduğum zaman insanları anlıyorum sanmıştım; halbuki onları ancak felaket içinde tanımam mukaddermiş.Napoleon Bonaparte

Savaşı anlamak istiyorsanız tepedeki komutanlara ya da gökteki meleklere değil sıradan erlerin gözlerinin içine bakın.Yuval Noah Harari

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.Mevlana

Hiç anlamamak, anladığını zannetmekten iyidir.P.Syrus

Anlamak istemedikleri için anlamayanlara gelince onlardan yüz çevirin, onlar affedilmez bir hata işliyorlar.Alexis Carrel

Kadınlar anlaşılmak için değil yaşanmak içindir! Yaşanacak kadın bulduysanız, anlamak için vakit kaybetmeyin! Robin Sharma

Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.Mevlana

Şekilcilikle kamufle olur kötülük. Sakalı uzatır, takkeyi kafaya geçirir, kamuflaj tamamdır. Halbuki inanmak, inandığını anlamak, anladığını uygulamak ne takkeyle ne sakalla alakalıdır. Zaten anlayanın o takkeye de sakala da ihtiyacı kalmaz çünkü yaradan asla şekilci değildir, şekilci olan şeytandır.Akilah Azra Kohen

Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.Dostoyevski

Her şeyi anlamak zorunda değiliz. Kaç yaşında olduğunu anlamak için kesilir mi bir ağaç? Emrah Serbes

Eğer dünya hakkında azıcık bir şey anlamak istiyorsak, hınçtan ve nefretten arınmamız gerekir.Jean Genet

İnsanları anlamak zor değil. Hepsinin de doğum izleri gibi karakter izleri var sağlarında sollarında. Biraz dikkatli bakmak yeter. Haritalara benzerler. Ölçeklerinin nerede yazıldığını bulana kadar korurlar esrarlarını. Sonra bir güneş kadar bilinir hayatları.Hakan Günday

Etkileyici Anlamak Sözleri

Neden önce kendimiz dururken, başkalarını anlamak isteriz ki! İyi bir öğrenciysek, benliğimiz üzerine edindiğimiz görgü, bizi adam etmeye yeter de artar bile.Montaigne

Bir erkeği babaya dönüştüren kız çocuklardır. Çünkü ancak bir kız çocuğu büyüten erkek kadınları anlamayı öğrenir. Aslında kadınları anlamak, dünyayı, doğayı ve hayatı anlamaktır.Buket Uzuner

En büyük iletişim problemimiz: Anlamak için dinlemiyoruz, cevap vermek için dinliyoruz.Anonim

Bu dünyada çobansız da, köpeksiz de yaşanabilirmiş. Ama bunu anlamak için her defasında bu kadar kanlı kurbanlar verecek olursak pek çabuk neslimiz kurur. Bari siz gözünüzü açın da, ilerde başınıza yeniden itler, hele kendilerini kurt sanan palavracı itler musallat olursa, sürüyü canavarlara paralatmadan onları defetmeye bakın! Sabahattin Ali

İnsanları konuşarak tanıyamazsınız… Dil, yalan söyler…Bu yüzden insanları dinlemek, onları anlamak için yeterli değil.Zülfü Livaneli

Çabuk anlaşılan şey, uzun ömürlü değildir.Cowper

Benim söylediklerimi anlamak da, yerine getirmek de çok kolaydır; ama dünyada onları yerine getirecek kişi yoktur.Lao Tse

İnsan, anlamadığı şeye sahip olamaz.Goethe

Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır.B.Spinoza

Hayatta hiçbir şeyden korkmayın, yalnız her şeyi anlamaya çalışın.Marie Curie

Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.Montaigne

İnsanların birbirinden farklı olduğunu, bu farklılıkların nedenlerini anlamak için acı çekmemiz gerektiğini henüz öğrenmemişti.Ferenc Molnar

Özlü Anlamak Sözleri

İnsanları gerçekten anlamak için insanların önem verdikleri şeylerin manasını anlamak lâzım, insan, tarih içinde yaşayan bir varlık.Cemil Meriç

Evlenmeden önce müstakbel eşinizi tanımaya çalışmak ve anlamak olgun bir insan olarak sizin sorumluluğunuzdur. Evlendikten sonra “Sen niye böylesin?” diye suçlamak ve onu değiştirmeye çalışmak fayda etmez; yazık olur, mutsuz evlilikler kervanına bir de sizinki katılır! Doğan Cüceloğlu

İnsanları mahkum etmektense, anlamak beni daha mutlu kılar.Stefan Zweig

Onlara anladıkları kadar söyleyin.Hz.Muhammed(sav)

Kelebek misalidir aşk; Anlamayana ömrü günlük, Anlayana bir ömürlük. Nazım Hikmet

İnsan gençliğinde öğrenir, yaşlandığında anlar.Ebner von Eschenbach

Anlaşılmama ya da hissedilmeme korkusu, bazılarının anlatımı yapmacıklaştırana kadar belirginleştirmesine yol açar.John Heinrich Fussli

Keşfedildikten sonra gerçekleri anlamak kolaydır. Mühim olan keşfetmektir.Galileo

Her şeyi, anladığım her şeyi, yalnızca sevdiğim için anlıyorum.Tolstoy

Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlamakla olur.Sokrates

Anlamak ve hissetmek bizi insan kılar.Kemal Sayar

Anlamak, bendeki seni yeniden keşfetmektir.Zygmunt Bauman

Bonus

Anlamak, ahlaklı olmaktır.

Ahlaklı olmak, anlama fırsatını kullanmaktır.

Zygmunt Bauman

Seni bulmaktan önce aramak isterim.

Seni sevmekten önce anlamak isterim.

Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,

Sana hep, hep yeniden başlamak isterim…

Özdemir Asaf

Anlamak masraflı iştir;

Emek ister, gayret ister, samimiyet ister.

Yanlış anlamak kolaydır oysa.

Biraz kötü niyet, biraz da cahillik kâfidir…

Sezai Karakoç

Duygusal Zeka

İşbaşında Duygusal Zeka, 2000 yılında Daniel Goleman tarafından kaleme alınan bir kitap. Daniel Goleman, doktora derecesini aldığı Harvard’ta dersler vermiş ve New York Times’da editörlük yapmış bir gazeteci. Yazdıklarının en önemli özelliği, çok sayıda araştırma sonucunda ulaşılmış bilimsel temellere dayanıyor olması.

Duygusal zekâ akıl ve kalbin uyumluluğudur. Kişinin işe girmesi için bilişsel zekâ (IQ) gerekir,fakat kariyer çalışması yapabilmesi büyük ölçüde duygusal zekâya (EQ) bağlıdır.Gerek özel gerekse iş yaşamında duygularla baş edebilmek için uğraş verilir, bu oldukça güç bir iştir.Kimi zaman mantığıyla hareket eden insanlar bile mantık dışı davranışlar karşısında çok zor durumda kalabilirler. İşte duygusal yetkinlik bu aşamada devreye girer ve istenilirse duygular kontrol altına alınabilir. Duygusal zekâ öğrenilebilir,geliştirilebilir.

Daniel Goleman “Duygusal Zeka” adlı kitabıyla yepyeni bir kavram ortaya attı. Uzun zamandır başarılı olmanın derecesi IQ ile ölçülürdü. Yapılan son araştırmalara göre “duygusal zeka” (EQ) insanların kişisel ve mesleki anlamda başarılı olmalarını IQ’ dan çok daha fazla etkilendiğini gösterdi. Duygusal zeka ile insanların ortak duyguları, iletişim becerileri, insanlık anlayışları, incelik, zerafet, kibarlık, nezaket vs. gibi yetenekleri tanımlanmaktadır.

Duygusal zeka, kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkilerimizi doğrudan etkiler. Yani duygusal zeka bir taraftan kendi gelişimimizi ve olgunlaşmamızı diğer taraftan da yeteneklerimiz ile diğer insanlarla aramızda olan ilişkileri tanımlar.

Duygusal ve sosyal kapasitesi yüksek kişiler hayatlarının gerek özel gerekse mesleki alanlarında daha avantajlı bir konuma geçerler.Duygusal ve sosyal becerileri gelişmiş insanlar hayatta daha mutlu ve üretken oluyorlar.Duygularını kontrol edemeyen kişiler ise, net düşünebilme ve işlerine konsantre olabilme yeteneklerini engelleyen içsel bir mücadeleye giriyorlar.

Yazarı: Daniel Goleman

Yayınevi: Varlık Yayınları

Çeviri:Banu Yüksel

Tanıtım Yazısı

Psikolog Dr. Goleman, çığır açan eserinde zeka kavramını yeniden tanımlıyor. Basari ve zeka testlerinin temelindeki IQ ölçeğinin, örneğin bir çocuğun gelecekteki basarisini tahmin etmeye yetmediğini savunan Goleman, eski deyimle OLGUNLUK anlamına gelen duygusal zeka(EQ) kavramını açıklıyor.

Kitabın Konusu

“Duygusal Zekâ” kitabinin yazarı Daniel Goleman’a göre duyguları ilk öğrendiğimiz yer aile ortamı. İçinde büyüdüğümüz aile, ebeveynlerimizin yaptıkları bizlere kendimiz hakkında nasıl hissetmemiz gerektiğini, hislerimizi nasıl yorumlayacağımızı, nasıl davranacağımızı, korkularımızı ya da umutlarımızı nasıl ifade edeceğimizi öğretiyor. Bu süreçte önemli olan ebeveynlerin çocuklara neler söylediği ya da nasıl davrandığından ziyade, kendi aralarında, duygusal sıkıntılar yaşandığında, eşler arasındaki ilişkilerinde kendi duygularıyla nasıl başa çıktıkları…

Duygusal zekâ kişinin kendi ve etrafındaki insanların duygularını anlama ve kontrol etmenin yanında duyguları yönlendirmek olarak açıklanabilir. Duygusal zekâ duygularla ilgili olmasına rağmen zihinsel bir beceridir (Epstein, 1999) ve bu beceri aklın kullanılmasını sağlar. Aklı kullanmak ise duygusallığın ve dürtülerin üstesinden gelip doğru ve iyi kararlar vermek demektir.Duygusal zekâyı duyguları bastırmak ve denetim altına almak için gerekli bir yetenek olarak değil; aksine onların nasıl daha verimli ve etkin kullanılacağına yardım eden bir yeterlilik olarak algılamak daha doğru olacaktır.

Goleman duygusal zekâyı aslında karakter ile ilgili bir olgu olarak algılamaktadır. Goleman duyguların akıllıca kullanılıp onlardan istifade edilmesini duygusal zekâ olarak tarif etmektedir. Ayrıca duygusal zekâ kendiliğinden harekete geçebilme, aksiliklere takılmadan yola devam edebilme ve kendini başkasının yerine koyabilme becerisi olarak tarif edilmektedir.Goleman’a göre duygusal zekâ kapsamına giren beş temel yetenek bulunmaktadır. Bunlar, kendini tanıma, duyguları yönetebilme, motivasyon, başkalarının duygularını anlayabilme (empati) ve sosyal becerilerdir.

1.Kendini tanımak

Kişinin kendi duygularını, ihtiyaçlarını, hedeflerini tanıması, tercihlerini yapabilmesi ve sahip olduğu şahsi gücünün ve kaynaklarının farkında olması anlamına gelir. Kendini tanımakla insanlar belirli pozisyonlarda nasıl hareket edeceklerini, neye ihtiyaç duyduklarını veya kendilerinde ne gibi değişiklik yapmaları gerektiğini fark ederler.

2.Motivasyon

İnsanın kendini motive edebilmesi, daima başarma isteğine ve heyecanına sahip olması demektir. Bu yetenek özellikle zorlukların çıkmasında veya işlerin istenilenin dışında gelişmesi durumlarında çok faydalı olur. Kendini motive edebilen insan, zorluklar karşısında yılmadan kendinde devam etme gücünü bulur daha metanetli olurlar.

3.Empati

Kişinin başka insanların duygularını, ihtiyaçlarını, kaygılarını anlayabilmesi, kendini onların yerine koyabilmesi demektir. Söz konusu olan onlar gibi düşünebilip, davranabilmek , onları oldukları gibi kabullenebilmek ve hal ve hareketlerine saygı göstermektir.

4.Sosyal Yetkinlik

Sosyal Yetkinlik insanların başkalarıyla ilişki kurabilmesi ve bu ilişkilerin uzun süre geçerliliğini koruyabilmesi becerilerini kapsar. İnsanlar arası iyi ilişkilerin yanı sıra bir takım oluşturabilme, takım ruhunu sağlayabilme ve bu takımı yönetme becerisini gösterme de bu yetkinlik ile olur.

5.İletişim Becerisi

Duygusal zeka için, iyi iletişim kurabilme becerisi, vazgeçilmez unsurlarındandır. Bu iki türlü açıklanabilir. Birincisi insanın kendisini açık ve net olarak ifade edebilme becerisi, diğer taraftan da başkalarını dikkatli dinleme ve ne söylediklerini tam ve doğru olarak anlayabilme becerisidir.

Duygusal Zeka kendi duygularının farkında olmak, duygularını yönetebilmek, kendini motive edebilmek aynı zamanda başkalarının duygularını anlamak, empati kurabilmek ve başkalarının duygularını yönetebilmektir.

Beynin duygu merkezleri, düşüncenin alt merkezlerinden birisi değil, akıl ve düşünceyi oluşturan bütünün parçalarıdır. Duygu ve düşünce ayrılmaz bir biçimde iç içedir. Saf akıl yürütme veya mantık diye bir şey yoktur.

Duygu yönetimi, doğru karar vermek, en iyi çözümü bulmak, değişimle başa çıkabilmek ve başarılı olmak için sadece önemli değil aynı zamanda gereklidir.

Bir birey, bir yönetici veya bir lider olarak duyguların rolünü ve duygulardaki bilgeliği göz ardı etmek, başarısızlığa davetiye çıkarmaktır.

Duygusal zekası yüksek insanlar mesleki anlamda başka insanlar ile iyi iletişim kurabildiklerinden ve yönetme becerisine sahip olduklarından genellikle çok başarılı olurlar.

Günlük hayatta duygusal zeka insanların iş arkadaşları ve aile bireyleri ile iyi anlaşabilmelerini sağladığı için, kendileri ve çevresindekiler ile ilgili sorunları çabuk çözümlenir.

Duygusal zekalı insanlar diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri daha güçlü olur.

Genellikle kendileri ile barışık ve kolay memnun olurlar.

Kitaptan Alıntılar

Alışkanlıklar sayısız kez tekrarlanma yoluyla öğrenildiğinde, temeldeki sinir devreleri, beynin her zaman geçerli seçeneği haline gelir; otomatik olarak ve kendiliğinden harekete geçeriz.

İncelemeler, sıra dışı stratejik planlamacıların analitik becerilerde mutlaka üstün olmadıklarını ortaya çıkarmıştır. Tersine, başkalarının arasından sıyrılıp yükselmelerini sağlayan beceriler, duygusal yeterlilikten kaynaklananlardır. Keskin bir politik bilinç, duygusal etki yapacak şekilde tartışma yetisi ve büyük bir kişilerarası etki gücü.

Uzmanlar, örgütler dünyasının basit bir gerçeğini gözden kaçırmışlardır: Her şey siyasidir.

Değişimin merkezinde geribildirim yatar. Ne kadar başarılı olduğumuzu bilmek, yolumuza devam etmemizi sağlar. Geribildirim en temel şekliyle, yeni yeterliliğin kullanılıp kullanılmadığını –ya da ne derecede kullanıldığını- birinin fark etmesi ve bizi bilgilendirmesi anlamına gelir.

Duygusal yeterlilik bir gecede iyileştirilemez, çünkü duygusal beynin alışkanlıklarını değiştirmesi saatler ve günler değil, haftalar ve aylar alır.

Önce kendine karşı merhametli ve anlayışlı ol,buna ihtiyacı olan ilk sensin.

Bazen bazı şeylere izin ver,Hayatla didişmekten vazgeç,Bırak, yavaşça bırak…

Böyle Buyurdu Zerdüşt

Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi… Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden bir gün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasaydı yazgın ne olurdu? On yıl var ki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık.

Böyle buyurdu Zerdüşt, Nietzsche felsefesinin ana yapıtıdır.Kendi deyimiyle: “Yazılmış en yüce kitap, insanlığa şimdiye dek verilen en büyük armağan”dır.

Alışıgelmiş söylemlerin dışına çıkıp, düşünerek yaşamını önemini anlatan, insan hayatını daha da anlamlandıran bir başucu kitabını elinizde tutuyorsunuz. Akıcı, doyurucu ve zengin dili ile tüm dünyada onlarca yıldır okunan eşsiz bir eser. Nietzsche’nin düşüncelerinin en yüksek düzeye eriştiği olgunluk dönemi, ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ adlı bu eseri ile başlar. Bu eser, Nietzsche Felsefesi’nin de ana kitabıdır.

Eseri belirli bir kategori içerisinde tanımlamak genelde zor olmuştur: Bir edebiyat eseri ve aynı zamanda felsefî bir çalışmadır.Edebiyatla felsefeyi bu kadar güzel harmanlayan ve insanlığı harekete geçirmek için yaratılan bu eserle, herkesin yolu bir kere de olsa Zerdüşt’le kesişmeli!

Hayata olan en yüksek sevginiz

Umudunuza olan sevginiz olsun

ve en yüksek ümidiniz

en yüksek hayat düşünceniz olsun…

Yazarı: Friedrich Nietzsche

Yayınevi: Oda Yayınları

Çeviri:E.Murat Cengiz

Tanıtım Yazısı

Platon’dan beri süregelen yanlış değerler ve kuruntuların geçersizliğini ilan eden “Çekiç Felsefe”nin başlatıcısı olan Nietzsche, metafiziği yıkma eylemine girişmiştir.

Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı yapıtına kadar sürekli işlediği bu eleştirisiyle ahlaka, dine karşı düzenli bir savaş açmış; insanın kendi özdeğerlerinin yeniden yaratımcısı olarak özgürleşmesini, Üstinsan’a varmasını ereklemiştir.

Böyle Buyurdu Zerdüşt, felsefe tarihine “Değerlerin Öte Değere Geçmesi”, “Tanrının Ölümü ve Nihilizm”, “Köle Ahlakının Eleştirisi” başlıklı katkılarda bulunmuş Nietzsche’nin baş yapıtıdır.

Kitabın Konusu

20.yüzyıl felsefesinde belirgin bir eğilim olarak edebiyat ve felsefenin içiçe geçtiği, felsefe anlatıların edebi anlatılara benzemeye başladığı ya da edebi anlatının felsefi nitelik taşıdığı gözlemlenir. Bu gelişmenin kaynağındaki en önemli düşünür Nietzsche’dir ve özellikle onun Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabıdır. Nietzsche, felsefe alanında yalnızca metnin içeriğiyle değil, uslûbu ya da söylemiyle de yakından ilgilenmiş, yeni düşünceleri yeni söyleyişlerle dile getirme prensibiyle hareket etmiştir. Böyle Buyurdu Zerdüşt, bu anlamda felsefeye yeni bir içerik katkısından ibaret olmayıp yeni bir söylemsellik de getirmiştir.

Eserin geneli aforizmalardan oluşur. Nietzsche anlatmak istediği konuyu, benzetmeler ya da imalar kullanarak aktarır. Bu şekilde, okuyucunun bahsedilen konu hakkında düşünmesini ve kendisine ait bir yargıya ulaşmasını beklemektedir.Bu durumu şöyle açıklar : “Herkesin okumayı öğrenme hakkının olması, zamanla sadece yazmayı değil, düşünmeyi de mahveder. Dağlarda en kısa yol doruktan doruğadır; ama bunun için uzun bacakların olmalı.Özdeyişler doruk olmalı, kendisine hitab edilen de iri kıyım ve uzun boylu.

Kendisini henüz zamanı gelmemiş filozof olarak tanımlayan Nietzsche, felsefeye bakış açısını şu cümlelerle dile getirir: “Yazılarımın havasını soluyabilen, bunun bir yüksek yer havası, sert bir hava olduğunu bilir. Felsefe, bugüne dek anladığım yaşadığım gibisi, yüksek dağda, buz içinde gönüllü yaşamaktır.

Kitapta Zerdüşt isimli karakterin gözlemleri ve bu gözlemler üzerine ürettiği düşünceler yer alır. Zerdüşt herhangi bir topluma ya da herhangi bir çoğula hitap etmekten ziyade, tekil olarak sadece insanı ele alır.Bu yönüyle bir psikologdur.Ona göre kişinin en büyük düşmanı, yine kendisidir.İnsana hedef olarak “Üstinsan” ı gösterir.Bu kavram üstün ırk ya da herhangi bir çoğulu anlatan bir kavram değildir!

Zerdüşt, kişinin sürekli olarak “Üstinsan” a doğru kendisini aşması gerektiğini söyler.Fakat kişinin kendisini aşması için, ilk önce insanın aşılması gereken bir şey olduğunu kabul etmesi gerekir. Başka bir deyişle yükselmek için, önce alçakta olduğunu kabul etmesi gerekir. Bu nedenle ‘insan’ kavramını alçaltarak, sadece ‘Üstinsan’a giden bir köprü’ olduğunu savunur.Üstinsan’ın var olma sebebi ise; insanın kendisini aşmasının, farkına varmasının gereğidir.

Yeni değerlerin üretilmesi için, var olan eski değerlerin hiçe sayılması gerektiğini savunur.Ona göre “iyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen, ilk önce bir yok edici olmalıdır ve değerleri paramparça etmelidir. ” Yaratılan yeni değerler ise tekrar tekrar kendini aşmak zorundadır.Hiçbir değere bağlı kalınmadan “Üstinsan” a doğru sürekli yol alınmalıdır. Bu anlamda, “kişinin kendisi olmasının koşulu, kim olduğunu hiç mi hiç bilmemesidir. ”

Genel olarak kitapta, “eski levhaları yıkmak” olarak tanımadığı bu yıkıcı görüş hakimdir. Yeni değerleri üretmeyi ise kişinin kendisine bırakmıştır. İdeallere, inançlara, törelere… Var olan tüm toplumsal değerlere bağlı kalanlara aşağılarcasına hitab eden Zerdüşt, kendi istemini kendi belirleyen ve her türden boyun eğmeyi reddeden herkesi dengi olarak kabul eder.

Her ne kadar bir yol gösterici, öğretici olarak algılansa da, kişilerin kendi düşüncelerini üretmesi gerekliliğini savunur. Ne bir takipçisi, ne de bir öğrencisi olsun ister. Bunu şu şekilde dile getirir : “Yalnız gidiyorum şimdi kardeşlerim! Siz de yalnız uzaklaşın buradan. Böyle istiyorum ben! Uzaklaşın benden ve koruyun kendinizi Zerdüşt’e karşı. Her zaman öğrenci olarak kalırsa insan, öğretmenine borcunu ödememiş olur.”

Ona göre kişi, “Üstinsan” ı kendisi var etmeli ve bunun için ne Zerdüşt’e ne de bir başkasına – tanrı dahil – ihtiyaç duymamalıdır.Kendisinin efendisi olmalı, kendi yasalarını kendisi koymalıdır. Kendi yasasının yargıcı, celladı ve kurbanı olmak zorundadır. Kişinin kendi yasasının yargıcı ve celladıyla başbaşa kalmasını korkunç bir şey olarak tanımlayan Nietzsche, bunun koşulu olarak kişinin kendisine karşı sert ve katılık kertesinde dürüst olması gerektiğini söyler.

Nietzsche’nin kendine özgü anlatım tarzıyla, birçok farklı anlam çıkarılabilecek özdeyişlerle, sert bir üslup kullanarak kaleme aldığı bu eseri, diğer eserleri gibi yaşadığı dönemde çok yadırganmış, birçok olumsuz eleştiriye maruz kalmıştır. Nietzsche ise bu durumu normal karşılamış, aksi olsaydı kendisiyle çelişeceğini dile getirmiş ve “Böyle Buyurdu Zerdüşt” ü okuyacaklara şöyle seslenmiştir: “Bir iç durumu gerçekten bildiren, yapmacık tavırlar takınmayan her deyiş iyidir. Bu konuda şaşmaz benim içgüdüm. Şüphesiz bu iş için dinleyen kulaklar, aynı tutkuyu duyabilecek güçte kimseler bulunduğunu varsayıyorum. Zerdüşt’üm bekliyor böyle dinleyicileri, daha uzun süre de bekleyecek! Onu inceleyecek değerde olmalı insan.” “Bu gibi şeyler ancak en seçkinlerin kulağına ulaşır, burada dinleyici olabilmek eşsiz bir ayrıcalıktır, her babayiğidin harcı değildir Zerdüşt’ü duyabilmek.”

Kitaptan Alıntılar

Kuşkusuz hayatı severiz; fakat yaşamayı istediğimizden, alıştığımızdan değil, sevmeye alıştığımızdan. Her sevgi biraz deliliktir! Hayatı seven bana öyle gelir ki; insanlar arasında da mutluluğu en iyi bilenler kelebekler, sabun köpükleridir.

Terk edilmişlik başkadır, yalnızlık başka…

İnsan, kendisini kutsal ve sağlam bir sevgiyle sevmeyi öğrenmeli. İnsan kendisine tahammül etmeyi öğrenmeli ve sağa sola dalmamalı.

Mezar adası orası;suskun;gençliğimin mezarları da oradadır.Oraya her zaman yeşil kalan bir hayat çelengi göndermek isterim. Denizi böyle geçtim ; koyarak gönlüme bunu. Ey gençliğimin görüntüleri ! Sevgi bakışları , tanrısal bakışlar! Ne çabuk kaybettim sizi ! Ölülerim olarak anılıyorsunuz bugün…

Kötülükleriniz değil, birçok iyiliğiniz bana bulantı veriyor. Ah sizin de bu solgun suçlu gibi bir deliliğiniz olsa da o yüzden boş yere harcansanız. İsterdim ki vahşetiniz gerçek bağlılık veya adalet olsun. Halbuki sizin erdeminiz sadece uzun yaşamak ve acınacak bir rahata kavuşmak içindir.Ben, nehir kıyısında bir parmaklığım. Tutunabilen bana tutunsun. Ama ben sizin topal değneğiniz değilim.

Zerdüşt, yükseğe çıkınca kendisine eşlik eden hayvanları geri çevirdi ve kendisini yalnız buldu. O zaman bütün kalbiyle güldü, etrafına bakındı ve şöyle dedi:”Kurbanlardan ve bal kurbanlarından söz edişim sözümün bir hilesi ve gerçekten faydalı bir delilikti. Bu dağ tepesinde, yalnız mağarasında ve yalnız hayvanlar arasında olduğumdan daha serbest konuşabilirim.

İflah olmazlara hekim olunmaz, bu yüzden geçip gitmelisiniz.

Başıma yazgı ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin,onda her zaman bir dönüp dolaşma ve bir tırmanış vardır; çünkü sonunda insan ancak kendi hayatını ve kendi için yaşar.

İlelebet öğrenci kalırsa insan, değerini düşürür hocanın.

Henüz çocuk yapmak istediğim kadını bulamadım. Meğer o, sevdiğim kadın ola! Çünkü seni seviyorum ey sonsuzluk, çünkü seni seviyorum ey sonsuzluk!

Gereğinden fazla insan doğmakta.Bu fuzuli insanlar için türetilmiştir devlet.

İnsanın kinden arınması,sizi en yüksek umuda götüren bir köprüye benzer. Uzun süre kötü havalardan sonra görülen gökkuşağı gibidir o…

Fakat siz bir düşmanınız olduğunda onun kötülüklerine iyilikle karşılık vermeyin.Çünkü bu,utandırır.Tersine size iyilik yaptığını kanıtlayın.Utandırmaktansa,öfkelenmek iyidir.

Cüce,bundan sonra sustu ve susması uzun sürdü.Fakat susuşu bana ağır geldi.Çünkü bu durumda iki kişi tek kişiden daha yalnızdır.

Ölüm öğütleyenler vardır.Dünya , hayattan çekilmelerini önerdiğimiz böyleleriyle doludur.İşte böyle gereksiz insanlarla doludur dünya.Bu fazlalar yüzünden hayat bozulmuştur.Bunları “sonsuz hayat” sözleriyle kandırıp bu dünyadan ayırmak gerek.

Gençsin ve çocuk sahibi olmak, evlenmek istiyorsun.Ben de soruyorum sana : Bir çocuk istemeye layık bir insan mısın ?

İnsan bir iptir ki hayvanla üstinsan arasına gerilmiştir. Uçurum üstünde bir ip. Tehlikeli bir geçiş, tehlikeli bir yolculuk, tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş ve duraksayış, insanda büyük olan şey nedir? Bir amaç değil, bir köprü oluşudur, insanda sevilebilecek şey, onun bir geçiş ve bir batış sürecinde olmasıdır.

Size yalvarıyorum kardeşlerim, dünyaya, yaşama sadık kalın ve size öbür dünya ümitlerinden bahsedenlere kanmayın. Bunlar bilerek veya bilmeyerek zehir saçanlardır.Bir zamanlar tanrıya isyan, en büyük günahtı. Fakat tanrı öldü ve onunla birlikte günahlar da yok oldu. Şimdi en korkunç şey, yaşama karşı günah işlemek ve bilinmesi mümkün olmayanı yaşamın amacından üstün tutmaktır.

Yukarılara çıkmak istiyorsanız, kendi bacaklarınızı kullanmalısınız! Kendinizi taşıtmayasınız; yabancıların sırtına, yabancıların kafasına binmeyiniz! Ata mı bindin? Ereğine mi gidiyorsun doludizgin? Peki, dostum! ama topal ayağın da at üstünde! Ereğine vardığında, attan indiğinde: tam kendi yüksekliğindeyken, ey yüksek insan, işte o zaman sendeliyeceksin sen!

Mış Gibi Yaşamlar

Kitapta “Mış gibi yaşam”, “Düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında olmayan, sözü, gözü, davranışı birbirine uymayan insanların yaşamı” olarak açıklanıyor.

Böylece yine dönüp dolaşıp Delfi tapınağında yazılı o ünlü ilkeye geliyoruz: Kendini tanı!

Bu ilke, ilk bakışta hemen yerine getirilebilecekmiş gibi duran ama son derece zor işleyen yaşam kuralıdır..

Ben bazı insanların kendilerini hiç tanımadan, nasıl bir insan olduklarını kavramadan bu dünyadan göçüp gittiğine, bazılarının da çok geç tanıdığına inanırım.

Çünkü içinde doğduğunuz çevrenin, dinin, geleneklerin ve toplumsal statünün, cinsiyetinizin sizi zorladığı davranış kalıpları vardır.

Çoğu insan küvete doldurulmuş ılık bir suya yatar gibi bu önceden belirlenmiş koşulların rahatlığına sığınır.

Varoluşuyla ilgili temel konulan hiç irdelemez, hayat kendisine ne getirmişse onu kabul ederek yaşar.

Bazı insanlar ise huzursuzdur; bu koşulları sorgular, kendisine tanınan ömür diliminde daha doğru ilkelere ulaşmaya çalışır.

Bu, ister istemez çatışma demektir.

Çünkü dünyadaki hiçbir toplumun düzeni, bireylerin onu sorgulaması, gözden geçirmesi ve değiştirmesi ilkesine göre işlemez.

Sistem, büyük bir çarkın içinde fark edilmeyen bir dişli olmanızı talep eder sizden.

Bu yüzden soru sormak ve özellikle kendini tanımaya çalışmak tehlikelidir.

Ama göze alınması gereken, kutsal bir huzursuzluktur bu.

Mış gibi yaşayanlardan değilseniz, bu özenli kitap size daha çok hitap edecektir.

Zülfü Livaneli

Yazarı: Doğan Cüceloğlu

Yayınevi: Remzi Kitapevi

Tanıtım Yazısı

Öyle insanlar var ki, düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında değiller; sözü, gözü, eli başka telden çalar. Bu insanların yaşamına ‘mış gibi yaşam’ diyorum.

Çevrenize bir bakın, aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı sözlü, ilgisiz gözlü anne ve babalar; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanlar göreceksiniz.

Mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.

Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor. Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak… Ve yaşamadığının farkında bile olmamak…

Kitabın Konusu

Son kitabının adı “Mış Gibi Yaşamlar”.

Kitabın içeriği hakkında ipuçları veren bir de üst başlığı var; kitabın ismi, üst başlık ile birlikte okunduğunda daha anlamlı hale geliyor:

Özüne Yabancılaşmış İnsanların Oluşturduğu ‘Mış Gibi’ Yaşamlar.

Ne demek “Mış Gibi Yaşamlar”?

Benliğine yabancılaşmış, söyledikleri ile yaptıkları, inandıkları ile davranış biçimleri birbirine uymayan tutarsız insanların yaşamları.

Böyle insanların yaşamdaki amaçları ve hedefleri ile günlük “duruşları” çoğu zaman tutarsız, kimi zaman da birbirleri ile çelişki içinde.

Çok kısaca belirtmek gerekirse, bu insanların “söylemleri” ile “eylemleri” çelişik.

Hatta söylemleri bile zaman içinde birbiriyle çelişir; eylemleri birbirine zıt sonuçlar doğurur.

Uzun sözün kısası yazar “Sahte insanlardan” söz ediyor.

Cüceloğlu kitabını Arif Bey ile Doğan Bey arasındaki konuşmalar biçiminde yazmış.

Konuşmalar iki arkadaşın günlük yaşamı içinde geçiyor ve bu nedenle de sadece okunması çok zevkli ve kolay değil, aynı zamanda gündelik yaşamın ortak sıkıntılarını da yansıttığı için okurla müthiş bir iletişim kuruyor.

Konuşmalara konu olan olaylar, yazarlardan, düşünürlerden, gazete haberlerinden derlenmiş.

Bu nedenle de içinde yaşadığımız toplumu son derece gerçekçi bir biçimde yansıtıyor.

Bu ilk kitapta, ‘mış gibi’ yaşamlara dair ‘Nedir?’ sorusunun cevabı verilmiş. Serinin gelecek kitaplarında mış gibi yaşamların ‘niçin’ine ve mış gibi yaşamlardan kaynaklanan sorunlarımızı nasıl aşabileceğimize dair cevap önerilerinin verileceği belirtilmiş. Türkiye’nin genel anlamda sorunlarının analizini yapmayı niyet edinmiş bu kitabı okuyan herkesin bu sorunlar yumağındaki kişisel paylarını sorgulayacağına ve olası çözüm yollarını düşünme yönünde zihinsel adımlar atmaya başlayacağına inanıyorum.

Kitaptan Alıntılar

Mış gibi yaşamak ne demek?Bizmişiz gibi yaşamak yerine biz olarak yaşamayı öğrenmeliyiz.

Sanki eğitim sistemimiz eğittiği kişide değerler erozyonu yaratıyor.

Kendi iç dünyasıyla dostluk kuramamış insan içindeki yalnızlığı başkalarıyla kurduğu ilişkilerle doldurmak ister.

Kendi özüyle ilişkisi olmayan insan, eninde sonunda iç yalnızlığa gömülür. Özünden kopmuş insanın gerçek anlamda başkalarıyla da ilişkisi olamaz.

İnsan yalnızca dış dünyanın farkında değildir, farkında olduğunun da farkındadır. Sembollerle düşünen insan düşündüğünün bilincindedir…

En temel özgürlük, insanın kendisi olarak yaşamında var olabilmesi ve kendi bütünlüğünü yaşayabilmesidir; dürüst insan özgürdür.

Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez!..

Samimiyetle inanmış bir kalp, çoğunluktur.

Hayatınızın her anında hayal ortakları ve hayal katilleriyle karşılaşacaksınız eğer hayal katillerinin etkisinde kalırsanız, gerçekleştirmek istedikleriniz hep birer hayal olarak kalacak.

Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.

Hayatınızdaki bülbülleri keşfedin, onları bırakmayın, der. Bülbül, yolumuzu aydınlatan, ışık tutanlar oluyor. Sonradan anladık ki dedemiz de bizim bülbüllerimizden birisiymiş. Satrancı öğretti, hayatımız değişti.

Eğer engelli çocuğunuz varsa şunu asla unutmayın: Durumu baştan kabullenin, duygusal yaklaşımlarla engeli görmezden gelmek çözüm değildir. Belki bir süre için kendinizi avutabilirsiniz ama sorun ortadadır ve böyle davrandığınız takdirde daha büyüyecektir. Engelli çocuklarınızı asla evlere kapatmayın, onların eğitimine önem verin ve bilin ki, bu çocukları kurtaracak olan eğitimdir. Onların hayata katılmalarına ve topluma karışmalarına fırsat tanıyın.

Bilmediğinin farkında olan insan bilgisizdir, ama neyi bilmediğinin dahi farkında olmayan insan cahildir.

Görenlerin göz ardı ettiği şeyler, görmeyenlerin yakaladıklarıdır ve görenlerin kör oldukları dünya, onların bulup çıkardıkları hazinelerdir…

Bir insanın yaşamının anlamı, o insanın ‘ben’ini aştığı yerde oluşur.

Girişimcilik ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Girişimcilik ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve Etkileyici Girişimcilik sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Bu hayatta zamanınız kısıtlı, bu yüzden onu başkalarının hayatını yaşayarak harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki her şey teferruattır.Steve Jobs

En Güzel Girişimcilik Sözleri

Girişimciler, iyi bir fikir için paralarını ve itibarlarını ortaya koyup zar atarlar. Girdikleri riskin başarısını ve başarısızlıklarını üstlenirler.Victor Kiam

Girişimci basit anlamıyla engelleri ve fırsatları ayırt edip her ikisini de kendi avantajına çevirebilendir.Victor Kiam

Durdurulamayan istekler ve tüm olumsuzluklara karşı ayakta durabilmek, bir girişimcinin en önemli nitelikleridir.Deaver Brown

Bu dünyada ayakta kalabilenler yataktan kalktığı andan itibaren istedikleri koşulları arayan ve bulamadıkları takdirde onları yaratanlardır.Bernard Shaw

Başkalarının, yapamayacağınızı iddia ettikleri şeyleri sadece bir kere yapın. Bir daha onların söylediklerini dikkate bile almak zorunda kalmazsınız.James Cook

Girişimcilik ile ilgili 10 Güzel Söz

Kendine inanan bir kişi, bilinmeyene doğru belirgin bir adım attığında, hiç şaşmaz bir biçimde ancak o zaman onun göz kamaştıran çılgınlığının haklılığını teslim etmek üzere ayaklarının altında bir zeminin oluştuğunu görür. Görmek için inanmak gerek; bunun başka yolu yok.Dreamer

Başarının anahtarı, dünyada olup bitenleri algılayıp günün ihtiyaçlarına uygun ürünleri sunmaktır. Tersini düşünenler ise günün ihtiyaçlarını ürünlerine uydurmak için uğraşıp dururlar.Pieter Vink

Bir iş adamının yeteneği; bir malı çok olduğu yerden değerli olduğu yere getirebilmektir.Emerson

Girişimci her zaman -özellikle başlarken- başarı ve iflasın eşiğinde durduğunun farkında olmalıdır. Küçük bir hata bile onu yok edebilir.Harold Green

Bazı insanlar olmasını ister, bazıları olmasını bekler, bazıları ise oldurur.Michael Jordan

Girişimci, sönük bir başarıdansa şaşırtıcı başarısızlıkları tercih eden risk alıcıdır.Jim Fisk

Bir iş açmak çok kolaydır; onu açık tutmak ise çok zordur.Çin Atasözü

En büyük risk hiç risk almamaktır. Hızla değişen dünyada başarısız olması kesin olan bir strateji varsa o da risk almamaktır.Mark Zuckerberg

Bir amaç belirleme ve iş kurma birlikte olmalıdır. Beni heyecanlandıran şeyin sadece amaç olduğu doğru ama en başından beri ikisini birlikte yürütmemiz gerektiğini biliyorduk.Mark Zuckerberg

Zafer, “Zafer benimdir” diyebilenindir. Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilenindir.Atatürk

Tutkuyla sevdiğin şeyi yap, ben gerçekten çok sevdiğim bir şey üzerinde çok çalışıyorum.Sam Lessin

Anlamlı Girişimcilik Sözleri

Eğer aşk olmadan çalışırsanız, bir köle gibi çalışıyorsunuzdur. Aşkla çalıştığınız zaman, bir imparator gibi çalışırsınız. İşiniz eğlencenizdir.Osho

Zayıf insanlar fırsatları beklerler. Güçlü insanlar ise fırsatları kendileri yaratırlar.Og Mandino

Problemler, doğru insanlar bir araya geldiğinde fırsatlara dönüşür.Robert Redford

Girişimci; soğuk ve profesyonel iş ortamlarında yaşayamayan tropik bir çiçeğe benzer.Deaver Brown

Girişimci daima değişimi arar, ona cevap verir ve onu bir fırsat olarak kullanır.Peter Drucker

Bazıları özel girişimi vurulması gereken bir yırtıcı olarak görür, diğerleri ise sağılması gereken bir inek olarak. Ama arabayı çeken güçlü bir at olduğunu görenler çok azdır.Winston Churchill

İnsan yaşadıkça anlıyor ki, kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun.Katharine Hepburn

Tek başına olan bugün yola çıkabilir; ama bir başkasıyla seyahat edecek olan diğeri hazır olana kadar beklemek zorundadır ve ikisinin de hazır olması çok uzun zaman alabilir.Henry David Thoreau

Her şey bir fikirle başlar.Earl Nightingale

Öncü olmak girişimcinin standart niteliğidir. Ancak bu şekilde kaynaklar bolluğa dönüşür.Peter Drucker

Kısa yoldan para kazanmak için kendinizden taviz vermeyin.Noah Everett

Eğer bir ürün ortaya çıkarıyorsan, eleştiri duymaktan korkamazsın.Kyle Bragger

Eğer her gün reddedilmiyorsanız, hedefleriniz yeterince tutkulu değil demektir.Chris Dixon

Etkileyici Girişimcilik Sözleri

Para asla bir fikri harekete geçirmez; parayı harekete geçiren fikirdir.J. Cameron

Kendi küçük işine sahip olanların sayısı artıkça ülkemiz de daha güvenli bir yer olacaktır. En iyi vatandaşlar, ülkenin gelişmesinde en çok çıkarı olanlardır.John Hancock

İyi bir fikri alın ve onunla kalın. Onu izleyin ve doğru şekilde yapılana kadar üzerinde çalışın.Walt Disney

Bir girişimcinin ilk macerası sadece deneyim kazanmak ile sonuçlanır. Bu süt dişlerine benzer. Yerlerine daha güçlü ve dayanıklılarının çıkması zaman alır.Deaver Brown

Herhangi bir sistemi yenilemeye, bir yöntemi atmaya, herhangi bir teoriyi terk etmeye, eğer işin başarısı gerektiriyorsa, hazır olun.Henry Ford

Bir şirket kurmak ipte yürümeye benzer. Sadece tüm dikkatinizi verip konsantre olursanız karşı tarafa geçebilirsiniz.James Bernstein

Büyük sanayi devrimini ve dev şirketlerin dönemini yaşadık. Ama inanıyorum ki çağımız girişimcinin çağıdır.Ronald Reagan

Mikrodalga fırın, ilkokulu bitirmemiş meraklı ve kendi kendini eğitmiş bir mühendis tarafından icat edilmişti.Ira Flatow

Kendi işinizde olmak bir başkası için çalışmaktan çok daha takdire değer bir şeydir.Henry Mericken

Hayatın ortaya koyduğu en büyük gerçek; her canlının kendi yaptıklarını kendisinin belirlediğidir. Eğer birşey bir diğeri tarafından yönlendiriliyorsa, o ölü bir şeydir.Thomas Aquinas

Yeni bir şey yaratırken ölçüm yapmak zordur, insanlar ürününüzü ilk kullanan olmayı istemezler.Joshua Schachter

Etrafınızda iyi danışmanlarınız olmalı, ama içgüdülerinize de güvenmek zorundasınız.Chris Hughes

Bir işi kendiniz nasıl yapacağınızın bilgisine sahip değilseniz, başkasını o işi yaparken yönetmeniz çok zordur.Justin Kan

Özlü Girişimcilik Sözleri

Reddedilmeye olan dayanıklılığı sadece reddedilerek kazanabilirsiniz. Girişimciyseniz deriniz hızla kalınlaşır.James Cook

Senin açtığın dükkan yeni dükkanların açılmasını sağlayacaktır.İngiliz Atasözü

İşin başında girişiminizi atağa kalkan bir yarışçı gibi görüyor olabilirsiniz. Ama firmanız geliştikçe çalışanlarınızın da maratonun içinde olduklarını anlamaları gerektiğini fark edeceksiniz.Trip Hawkins

Ekonomi profesörlerinin büyük bir bölümü girişimcilik hakkında hiçbir şey öğrenmemiştir ve bu yaştan sonra öğrenmeye de niyetleri yoktur.Roger Amold

Girişimci, aslında hayalinde canlandıran ve gerçekleştiren kişidir. O, bir şeyleri hayalinde canlandırabilir ve hayalinde canlandırdığı zaman nasıl yapacağını tam olarak görür.Robert Schwartz

Girişimci izin almak yerine af dilemeyi tercih eder.Joe Mancuso

Küçük bir firmada tek bir çalışanın parlak fikri yeni bir ürünün piyasaya çıkmasını sağlamaya yeterli olabilir. Büyük bir firmada ise aynı fikir aylar süren toplantılar içinde kaybolup gider.Al Ries

Başarılı bir girişimci olmak için, sadece işinizi değil tüm hayatınızı kapsayan bir şirket kurmalısınız.Warren Rodgers

İnsanlara fikrinizi anlatın. İlgisizlikleri veya şüpheleri sizi motive eder.Todd Garland

İnsanlar ne istediklerini bilmezler ve kötülemekte aceleci davranırlar. Bunu bir fırsat olarak kullanın.Gary Vaynerchuck

Yöneticiler size nerede olduğunuzu söyler; liderler ise nereye doğru gittiğinizi.Michael Lopp

İnsanlar farklı olmaktan korkuyorlar, bu da bizim gibi farklı insanlara oyunu yönetme imkanı veriyor.Peter Hackman

Bir Empati Hikayesi

köylü ve eşşekalıntı sözleri

Bir köylü eşeğiyle katırını iyice yükleyerek şehre doğru yola çıkmış. Yol uzun, hayvanların yükü ise oldukça ağırmış. Katıra göre biraz daha yaşlıca olan eşek düz yolda, zorlanarak da olsa, vaziyeti idare edebilmiş. Ancak, dağa tırmanırken, bakmış ki dayanamayacak, katıra yükünün ağır geldiğini ve birazını alıp ona yardımcı olmasını rica etmiş. Katır bu ricayı duymazlıktan gelmiş ve bir süre daha yola böylece devam etmişler. Sonra birden, zavallı eşek, o ağır yükün altında düşmüş ve ölmüş.

Yola devam etmek zorunda olan köylü, bunun üzerine; önce, ölen eşeğin üzerindeki yükü almış ve katırın yükünün üstüne eklemiş. Daha sonra, ölen eşeğin derisini yüzmüş ve onu da katırın sırtına atmış.

Katır yaptığından pişman, yükü eskisinin iki katından fazla, “Ettiğimi buldum. Eğer eşeğe ihtiyacı olduğunda biraz yardım etseydim, şimdi bu halde olmazdım” diyerek, iç çekmiş.

Kendini yargılamak, kendini başkasının yerine koyup yargılamak insanların yapabileceği ve bu sayede kainatı daha iyi anlayabileceği kişisel davranışlardır. Kendinin içine girip, kendini yargılayabilen insan; hayatın nurunun dışında kalmaz.Kendini içerden yargılayabilen, nur-u hayat dışında kalmaz.

Nurhayat Özdemir

Hayatın amacı mutlu olmak değildir.

İşe yarar olmaktır.

Onurlu olmaktır.

Merhametli olmaktır.

Yaşadığın süre boyunca bir fark yaratmaktır.

Empatili olmaktır,

Anlayışlı olmaktır.

David Icke

 

Düşün ve Başar

Okuyucu önce düşünceyi esnetmeye, göremediği noktaları görüp kuşatıcı bir bakış açısı kazanmaya çağırıyor. Ardından bu yeni düşünüş tarzıyla adanılacak, mesleki, ahlaki, sosyal, kişisel hedefler belirlemeye çağırıyor. Üçüncü adımda, belirlenen hedeflere gidecek yolların detaylarını, gerçekleştirilme şekillerini netleştirmeyi sağlayıcı bakış açıları sağlıyor.

Bundan sonra sıra şiddetli istemeye geliyor. Harekete geçirici enerjiyi edinmek için kalpte karşı konulamaz arzuların oluşturulması gerekiyor. Böylece harekete geçmek üzereyken insanı engelleyebilecek korku kalıplarına karşı da cesareti geliştirme yolları üzerinde duruluyor.

Bundan sonra kişiyi tuzağa düşüren erteleme, geçmişte ve gelecekte yaşama davranışlarına karşı, hemen yapma ve zihni şimdiki zamanda odaklama alışkanlığını öneriyor. Nihayet bahanelere sığınma davranışını yok etmeyi ev artık hedefe ulaşıncaya, eseri tamamlayıncaya kadar bu yol üzere ilerlemeyi öneriyor.

Kitabın her bölümünde konular üç temel alt bölümde işleniyor: Önce konunun önemi açıklanıyor; amacın ardından başarılmasını zorlaştıran temel engeller sıralanıyor ve nihayet çözüm teknikleri sunuluyor.

Yazarı: Muhammed Bozdağ

Yayınevi: Nesil Yayınları

Tanıtım Yazısı

Kişisel dünyanızda büyük bir değişim yaşamak ve büyük hedeflere uçmak istiyorsanız, doğru zamanda, doğru kitabı elinizde tutuyorsunuz. Çünkü, Düşün ve Başar, şimdiye kadar okuduğunuz kişisel gelişim kitaplarından çok daha farklı ve etkileyici. Bir okuyucu yaşadığı değişimi bakın nasıl anlatıyor:

Uzun yıllar başarısızlıktan dolayı çok acı çektim. Sebebini, kaderime, bahtsızlığına ve olağan dışı güçlere yüklüyordum. Kesinlikle yeteneksiz olduğuma inanmıştım. Fakat kitabı okuyunca hayatımın akışı değişti. Düşün ve Başar’ı 4 kez bitirdim. Köhne fikirlerimden arındım, adeta yeniden doğdum. Diğer eserlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.

Kitabın Konusu

Düşün ve Başar başarının on temel adımını, “Büyük Düşünmek, Hedef Belirlemek, Yöntem Belirlemek, Şiddetli İstemek, Cesaretli Olmak, Hemen Yapmak, Şimdiyi Yaşamak, Mazeretleri Yıkmak ve Eseri Tamamlamak” başlıkları altında ele alıyor.

Büyük Düşünmek

Düşünceler eylemlere yol açarlar. Eylemler alışkanlıkların nedenidir. Alışkanlıklarımız bizim karakterimizi, kişiliğimizi belirler. Karakterimiz ise hayatımızı örgüleyen en önemli nedendir. Herkes yürüdüğü yolun sonunda var olana ulaşır. Tırmandığınız merdivene bakarak sonunda nereye yükseleceğinizi anlayabilirsiniz. Dolaysıyla büyük sonuca giden yol büyük düşünceden başlar.

Hedef Belirlemek

Kendilerini başarısızlığa mahkum edenler hedefi, zihinde dolaşıp duran hayallerle karıştırırlar. İsteklerin, dileklerin hedef olduğunu sanırlar. Sonuçta hedefsizliklerini değil de talihsizliklerini suçlarlar. Onlara, isteseler neler yapabileceklerini söyleseniz, inandıramazsınız. Büyük işler başaranların, bunu sadece hedeflerine borçlu oldukları konusunda ikna olmazlar.

Yöntem Belirlemek

Yöntem belirlerken üç farklı alan üzerinde çalışacaksınız: Yeterli bilgi toplamak, hedefi kesinleştirmek ve hedefi planlamak. Yeterince bilginiz yoksa nasıl yapacağınızı bilmeyeceksiniz. Hedefiniz kesin değilse tam olarak onu yapamayacaksınız. Belirsiz hedefler arasında dolaşıp duracaksınız. Hedefinizi planlamamışsanız merdiveni adım adım çıkamazsınız. Gittiğiniz yolu kontrol edemezsiniz. Bir adımı ihmal etmek tüm adımların boşa çıkmasına neden olur. Binanızın direkleri ne kadar güçlü olursa olsun, temel zayıfsa binanız çökmeye mahkumdur.

Şiddetli İstemek

Kainattaki tüm güç ilişkileri arzu kanuna dayanır. Arzu, manevi gücün doğduğu kaynaktır. Ne kadar çok arzuya sahip olursanız o kadar güçlü olursunuz. Yani arzu ne kadar şiddetli ise sonuç o kadar güçlüdür. Bir Batılı düşünür şöyle der: “Duygularınızın şiddetini bilseydim gelecekte atacağınız adımların büyüklüğünü söyleyebilirdim.” Arzu duygudur ve tüm duygular arzu duygusunda birleşirler. Arzu, yerine göre sevgi olur, yerine göre nefret olur. Tüm duygular arzulamakla arzulamamak arasındaki çizgi üzerinde dizilirler.

Cesaretli Olmak

Cesaretiniz varsa izlerinizi uzaklara taşırsınız. Var olmamız cesaretimize bağlı. Cesaretiniz varsa herkes sizin var olduğunuzu bilir. Sizi insanların dünyasına sadece cesaretiniz taşır. Cesaretiniz yoksa kendi iç dünyanıza hapis olmaya mahkumsunuz.Cesaret gösterebilenler risk üstlenmeye hazır olanlardır.

Hemen Yapmak

Hemen yapan, bulunduğu an içinde yapılabilecek olan bir iş arar. Bu sayede güçlü birer gözlemci olur. Ankarada bir ay boyunca Hızlı ve Etkin Okuma seminerlerine katılan öğrenci arkadaşlara, bulundukları salonun duvarlarında kaç tane tablo asılı olduğunu sordum. Altı tane tablodan kimi üçünü, kimi dördünü fark edebilmişti. Bir ay boyunca oturduğumuz salonun duvarlarındaki resimleri fark edememek ne demektir? Kaderimiz harika fırsatları her gün çevremizde uçuşturuyor. Onlardan hiç olmazsa birini keşfedebilmek dikkatli olmamız sayesinde mümkün. Dikkatli olan insan yapacak hiçbir işi kalmadığında, Barış Manço gibi duvarlarındaki tabloların tozlarını alır, resimlerin yerlerini değiştirir. Zihnimiz kuşların bedenleri gibi hareketli olmalıdır.

Şimdiyi Yaşamak

Aslında ne kadar yaşarsa yaşasın, her şey böylesine bir çırpıda çıkar hayata ve sonra kaybolur. İnsanın yaratılışını düşünün: Bir hücre yaratılır. Bir saniye geçer, yok olur, bölünür; yerine iki tane hücre yaratılır. Yok olan bir hücre var olan iki hücrenin çekirdeği olmuştur. Bazı bakteriler de bir saniye yaşayıp, yerlerine yenilerini bırakarak ayrılırlar bu hayattan. Tüm varlık aynı süreci yaşar. Bitki ölür, yeni mevsimde yavrularına kaynaklık yapacak tohumlarını bırakır. Bir örümcek ölür, bedeni onun yerine gönderilen yüzlerce yavrusuna besin olur. İnsan ayrılır yeryüzünden, bedeni bir çiçeğin vücudunda dirilir. Ruh büyük diriliş gününde, yeni bedeninin çekirdeği olmak için ebedi alemin açılacağı dört mevsimi bekler.

Mazeretlerden Kurtulmak

Başaranların hiçbir bahanesi yoktur. Bahanenin “var” olduğu yerde başarı “yok” olmaya mahkumdur. Hiç kimse bahaneyle birlikte yükselmeye devam edemez. Çünkü bahane bulduğumuz anda teslim oluruz. Bahane varsa mücadele yoktur. Bahane bulursanız en küçük başarılarınızı bile yok edebilirsiniz.

Eseri Tamamlamak

Pek çok insan hayatında devrim yapacak bir sıçrayışın tam ucuna gelir. Birazcık daha dayansa kendisini zirvede bulacaktır. Ama tırmanmayı bırakır. Bir adım daha atamamak, atılan binlerce adımın yok olmasına neden olur.Başarının olmazsa olmaz kuralı “yapmak”tır. Yapmayı anlamlı kılan bir kural vardır: Bitirmek. Bitmeyen iş yapılmamış iş gibidir. Hepimiz yüzlerce defa teşebbüste bulunduk. Aramızda binlerce insan başarının tam ucundadır. Sadece birazcık daha ısrar etmeye ihtiyacımız var.

Kitaptan Alıntılar

Zihinlerini ölmüş geçmişte ve doğmamış gelecekte yaşatanlar, şimdiki zamanda yaşamaya mahkum olan bedenlerini öldürürler. Beden giderse beyni de beraberinde götürür.

Değişmenin yolu, kolay zamanı beklemek değil, zor zamanda davranmaktır.

Hayatın akışını tetris oyununa benzetebilirsiniz. Zamanında yerleştirmediğiniz taşlar, ömrünüzün zamansız yerlerine biçimsiz yerleşecektir.

Korku bir kafestir; içinde hür davranamazsınız.

Nasıl yapacağını belirlemek; işin çoğunu yapmaktır. Bir kere nasıl yapacağınızı öğrendiniz mi, seri üretime geçersiniz. Yöntemini keşfetmediğiniz iş, yapamayacağınız iştir. Bilmediğimizi başaramayız; bildiğimizi ise, zorlanarak da olsa başarabiliriz.

Olumsuz insanlar arasında karamsarlığa mahkum olursunuz. Ya olumsuz insanlardan uzaklaşın; ya da uzaklaşamıyorsanız, yaptıklarına bilincinizi kapatın; onları görmeyin, duymayın, tanımayın.

Hastalık sayesinde yaşamanın güzelliğini, önemini daha iyi kavrıyorum. Ruhumun geliştiğini, olgunlaştığımı hissediyorum. ilerde büyük işler yapacağım. Bunun için zorluklara dayanabilecek bir iradeye ihtiyacım var. Yaratıcım beni bu hastalıkla eğitiyor ediyor. Ayrıca hastalık sayesinde bu dünyada misafir olduğumu anlıyorum. Böylece sonunda mutlaka ulaşacağım Evrenin Hakiminin huzuruna hazırlanıyorum. Üstelik hastalık, geçmişimdeki kusurlarımın temizlenmesi için bana gönderilen güzel bir hediyedir.

Küçük hedefler ruhunuzu sıkar ve çektiğiniz acı, yeteneklerinizi köreltir. Bizi zorlayan iş, büyük olan iş değil, nasıl yapılacağını bilmediğimiz iştir.

Eksikliklerinize bakarak yanlışlarınızdan korkarsanız, gelişemezsiniz. Doğruyu yapmak için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz. Eğer yanlış yapmaktan korkarsak, büyük doğrularımızla insanları tanıştıramayız.

Duygulanmak hedef büyütmektir; yaşadığının farkına varmaktır. Duygulanmak, yaşamaktır.

Bugününüz geçmişteki arzularınızın eseridir, geleceğinizi de bugünkü arzularınız belirleyecek.

Önemli şeyler yapmak istiyorsanız, dağları sırtınızda taşımaya hazır olmalısınız.

Hedefsiz insan, kökleri kesilmiş ağaç gibidir; duyguları beslenemediği için yeşermez.

Başarı, yaptığını sevmek veya sevdiğini yapmaktır.

Mutluluk, güzelliklerin içinde doğanların değil, çirkinliklerin bile güzel yanlarını keşfedebilenlerindir.

Özünüz itibariyle kimseden çirkin değilsiniz. Potansiyel yetenekleriniz kimseninkinden aşağı değildir. Siz kuşlardan, balıklardan, okyanuslardan, dağlardan, bulutlardan önemlisiniz.

Çirkinliklere odaklananlar hakim olamazlar; çünkü adil karar veremezler.Birisinin yüzlerce iyiliğini görmezlikten gelip birkaç kötülüğü ne göre davranan insan, adaletsizdir.

Ruhsal Zeka

Israr gücünün zihinsel veya duygusal zekayla değil, ruhsal zekayla ilgisi var. Karşınıza bir duvar çıksa da hâlâ ve ısrarla üzerine yürüyorsunuz. Aşıp aşamamanız hiç önemli değil, çünkü aşmak sizin göreviniz değil. Israr sabrın bir diğer adıdır; ruhun madde ötesinden devşirdiği enerjinin hacmini artıran tek yöntemdir. Teslim oluyorsunuz ve ilerliyorsunuz.

Israr başarının logaritmik hızlanmasının, size sunulacak ruhsal desteklerin katlanmasının tek yoludur. Tüm evren ve evrenin her bir nesnesi, son ana kadar ara vermeden, görevlerini yapmaya devam ederler. Doğal ortamında serbest bırakılan yaratıklar arasında, birkaç teşebbüsten sonra vazgeçen tek yaratık insandır. Bir karıncanın yolunu tuttum; geçebilmek için bir saat uğraştı; ben engellemekten bıktım, ama o mücadeleden bıkmadı.

Özümüze dönmek, tarihe bir kez daha, ne kadar güçlü ve özverili bir toplum olduğumuzu ispat etmek istiyoruz. Düşünme biçimimizi yeniden yapılandırmak ve artık coşku durumuna geçmek zorundayız. Sevgiyi evrenselleştirebilmeli, kendimizi yeniden yapılandırarak kenetlenmeyi başarabilmeliyiz.

En büyük acılar, en büyük mutlulukların habercisidir. Her onurlu hayat, varlığını doğum çığlıklarına borçludur. Aşkın acısı olmasaydı kavuşmanın coşkusu yaşanır mıydı? Bu yankılara bakarak, ruhlarımızın hâlâ canlı olduğunu, tarihe bir kez daha, şahlanan bir toplum olarak geçeceğimizi söyleyebiliriz. Hayır, karamsarlıklar kesinlikle bizi batıramayacak.

Hayat bilgeliği sizi bekliyor. Bu kitaba, basıldığından beri gösterilen muhteşem ilginin sırlarını siz de keşfedin. Engelleriniz merdivenleriniz olsun. Kale gibi bir nur çevrenizi kuşatsın. İnanıp direnin ki, ıssız çölün sessiz kuyusuna da düşseniz, ilahî yardım size gönderilsin.

Yazarı: Muhammed Bozdağ

Yayınevi: Nesil Yayınları

Tanıtım Yazısı

Ruhsal Zeka, başınıza gelen olayların perde arkasındaki sebeplerini keşfetmenizi ve kendinizi hızla değiştirmenizi sağlayacak sıra dışı yöntemler sunuyor.

Yaşadığım olayları sorguladım, başıma gelenleri ruhsal boyut açısından analiz ettim. Sonra test ettim. Bazı inceliklerin farkına vardığımda, kaderimin akışının da değiştiğini ve gizli bir elin, arzuladığım zaman bana yol gösterdiğini gördüm. Tesadüf sandığımız olayların son derece bilinçli şekilde planlandığını fark ettim. Aslında geleceğimiz dışımızdan değil, içimizden yönlendiriliyormuş.

Çevremdeki insanları gözlemlediğimde, herkesin aynı gizli el tarafından yönlendirildiğini, bazıların korunduğunu, ama, bazılarının yardımsız bırakıldıklarını fark ettim.

Bu gizli elin sırrı nedir?

Bu kitapta o gizli eli nasıl tanıyacağınızı ve size destek olmasını nasıl sağlayabileceğinizi öğreneceksiniz.

Kitabın Konusu

Yazar Ruhsal Zekâ kitabında, derin bir ruhani nedensellik sisteminin tanımını yapıyor. Açıkladığı sisteme göre, evren, hayat ve başımıza gelen olaylar, tesadüflerin eseri değil, bir ilahî kudretin belli amaçlara, hikmetlere ve ilkelere bağladığı kaderiyle oluşmaktadır. Olaylar doğal sebep-sonuç ilkeleriyle belirleniyor gibi görünse de, bu görünür sistemin arkasında gizemli bir manevi nedensellik sistemi vardır. Doğal nedenselliğe yönelik bu türden ruhani müdahaleleri biz şans, kaza, tesadüf gibi kavramlarla açıklıyoruz.

Oysa yazara göre hayatta şans, kaza yoktur ve yaprak bile rastgele düşmez. Ruhsal Zekâ sistemi, öncelikle kaderin içeriğini oluşturan üç unsurdan biri olan şarta bağlı boyutla ilişkilidir.

Yazara göre, zihinsel ve duygusal zekânızla doğa yasalarına ve hormon sisteminizin gereklerine göre davranırsınız. Ruhsal Zekânızla ise işte bu gizemli nedensellik sisteminin sırlarını keşfeder, böylece hayatınızı çok daha derinden etkileyen ilkeleri kavrarsınız.

Böylece mesela sadakanın belayı nasıl def edebildiğini, kötü niyetin nasıl işleri derinden çökertebildiğini, inanmanın nasıl bir destek gücü oluşturduğunu kavrarsınız.

Neden işleriniz hep ters gidiyor? Neden kimseden yardım ve destek göremiyorsunuz? Ya da neden sanki gücünüzden birkaç kat büyük desteklerle uçuruluyorsunuz gibi hissediyorsunuz? Çevrenizde gizemli ruhani destekler veya köstekler var mı? Sizi bir kurtuluş mu bekliyor bil bela mı? Tüm bunların bağlı olduğu sistemin özellikleri nedir?

Muhammed Bozdağ yukarıdaki soruları cevaplama bağlamında okuyucuya yedi adet ruhsal zeka aracı sunuyor: Bu araçları “İnanma, Niyet, Duygu, Israr, Kanaat, Ruhani Etkileşim ve İlahi İrade Gücü” olarak tanımlıyor. Her bölümün ilk kısmında belirtilen güce neden ihtiyaç duyacağımızı açıklıyor; ikinci kısmında da o güce nasıl sahip olabileceğimize dair önermelerde bulunuyor.

Kitaptan Alıntılar

İman yapma, şüphe yıkma gücüdür. İnanmadığınızı gerçekleştirmeye hazır değilsiniz ve tüm kimliğiniz inanmadığınıza karşı, yıkılamaz bir direnç gösterir. Ruhsal zekânın en önemli aracı imandır.

Başarabileceğinize ne kadar inanıyorsanız, başarma ihtimaliniz o kadar fazladır.

Ruhsal zekâ, “nasıl olacağına” değil, “niçin olacağına” bakar. Geleceğimizde ne olacağıyla ilgilenir; onun nasıl olacağı ise zihinsel ve duygusal zekamızın alanına girecektir.

“Neden isteklerim olmuyor, istemediklerime mahkum muyum?” diye sormadan önce, “Bunu niçin istiyorum?” diye sormalıyız. Çünkü hayatımıza girecek her olay, önce yaşama gerekçelerimiz açısından ayıklanacaktır.

Madde özünde duygudur. Madde olarak algıladığımız eşyaların özde ve kaynakta madde olmadığını görmek şaşırtıcıdır. Hele keskin duyguların ve içtenliğin maddenin yapısını ve işleyişini ezip geçtiğini öğrenmek daha da ilginçtir.Madde duyguysa, duyguya hakim olan maddeyi de esareti altına alır. Duygu derinliği ruhsal gücün en önemli enerji aracısıdır.

Başarının gelişimi çoğu zaman bilinçli çabalara bağlı olmaz. Çocuğun zihnine bir düşünce çekirdeği ekersiniz ve yıllar onu besleyip büyütür. Zihninizde gelişenlerin bazıları böyle şeylerdir; her nasılsa oraya çekirdekler ekildi ve yıllar onları yeşertti. Zihninize bir düşüncenin ekilmesine izin verirsiniz; ona engel olmazsınız; yıllar geçer, sizi zorla değiştirdiğini görürsünüz.

En büyük meyve, bir hayata mal olan meyvedir. Domates yetişir, meyvesini verir ve ölür. Çoğu bitkiler meyvelerinin yenildiğine şahit olamazlar bile. En büyük insanlar, insanlığı ne kadar değiştirdiklerini Dünya gözüyle göremediler.

Dünyaya yansıma biçimleri aynı, fakat iç anlamları arasında uçurumlar olan iki kelimeyle tanışın: Hırs ve kanaat. Kanaat, çılgınca istemek ve çalışmak; ama, elde edilen her sonuca razı olmaktır. Hırs da çılgınca istemek ve çalışmak; ama, hiçbir sonuçtan razı olmamaktır. Bu şaşırtıcı farkı kavrayamamak yüzünden kaybediyoruz.

Tüm evren ilahi iradenin eseridir ve her şeyin son kararı ilahi iradeye dayanır. Yaratıcı irade, her şeyden bağımsız ve her şeyin sahibi olduğu halde, kararlarını ve tercihlerini rasgele ve “hikmetsiz şekilde” ortaya koymaz.

Eğer ilahi iradenin nasıl takder ettiğini öğrenebilirsek, olay akışı içerisindeki konumumuzu kontrol edebiliriz.Ruhsal Zeka, Yaratıcının hikmetlerini tanımamıza, neyi niçin istediğini anlamamıza imkan verir. Bilmemiz gereken şudur:

Kimse Yaratıcıya rağmen başarılı olamaz; kimse onun izin vermediği, yaratmadığı eylemler içerisinde yer alamaz. Şu halde, bizim Yaratıcı irade karşısındaki konumumuz nedir? Nasıl oluyor da başarılı oluyoruz? Nasıl oluyor da bazılarına sıra dışı destekler veriyor, bazılarının yollarına aşılmaz engeller koyuyor? Nasıl ve neden? Bu sorulara cevap bulan ruhsal zeka, İlahi iradenin alanına girerek, “niçin” yaptığını görecek, kendi üzerindeki hükümleri değiştirmek için de “gerekçelerin” içerisinde kendine bir yer seçebilecektir.

Limit Sizsiniz

Başarıda limit sizsiniz!

İnsan da kitap gibidir, değeri içindekiler kadardır. Kendiniz kadar başarılı, kendiniz kadar başarısız olacaksınız.

Mümin Sekman’ın yeni kitabı “Limit Sizsiniz”, başarı yolunda kendi gücüyle ilerlemek isteyenlere “kendi kanatlarıyla uçma dersleri” anlatıyor. Bir insan neyi başarabilir, neyi başaramaz sorusuna cevap arıyor.

“Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez” diyerek yola çıkan Mümin Sekman “Limit Sizsiniz” kitabında pek çok kişisel gelişim kitabının yaptığı gibi umut aşılıyor ve iyi hissettiriyor.

Yazarı: Mümin Sekman

Yayınevi: Alfa Yayınları

Tanıtım Yazısı

Önce kendi kanatlarına güven!

Büyük başarı kalpten gelir, beyinde büyür, ellerden hayata akar.

Dışımızdaki limitler, içimizdekiler kadar büyür ya da küçülürler.

Kafesten çıkınca değil, kafesi içimizden çıkarınca özgürleşiriz.

Kendi yolundan, kendi kanatlarıyla, kendi hayaline gidenlere,

Kendi gücüyle başarmayı anlatan yeni bir ‘başarı müfredatı’:

Başarı: ‘Baş’ olmak için ‘arı’ gibi çalışmak gerekir!

Başarı sonuç alır susar, başarısızlık açıklama ister.

Başarı (b)ilgi ister. ‘Bilgi’nin de beşte dördü ‘ilgi’dir!

Sadece iyide değil, kötü yolda da rekabet vardır!

Her başarının bir son kullanma tarihi bulunur!

İnsanlar üçe ayrılır: Gerçekten başarılılar, başarılıyım diye geçinenler ve başarılı insanlar üzerinden geçinenler!

Kitabın Konusu

Hayatta geldiğimiz yer ile hayatta gelmek istediğimiz yer arasında geçiyor ömrümüz.Zorlukları seçmeli hayatlar yaşıyoruz. İsteklerimiz imkânlarımızla orantılı değil.Seçiğimiz her eş için başka bir şeylerden vazgeçmemiz gerekiyor. Sevdiğimizi seçtikçe mutlu, seçtiğimiz sevdikçe huzurlu oluyoruz.

İnsanın başarı limiti tutkusuna, cesaretine ve bilgisine bağlı olarak genişler ya da daralır. Şu andaki limitlerimizle bu kadar başarabiliyorsak; kendimize eklemeler yaparak, aklımıza akıl ekleyerek, cesaretimizi güçlendirerek, tutkumuzu ateşleyerek daha büyük işler başarabilir hale gelebiliriz.

İnsanın başarı limiti sabit değil esnektir. “Yapamadıklarımız” listesinin önüne  “henüz” ibaresi koymak gerekir. Nasıl ki dün yapamadığımızı bugün yapabiliyorsak, kişisel limit artırımına giderek, bugün yapamadığımızı da yarın yapabilir hale gelebiliriz.Hiçbirimiz sınırsızlık anlamında “limitsiz” değiliz ama şu andaki limitlerimize de mahkûm değiliz. Hayatımız dar geliyorsa, kabuklarımızı kırıp hayatımızı bir beden büyütebiliriz. Büyüttükçe de, daha fazla büyütme kapasitesine ulaşabiliriz.  Sınırımızı zorladıkça başlangıçta aklımıza bile gelmeyen ölçekleri aşabiliriz.

Bu kitabın iki temel mesajı var.Birinci mesajı: Başarınızın limiti sizsiniz!Tutkunuz, tekniğimiz ve cesaretinizle limiti koyan sizsiniz. Kendiniz kadar başarılı, kendiniz kadar başarısız olacaksınız. İnsanlar da kitaplar gibidir, nihai değerleri “içindekiler” kadardır!

Kitabın ikinci mesajı: Eğer önce içinde yaşadığınız kafesten çıkar, sonra da kafesi kafanızın içinden çıkarabilirseniz, kendi kanatlarınızla uçabileceğiniz en ileri noktaya gidebilirsiniz.Bu kitabın  “içindekiler”,kendi kanatlarıyla uçma becerileri, limitleri ve şekilleri hakkındadır.

Kitapta kendi kanatlarıyla uçabilmek üzerine üç türlü bilgi bulacaksınız.Birincisi, kendi kanatlarıyla uçmanın psikolojik yasaları. Bu bilgi,dünyamızı düzenlememiz için.İkincisi uçarken uyulması gereken fizik yasaları. Bunlar da İkarus gibi kanatları yakmamak için bilinmesi gereken doğa yasaları. Üçüncüsü ise sosyal yasalar. Toplumsal hayatta kendi ayakları üzerinde durabilmek ve diğer insanlarla ilişkileri yürütebilmek için izlenmesi gereken sosyal stratejiler.

Kitaptan Alıntılar

Kabuğunu kırmanın zevki, yeni sınırları aşma isteğini kışkırtıyordu. Ailesinin onu sakladığı dalların altından çıkmıştı ama ötesini de istiyordu. Özgürlüğün keyfini tatmıştı bir kere. Cesaretin gücünü görmüştü.

Amerikan dolarının üzerinde bir kartal resmi vardır. Bu kartal hız, çeviklik ve özgürlüğü ifade eder. Kartalın bir kanadında zeytin dalı, diğerinde ok bulunur. Bunun anlamı,

“Barışı severiz ama gerektiğinde savaşırız!”dır. Gariptir ama hayatta barış içinde yaşamak için bile, savaşı kazanacak kadar güçlü olmak gerekir!

Ah şu rüyalarımız!Sanılanın aksine rüyalarımız başımıza gelecekleri değil, içimizde olacakları bize söyler.

Kendi kanatlarıyla uçmak bazen bir kaçıştır, bazen bir arayış, bazen seçilmiş bir hedefe varış çabası.

Cesaret yedi harfli bir kelimedir, altı harflisi “esaret”tir. Esaret kelimesinin önüne, “c” harfi gelince, “cesaret” ortaya çıkar. Esareti cesarete çeviren bu “c” harfi, bazen cehaletin “c” sidir! Bazen büyük bir iş başarırız çünkü onu neden başaramayacağımızı yeterince detaylı bilmiyoruzdur!

Şu hayat ne ilginçtir.Hiç kimse kendi çabasıyla çıkmadığı yükseklikte, kendi çabasıyla kalamıyor. Bu, uçmak için doğan bir kuş olsa bile.

Bu kitabın merkezinde üç kelime var: Tutku, teknik ve cesaret! Bu üç kelime kilit başarı faktörleridir.Teknik, kişinin bilgisi ve donanımıdır. Tutku güçlü bir isteği ifade eder. Cesaret ise kendine güvenerek ileri atılmaktır. Bilgi cesaretin aklıdır, cesaret aklın provokatörü. Tutku ise başarının yakıtıdır.

Bir şeyler yapmak gerekiyor ama hiçbir şey yapmıyorsanız, muhtemelen gelecekte istemediğiniz bir yerde olacaksınız.

Kartalsak kartal gibi yaşamalıyız, tavuksak tavuk gibi. Hayatta başarılı olmaktan daha üstün bir tek değer varsa o da kendi olabilmektir.

Kendi kanatlarıyla uçabilenlerin uçma nedenleri de, uçma şekilleri de farklı farklıdır.Bazıları kartallar gibi yüksekten ve tek başına, bazıları ise kargalar gibi alçaktan ve sürüyle uçarlar.

İnsan yapabileceklerinin sınırını zorlamadan, gerçek kapasitesinin neye yeteceğini tam olarak bilemez.

Başarınıza değil,işinize odaklı yaşayın.Büyük bir iş başarınca,başarınızı ilk unutan siz olun! Başarısızlığınızı ise ilk gören siz olun!

Bir çocuğun en büyük avantajı neyi yapamayacağını henüz öğrenmemiş olmasıdır!

Sığ sularda yüzmek güvenli olabilir ama insan iyi yüzücü olmayı boyunu aşan sularda öğrenir.

Her Şey Seninle Başlar

Her Şey Seninle Başlar, bir sosyal başarı kitabıdır. Kitabın içinde yerel ve evrensel örneklerle, başarısızlığın nasıl öğrenildiği ve başarılı olmanın nasıl öğrenilebileceği anlatılıyor.

Kitabın temelindeki soru şu: Neden başarısızız, nasıl daha başarılı olabiliriz?

Kitap Türkiyede kendini geliştirme bilincini yaygınlaştırmayı ve kişisel gelişimin saygınlığını artırmayı amaçlıyor.

Yazarı: Mümin Sekman

Yayınevi: Alfa Yayınları

Tanıtım Yazısı

Çaresizlik öğrenilmiştir.

Başarılı olmak da öğrenilebilir.

Sende sandığından fazlası var!

Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.

Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.

Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.

Rüzgârı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!

Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.

Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.

Her şey seninle başlar!

Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.

Hayatta ya tozu dumana katarsın,

Ya da tozu dumanı yutarsın.

Seçim senin!

Kitabın Konusu

“Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın.Seçim senin!” sloganıyla çıkan Her Şey Seninle Başlar, 8 yılda 1.000.000 baskıya ulaşarak Türkiye’nin “en başarılı başarı kitabı” oldu…

Mümin Sekman kitabın çıkış noktasını şöyle özetliyor:

“Bu kitap üniversite öğrencisiyken kurduğum bir hayalden doğdu. Başarılı olmak için bilinmesi gereken, en kritik bilgileri, bir kitapta anlatmak ve o kitabı olabildiğince çok sayıda insana ulaştırmak istiyordum.

Bu düşünceyi geliştirirken, bana Konfüçyüs’ün bir sözü ilham verdi. “Bir insana gerçekten yardım etmek istiyorsanız ona balık vermek yerine balık tutmayı öğretin. Balık vererek bir öğün, balık tutmayı öğreterek bir ömür karnını doyurabilirsiniz.”

Bu kitap balık tutmayı öğretiyor. Okul hayatında ve hayat okulunda başarıyı öğretiyor. Etiketine bakılmadan alınabilsin diye, ekonomik bir fiyat koyduk.

Başarılı insanların inceleyip, nasıl başardıklarını analiz edip, başarılı olmak isteyenlere anlatıyorum. Bir tür entellektüel Robin Hoodluk yapıyorum.

Bu tür kitaplar, başarı bilgisine ulaşmada fırsat eşitliği sağlıyor. Bütün amacım Türkiyede metrekareye düşen başarılı insan sayısını artırmak.”

Her Şey Seninle Başlar’ı kimler neden okuyor?

Kitabın özgüven ve bir daha deneme cesaretini kaybetmiş insanlar üzerinde mutlak bir etkisinin olduğu görülmektedir.

Özellikle daha önce üniversite sınavına girmiş ama kaybetmiş öğrencilerde ve iş aramaktan yılmış gençler üzerinde “yeniden harekete geçirici” etkisinin olduğu göze çarpmaktadır.

Kitap “iç ve dış engelleri aşma bilimi” temelinde yazıldığı için, zorlu mücadeleler sonucu başarılı olan insanların baş ucu kitabı oldu.

Başarılı olanların kendini bulduğu, başarılı olmak isteyenlerin metot ve motivasyon alabildiği bir kaynak oldu. Başarılı bir hayatın başlangıç noktası, Her Şey Seninle Başlar!

Okurlar tarafından özgüvenin zayıfladığı ve kariyer konusunda kafa karışıklığı yaşandığı anlarda okuduğunda mücadele azmini yükselten bir kitap olarak tanımlandı.

Her Şey Seninle Başlar, pek çok okuru tarafından “psikolojik enerji içeceği” olarak tanımlanıyor.

Başarı motivasyonunu kaybetmiş, engeller karşısında kolayca vazgeçen, geçmişte yaşadığı başarısızlıklardan dolayı deneme cesaretini kaybetmiş, yaşam yorgunları için için baş ucu kitabı kabul ediliyor.

Kitap sadece bireysel motivasyon yaratmakla kalmayıp, Türkiye’de pozitif başarı kültürünü savunanların da sesi oldu. “Başarılı olmak öğrenilebilir” düşüncesini temel aldığı için, sistemli ve metotlu başarıyı iyi anlatabildiği için okurların beğenisini kazandı.

Çevresindeki insanları olumlu yönde değiştirmek isteyenlerin anlatmak istediklerini en iyi şekilde özetlemesi nedeniyle, çok sayıda insan okumakla kalmadı, bir çok tanıdığına hediye etti.

Başarılı yoluna yeni çıkmış birine verilecek en güzel hediye olduğu düşünülüyor.

Kitaptan Alıntılar

Hayatımız biraz seçimlerimizin sonucu, birazda bizimle ilgili yapılan seçimlerin. İstekler ile mecburiyetlerin, hayaller ile gerçeklerin çatışmasından kendimize güzel bir hayat hikayesi çıkarmaya çalışıyoruz. Hayattan istediklerimizi almak için sahip olduğumuz en güçlü aygıt ise ”başarı”.

“Amaçlar her zaman bir beden büyük olmalıdır ki ona göre gelişelim,” der Josie Bisset. Hayallerinizi bir beden büyütmekle işe başlayın. Hayallerimiz çocukluk elbiselerimize benzer, gerçek bedenimizden bir boy büyük olmalıdır ki, onun içini dolduracak şekilde büyüyelim. Ayrıca büyük boy hayaller insanı daha zengin gösterir! Büyük boy hayalin bir yararı daha vardır, hayalleriniz suya düşüp çektiğinde, ruhunuzu sıkmaz!

Yirmili yaşlarda hayallerimiz vardır imkânlarımız yoktur, kırklı yaşlarda maddi imkânlara kavuşuruz ama hayallerimizi unuturuz. Gençken iç engelimizi aşar, dış engele takılırız, zamanla dış engel ortadan kalkar, bu defa iç engellerimize takılırız. Meydan bulur, at bulamayız, at bulur meydan bulamayız!

Her sabah dünya yeniden kurulur! Her sabah şartlar yeniden olu­şur. Her gece kader ihtimalleri yeniden düzenler. Dün olmayan bugün olabilir hale gelir, bugün olabilen yarın olamayabilir. Her gün ihtimallere ‘yoklama çekmek’ gerekir.Bildiklerinizin son kullanma tarihine, en az marketten aldığınız süt kadar dikkat edin lütfen!

Çaresizlik öğrenilmiştir.Başarılı olmak da öğrenilebilir.Sende sandığından fazlası var!Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.Her şey seninle başlar!Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.Hayatta ya tozu dumana katarsın,Ya da tozu dumanı yutarsın.Seçim senin!

Kader inancında, kişi elinden gelenin en iyisini yaptıktan sonra sonucu Allah’ın takdirine bırakır. Kural, ‘Gayret bizden, takdir Allah’tandır.Kadercilik anlayışında ise kişi, elinden gelenin en iyisini yapma işini de Allah’a havale etmiştir!

Denediğiniz zaman kazanabilir ya da kaybedebilirsiniz, ama denemediğinizde kesinlikle kaybetmişsinizdir. Buna piyango kuralı diyebiliriz. Piyango bileti aldığınızda büyük ikramiye size çıkabilir ya da çıkmayabilir ama bilet almadığınızda kesinlikle size çıkmaz!

Koza Kelebeği Bilmez

“Koza Kelebeği Bilmez”, kaybolmaya, sürünün bir parçası olup kendinizi iyiymiş gibi hissetmeye başladığınızda, cesaretinizi arttırmanıza yardım edip yol gösterecek bir kitap.

Joseph Campbell’ın sözünü unutmayalım: “Nerede tökezlersen, hazinen orada yatıyordur.”

Bu kitap, en yüce hayatınızı yeniden elde etmenizle ilgili bir kitap, diyor Robin Sharma. Kendi hatalarını, kusurlarını bilen bir kişi olarak kitabı yazdığı için Sharma’nın anlattıkları çok samimi. “Kendimi ilerleme halindeki bir çalışma olarak görürüm, içsel hayatımı daha üst düzeylere yükseltmek için her günü kullanmaya uğraşırım. İnsani sınırlarım, kusurlarım olsa da beni güçsüz kalmaya zorlayan o katmanların çoğunu kısa bir sürede kaldırıp atabildiğimi de belirtmeliyim. Anlatacağım süreci takip ederseniz bunu siz de başarabilirsiniz!” diyen Sharma, kitapta 7 Aşamalı Kişisel Uyanış’ı anlatıyor. “Ferrari’sini Satan Bilge” dizisindeki diğer kitapların geleneğine uygun olarak, bu kitaptaki mesajlar da yine Julian Mantle’ın hayali serüvenleri şeklinde veriliyor. Tabii ki bunlar son derece gerçek ve güçlü mesajlar! Yedi aşama halinde anlatılan süreç, çeşitli formlarda, Doğu ve Batı uygarlıklarının antik çağdan kalma metinlerinin pek çoğunda bulunan şeyler. Siz kendi hayatınızın kahramanısınız. İnsan olarak en büyük oyununuzu sergilemek istiyorsanız, kendinize seçeceğiniz yolun bu olması gerekir. Bu yolda ilerlemek, otantik başarınızı garantileyecektir.

Yazarı: Robin Sharma

Yayınevi: GOA Basım Yayın

Çeviri: Belkıs Dişbudak

Tanıtım Yazısı

Koza için hayatın sonu olarak görünen şeyi, ustalar kelebek olarak görür.

Kaderini ancak sen keşfedebilirsin, senin için hazırlanmış yolu ancak sen bilebilirsin. Orası kalbinin seni davet ettiği yoldur.

Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak. Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun hikâyesi de budur. Asla kaderini baştan bilmez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez, açılmamış kapıları açmazsa, sonunda bir anlamda açılmadan iade olacaktır. Uykulardan uyanmanın, özgürlüğe kanat çırpmanın zamanı gelmedi mi? Sözleri beni şoka sokmuştu.

Cesaretimi topladım ve sordum:

-Umarım sormamda bir sakınca yoktur, ama kimsiniz siz?

-Adım Julian Mantle ve buraya senin rehberin olarak hizmet etmeye geldim.

-Julian Mantle mı? Ferrari’sini Satan Bilge mi? Ciddi olamazsınız?

Tüm gazeteler bu mucize adamın ülkeye dönüşünü yazıyordu.

Kitabın Konusu

Liderlik ve kişisel gelişim konularında dünyadaki en önemli uzmanlardan biri olan Robin Sharma’yı “Ferrari’sini Satan Bilge” kitabıyla tanımıştık. Bilgemiz, bu kez bir başkasına yol göstermek için karşımızda: Dan Sandersen. 44 yaşında, uluslararası otellerin sahibi, üç çocuklu, dul bir adam. Dan’in intihar girişimi sahnesiyle başlayan kitap, her şeye sahip olduğunu sanan bu adamın yaşadığı şokla ve böylece kendini bulmasıyla ilgili bir hikayeyi anlatıyor.

“Bizler genellikle zor dönemlerden geçerken görebildiğimiz dünyanın gerçeğin yansıması olduğunu düşünürüz. Oysa bu yanlış bir varsayımdır. Biz aslında dünyayı o anda kendi umutsuzluk merceğimizden görmekteyizdir. Çevremizi hüzünlü, umutsuz gözlerle görürüz. İşin aslı şu ki kendimizi daha iyi hissetmeye başladığımızda dünya da gözümüze daha iyi bir yer olarak görünecektir…” diyor Sharma kitapta.

Yani dünya bir ayna. Bizim hayattan aldığımız da, istediğimiz değil, olduğumuz şeydir. Aynı zamanda, hayatımızın mevsimleri olduğunu, acılı dönemlerin hiç de kalıcı olmadığını öğrenmeli. Üzüntünün kışı, yerini sevincin yazına bırakacak, buna güvenmeli. Tıpkı sabahın en parlak ışıklarının her zaman gecenin koyu karanlığını takip edişi gibi.

Hepimizin hayatında acı tecrübeler olmuştur. Acı çekmenin nedeni de olmasını istemediğimiz bir şeyin gerçekleşmesidir aslında. Bu durum, hayat bize beklenmedik bir şey getirdiği, yeni bir koşul sunduğu zaman ortaya çıkar. Hayatlarımızda yeni bir koşul belirmesi, bu koşul ister hastalık ister sevilen birinin kaybı ya da finansal bir gerileme olsun, değişmemizi, eski alışkanlıklardan uzaklaşmamızı gerektirir. Bize beklentimizden vazgeçmemiz söylenmektedir ve bir insan için herhangi bir şeyi bırakmak çok korkutucu olabilmektedir. Yeni duruma karşı geliştirdiğimiz tüm direnişlerin ardında yatan şey aslında korkudur. Oysa ortada korkulacak hiçbir şey yoktur. Biz, hayat boyu farklı ve yabancı yerlere yolculuk edip bundan gelen büyümeyi deneyimlemek için yaratıldık.

Acı çekmek derinleşmemizi sağlar. Acılar bize yardım etmek için gelir ve gerçekte kim olduğumuzu bilip anlamamızı sağlar. Acı çekmek kabuğumuzun çatlayarak açılmasına neden olur, bildiğimiz ve sarılıp kaldığımız her şeyin dışarı çıkmasını sağlar. İşte cesaret de bu anda ortaya çıkar. Cesaret, bu korkuları hissetmenize rağmen ilerlemeyi sürdürmektir.

Kitaptan Alıntılar

Kaderini ancak sen kendin keşfedebilirsin. Senin için hazırlanmış yolu ancak sen görebilirsin. Orası kalbinin seni davet ettiği yoldur. Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak! Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun da hikayesi budur. Asla kaderini baştan bilmez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez, açılmamış kapıları açmazsa, sonunda bir anlamda açılmadan iade olacaktır.

Durum hiçbir zaman göründüğü kadar kötü değildir. Bize üzüntü veren olaylar, bizi güce, kuvvete ve kendi bilgeliğimize götüren olaylarla aynıdır.

Aydınlanmış olmak tümüyle ışık olmaktır. Tümüyle ışık olan birisinin gölgesi olmaz, karanlık yanları olmaz, korkuları, öfkeleri, gücenikleri olmaz.

Hayatını çekingen biri olarak yaşama dostum!!! Çık arenaya, eleştirileri unut, sana verilen günlerin armağanıyla özgürce ve büyük oyna. Hayat kısa, yıllar tıpkı sıcak kumsalda parmaklarının arasından akan kumlar gibi çabucak kayıp gidiyor. Sen parıldamak, yeteneklerini gün ışığına çıkarmak için yaratılmışsın. Hayatta bir tek başarısızlık vardır; o da denememektir… En büyük başarısızlık, en yüce oyunu oynamak istememek, seni ürküten yerlere doğru yürümemektir.

Geçmiş bir mezardır, hayatını bir mezarda yaşamanın anlamı yok. Her son, yeni bir başlangıcın işaretidir. Ya da başka bir ifadeyle, gözünü dikiz aynasından ayırmazsan, hayatta hiç ilerleyemezsin.

…Şu anda olduğun kişi, gerçekte olduğun kişi değil. Daha çok bu dünyada yaşadığın için dönüştüğün kişi…

Hayatında istemediğin bir şeye odaklandığında, istediğin şeyin hayatına girmesini engellemiş olursun. Dikkatini yönelttiğin şey büyümeye , hayatında daha çok yer tutmaya başlar. İstemediğin şeye odaklanırsan o şey çoğalır.

Ben annenin hayatını yaşadım, oysa kendi hayatımı yaşayacak bilgeliğe sahip olmalıyım.Hep başkalarını memnun edeyim diye çabaladığım insanların hiçbiri ortalıkta yok. Ölüm döşeğindeyken, cevap vermem gereken tek kişi, her zaman aynaya baktığımda gördüğüm kişi oluyor. Ona dürüst davranmış olmak daha iyidir.

Hayatımızın mevsimleri vardır. Acılı dönemler hiç de kalıcı değildir. Üzüntünün kışı yerini yazın sevincine bırakacak, buna güven, tıpkı sabahın en parlak ışıklarının her zaman gecenin koyu karanlığını takip ettiği gibi.

Kaynana-Damat

ferrarialıntı sözleri

Bir kayınvalidenin 3 damadı varmış. Onları test etmek istemiş. Bir gün en büyük damadıyla deniz kenarına gitmiş ve kendisini sulara bırakmış. Bir yandan da”Boğuluyorum” diye feryat ediyormuş. Büyük damat atlamış denize ve kaynanasını kurtarmış. Ertesi gün kapısında bir Renault Laguna, üzerinde bir not. “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Teşekkürler… Kayınvaliden”

İki üç gün sonra ortanca damadıyla deniz kenarına gitmiş. Aynı şeyi denemiş. Ortanca damat da kayınvalidesini kurtarınca, ona da bir araba hediye etmiş. Üzerine de benzer bir not iliştirmiş: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Kayınvaliden…”

Son deneme küçük damatla… Kayınvalide denize atlamış; ayağı yerden kesilince”Boğuluyorum” diye feryat etmeye başlamış. Küçük damat, başını çevirip bakmamış bile. Kadın boğulmuş. Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bir Ferrari ve üzerinde bir not: “Sevgili damadım hayatımı kurtardın. Kayınpederin.”

Siyaset ve politika ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Siyaset ve politika ile ilgili güzel sözleri sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Siyaset ve politika sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Siyaset; toplumda çatışma halinde olan çıkarların ortak bir paydada uzlaştırılmasıdır. Toplumu ilgilendiren her konu siyasetin gündem maddesidir. Buradan yola çıkarak siyasetin yaşamın kendisi olduğunu söylersek pek de abartmış sayılmayız. Politikanın doğası gereği, belirsiz davranışlara zorlar insanı. Politikacının bir yanında sağcılar bir yanında solcular vardır. İkisinin ortasında duran politikacı, her ikisini de dikkate almaya çalışmaktadır. Ne var ki seçmen politikacı değildir. Oy vermek politika yapmak anlamına gelmez, daha çok belli bir politikanın belirsiz olmayan şu yanını kabul, bu yanını reddetmek demektir.

En Güzel Siyaset Sözleri

Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı süreki tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar söyleyin.Adolf Hitler

Dürüst politikacı birine satıldıktan sonra, öbür seçime kadar başkasıyla pazarlığa oturmayan politikacıdır.Simon Cameron

Bizi yok edecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlâktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışı.Mahatma Gandhi

Haklı bir siyasi davaya en büyük zararı, muhalefetin acımasızca saldırması değil yandaşlarının aptalca savunması verir.Alexander Hamilton

Siyasetin en eski ikinci meslek olduğu iddia edilir. Şunu fark ettim ki ilk mesleğe çok yakın bir benzerlik gösteriyor.Ronald Reagan

Siyaset ve Politika ile İlgili 11 Güzel Söz

Yapmayı bilenler yapıyorlar, yapmayı bilmeyenler öğretiyorlar, öğretmeyi bilmeyenler öğretmenlere öğretiyorlar ve öğretmenlere öğretmeyi bilmeyenler politika yapıyorlar.Muriel Barbery

Bir siyasetçi gelecek seçimi, bir devlet adamı gelecek kuşağı düşünür.James F.Clarke

Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir.Winston Churchill

Politikacılar halkın çıkarlarından farklı çıkarlara sahip olan insanlar topluluğudur.Abraham Lincoln

Politika gerçekleri gizleyip yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir.Winston Churchill

Zirvelerde kartallarda bulunur, yılanlar da . Ancak birisi oraya süzülerek diğeri ise sürünerek gelmiştir.Cenap Şahabettin

Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir.Charles DeGaulle

Bana mutluluğumun nedenini sordular. Ben de ellerimdeki ve yüzümdeki çizgileri göstererek, çok acı çekmeme rağmen hiç kimsenin önünde eğilmedim, hiçbir siyasi gruba katılmadım, durmaksızın çalıştım ve neticede başarılı oldum.William Shakespeare

Siyasette yükselmenin sırrı, aptal ve kanaatkar görünüp akıllı ve muhteris olmaktır.Charles de Montesquieu

Siyasetle uğraşmamanın cezası, sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir.Platon

Sürekli olarak gerçeği söyleyen politikacı yoktur; çünkü sürekli olarak gerçeği söyleyen kişi, politikacı olamaz.Mark Twain

Anlamlı Siyaset Sözleri

Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.Friedrich Nietzsche

Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız.Abraham Lincoln

Karanlık siyasetin insanları birbirlerine nasıl kırdırtabildiğine işaret eden birçok sayfası vardır. “Bireyin gelişmesini asla istemeyen bu siyaset, sürekli gözetim ve denetim altında tuttuğu ‘sürü’den ayrılmak isteyenlere inanılmaz kertede merhametsiz davranmıştır.Sabahattin Ali

İnsanın kendi vatanı için yalan söylemesi, bir yurtseverlik sanatıdır; buna diplomasi derler.Ambrose Bierce

İki nokta arasındaki en kısa yol, eğer politika alanında iseniz, bir doğrudan geçmez.İsmet Özel

Dine siyaset mikrobunun bulaşması, dini bir sevgi aracı olmaktan çıkardı, ne yazık ki!Ayşe Kulin

Halk, hükümetinden korktuğu zaman tiranlık; hükümet, halkından korktuğu zaman özgürlük vardır.Thomas Jefferson

Ahlak bakımından yanlış olan bir şey, politika açısından da doğru olmaz.E. Gladstone

Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez.Alparslan Türkeş

Politikanın sınırlarını ahlak belirler. Politika olmadan adalet olmaz. Ama geniş ölçekte ele alındığında, politika adaletin taleplerini hâlâ karşılayamamakta.David Runciman

Partiler gemideki yolculara benzerler, eğer gemiyi devirecek olurlarsa hepsi de yok olacaklardır.Andre Maurois

Bir insan hakkında fıkralar yapılmaya başladı mı, artık onun istifası gelmiştir.Benjamin Disraeli

Bir parti umumi bir planı tatbik ederken, her adamın o görüşte kendi hususi menfaat ve alakası vardır.Benjamin Franklin

Siyasetçinin aile terbiyesi, avam kamarasında konuşmaya başladığı zaman belli olur.Bernard Shaw

İnsanın düşünememesi liderler için ne büyük şans.Adolf Hitler

Bir politikacı işini kaybetmemek için her şeyi yapar. Hatta vatansever bile olur.William Randolph Hearst

Etkileyici Siyaset Sözleri

En kudretli uyuşturucu, politikacının ağzından çıkan kelimelerdir.Rudyard Kipling

Pratik politikacılar parlamentoyu kullanarak herhangi bir şeyin yapılmasını engelleme sanatında usta olmuş kişilerdir.Bernard Shaw

Ben kurtarıcı değilim. Kurtarıcı diye bir şey yoktur. İnsanlar kendilerini kurtarırlar.Che Guevara

İnsan devrimde ya kazanır ya da ölür, eğer bu gerçek bir devrimse.Che Guevara

Hata yapmak insanlara vergidir, bunu başkalarının üstüne atmak politikadır.Bili Vaugheur

İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.Platon

Bir oy tüfeğe benzer, işlevselliği kullanıcının karakterine bağlıdır.Theodore Roosevelt

Propaganda öyle bir sanattır ki insan başkasının ayağına basarken, kendisi ah der.Bob Hope

Sadece bir şey, bir şey olarak kalıyorum, o da palyaço. Bu beni herhangi bir politikacıdan daha yüksek bir düzleme yerleştirir.Charlie Chaplin

Bir komünisti nasıl tanımlarsınız? Komünist, Marx’ı ve Lenin’i okuyan kişidir. Peki bir anti-komünisti nasıl tanımlarsınız? Anti-Komünist, Marx’ı ve Lenin’i anlayan kişidir.Ronald Reagen

Siyaset takıntısı olanlardan kaçının. Genellikle zeki ve ilginç olurlar, ama doğalarında bir şey eksiktir; bir delik, bir boşluk vardır ve onu siyasetle kapatmaya çalışırlar. Bu onları şekilsiz yapar.Peggy Noonan

Sorumluluk duygusunun ortadan kalkması, otoriteye boyun eğmenin en önemli sonucudur.Stanley Milgram

Tehlike, belli bir sınıfın yönetmeye uygunsuzluğu değildir. Tüm sınıflar yönetmekten acizdir.Lord Acton

Politikacının dili, sivri değil kıvrımlı olur.Victor Hugo

Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız oturacağınız yer kendi kıçınızın üstüdür.Friedrich Nietzsche

Politika ve aksiyon adamlarının en zayıf yanı, düşünce adamını küçümseyişleridir.Cemil Meriç

Özlü Siyaset Sözleri

Hiçbir şey bilmez, yine de her şeyi bildiğini sanır, böyle biri neden başarılı bir politikacı olmasın?Bernard Shaw

Siyaset, görüşü ne olursa olsun, her zaman nefretin sistematik organizasyonudur.Henry Brooks Adams

Devrim korkutucudur ama seçim kampanyaları da iğrençtir.Nicolas Gomez Davila

Bağımsızlar, politikayı politikacının tutsaklığından kurtarmayı isteyenlerdir.Franklin D. Roosevelt

Kötü politikacıları kazandıranlar, oy vermeyen iyi yurttaşlardır.George Jean Nathav

Politikacının hayatının yarısı seçmeni, öbür yarısı birbirini aldatmakla geçer.Mark Twain

Hükümettekiler akıllarının sonundadırlar artık; çünkü oraya kadar gelmeleri, çok vakit almıştır.Desmond Mc Carthy

Sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak, yalnız siyaset alanında görülür.Edgar Fause

Siyaset bir ilim değil, bir sanattır.Otto von Bismarck

Siyaset cambazlığına giren bir adam, iradesine dikkat etmelidir; çünkü siyaset karakteri bozar.Otto von Bismarck

Siyasette kuraldır; müttefiklerini herkesin yanında öv, sonra arkalarından konuş.Palmiro Togliatti

Politika, insanların kendilerini ilgilendiren şeylerden alıkoyma sanatıdır.Paul Walery

Halk herhangi bir şeye inanacaktır, sonuçta kendisi gerçek üzerine kurulmamıştır.Edith Sitwell

Demokrasi ve diktatörlük arasındaki fark şudur: Demokraside önce oy verir sonra emirler alırsınız. Diktatörlükte oy vermekle zaman kaybetmezsiniz.Charles Bukowski

Politikacı, başkasının nasırına basıldığı zaman, feryat koparma yeteneği olan kişidir.Henry Tisot

Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.John Arbuthnot

Kanuna karşı geleceksen bunu iktidarı elde etmek için yap, diğer tüm hallerde kanuna uy.Julius Sezar

Yardım etmek ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Yardım ve Yardımlaşma sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Yardım ve Yardımlaşma ile ilgili güzel sözleri bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz.

Yardım etmek ve iyilik insanın doğasında olan bir değerdir. Onun için de çocuklar bunu iç motivasyonla yapar. Yani, sadece yardım etmiş olmak için yardım eder. Ama çocuklara yardım ettikten sonra ödül verilirse veya onlar övülürse, iç motivasyonun yerini dış motivasyon alır. Çocuklar dış motivasyon için yardım etmeye başlar. Dış motivasyon ortadan kalkınca (yani ikinci deneyde ödül veya övgü verilmeyince), yardım etme davranışı da ortadan kalkar. Ödül ya da övgü alan çocuklar, bunlar ortadan kalkınca yardım etmeyi bırakıyor. Daha önce söylediği gibi iç motivasyonu ve tutumu öldüren ödül, burada da değerleri öldürüyor.Özgür Bolat

En Güzel Yardımlaşma Sözleri

Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.Mevlana

Dostlara acılarını paylaştığını göstermek; birlikte yas tutmakla değil, onlara yardım etmekle olur.Epicuros

Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız, yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız.Chilon

Yaşamda edindiğim en büyük bilgi şudur: Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyen, hiç kimseye yardım etmez.Johann Heinrich Pestalozzi

Dostuna da düşmanına da yardım et; çünkü o zaman dostunla daha yakın dost, düşmanınla daha dost olursun.Cledbul

Yardım ve Yardımlaşma ile İlgili 10 Güzel Söz

Bir insan, hayatını kurarken başkalarını da destekliyor, kendini geliştirirken, başkalarının da gelişmesine yardımcı oluyorsa o, insanları seviyordur.Konfüçyus

Gerçek yardımsever insan parasını değil, kendisini adayan insandır. Parasını bağışlayan insan gösterişten kaçınmamışsa, zamanla unutulur; ancak zamanını, gücünü ve gönlünü bağışlayan bir insan, insanlığın sevgi ve saygısını kazanır unutulmaz.Samuel Smiles

Yardımlar, tıpkı çiçekler gibidir, ne kadar taze ise insanları o kadar memnun eder.Chilon

İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa, toplumlar olmaz.Walter Scottım

Eğer hür bir toplum sayıca daha çok olan fakirlere yardım edemezse, sayıca az olan zenginleri de kurtaramaz.John Kennedy

Herkes bir başkasına yardım etseydi, herkesin işi yapılmış olurdu.Erner Erchenbach

Küçüklerin yardımı olmaksızın hiçbir büyüğün başarıya ulaştığı görülmez. Bu, ne küçüğü büyütür, ne de büyüğü küçültür.Cemil Sena

Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.Kızılderili Atasözü

Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et, göreceksin ki sen de karşıdasın.Hint Atasözü

Düşenin elinden tut ki sen de düştüğün zaman tutacak bir el bulasın.Ali Fuat Başgil

Anlamlı Yardımlaşma Sözleri

Mutluluğa gerçekten ulaşılacak şeyler için yardımlaşma kastıyla toplanan şehir, üstün şehirdir. Mutluluğa ulaşmak için kendisi sayesinde yardımlaşılan topluluk da, üstün topluluktur.Farabi

Arkadaş el uzatıp seni yerden kaldırandır. Dost ise onu da aşağı çekeceğini bildiği halde sen daha düşerken el uzatandır.Goethe

Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.Kızılderili Atasözü

Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez.Merry Brown

Ne başarırsanız başarın, size yardım eden biri mutlaka vardır.Athea Gibson

Başkasına yararı dokunan insan en kusursuz insandır.Sophokles

İmece günü bulut görmeyene ne mutlu.Atasözü

Dünyalık mal sana yöneldiği zaman sen de vermesini bil. Zira vermek o malı tüketmez. Dünyalık mal senden yüz çevirdiği zaman yine ver. Çünkü o mal devamlı sende kalmayacaktır.Hz.Ali

Kendi evini yapamıyorsan, bir yapana taş taşı.Hint Atasözü

Aldığımız şeylerle geçici bir süre var olur, ama verdiğimiz şeylerle ebediyen yaşarız.Lavson

Işık yapmanın iki yolu vardır: ya kandil olmak, ya da yansıtan ayna…Edith Warton

Etkileyici Yardımlaşma Sözleri

Düşküne yardım et, bir gün sen de düşersin. Kimsenin gönlünü incitme, bir gün senin de gönlünü yakarlar.Şeyh Sadi Şirazi

Tanrı, size istediğiniz insanları değil,ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.Lao Tzu

İnsan toplumsal bir varlıktır. Birlikte yaşama, birlikte paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmaya muhtaçtır.Halit Ertuğrul

Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk.Victor Hugo

Kurbağadan yardım istenmektense boğulmak daha iyidir.Sophokles

Bir kere “Al şunu” demek, iki kere “Ben vereceğim” demekten iyidir.Kızılderili Atasözü

Yardım almaya alışanlar, gün gelir buyruk almaya da alışır.Sultan Murat

Dünyada kendisi için hiçbir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır.Sabahattin Ali

İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir.Sabahattin Ali

Bir derdin varsa, canın yanıyorsa, bir şeye muhtaçsan fukaraya başvur. Sana yalnız onlar yardım eder… Yalnız fukaralar.John Steinbeck

İnsanın karnı doymadan, ruhuna yardım edemezsiniz.Jack London

Özlü Yardımlaşma Sözleri

Yapılan bir araştırmada iyilik yapmanın beyinde mutluluk hormonunun salgılanmasına neden olduğu tespit edilmiştir. İyilik yapan kişi kendini mutlu ve güvende hisseder, insanlar arasında güven duygusu, kendisinde ise yardımlaşma duygusu artar.Nevzat Tarhan

Hayat dediğin uzun bir yol. Ve bu yolda seninle beraber yürüyen insanlar var, yolda kaldığın zaman sana yardım edebilmek için. Yolda rastladıkların var, yanındakilerin kıymetini daha iyi anlayabilmen için. Yoluna taş koyanlar var, yürüdüğün yolu zehir etmek için. Bir de seni yarı yolda bırakanlar var, kendi başının çaresine bakabilmeyi öğrenebilmen için.Burak Aksak

Herkese yardım edebilir, yeter ki karşılığında hiçbir şey almasın.Elias Canetti

Hayırseverlik dikeydir, aşağılar. Dayanışma yataydır, yardım eder.Eduardo Galeano

İnsanlar birbirlerine yardım etmeyi çoktan bırakmış. Herkesin tek derdi vicdanını rahatlatmak. Sokakta mendil satan çocuğa para vermek bile zor gelir, onun yerine sosyal medyada mendil satan çocuğun fotoğrafını paylaşmak yeter onlara.Burak Aksak

Mucize olsun diye dua edeceğimize yardım etmek için ne yapabiliriz diye sormalıyız.Yuval Noah Harari

İnsanlara yardım etmek istiyorum, fakat yardım edebileceğim kimseyi göremiyorum. Çünkü insanlar bütün iyi duygularını, güzelliklerini yitirmiş haldeler.Dostoyevski

Bir insana yardım etmek, o insana tahakküm etmek demek değildir.Kierkegaard

Kanunlar kimsenin kimseden sorumlu olmadığını söylese de, ihtiyaç duyan birine yardım etmek yapılacak en doğru şeydir.Jodi Picoult

Bazen yardım için uzanan bir ele karşılık vermelisin ve bazen her şeyi kendi başına yapamayacağını kabul etmek zorundasın.Tess Gerritsen

Eğer birine yardım etmek istiyorsanız susun ve dinleyin.Carmine Gallo

Hepsi ödenmiştir

anne oğulalıntı sözleri

Küçük oğlu annesine geldi ve ona kağıdı uzattı. Annesi ellerini önlüğüne kuruladıktan sonra kağıdı okumaya başladı;

Çimleri biçtiğim için 5 dolar, Odamı temizlediğim için 1 dolar, Alışverişe gittiğim için 50 sent, Küçük kardeşime baktığım için 25 sent, Çöpü attığım için 1 dolar, İyi bir karne getirdiğim için 5 dolar, Bahçeyi temizlediğim için 2 dolar..

Toplam borç 14 dolar, 75 sent

Anne, umutla kendisine bakan oğlunun elinden kağıdı aldı ve kağıdın arka yüzüne şunları yazdı;

Seni 9 ay karnımda taşıdım bedava, Hasta olduğunda başında bekledim, elimden geleni yaptım, senin için dua ettim bedava, Yıllar boyu değişik nedenlerle senin için gözyaşı döktüm bedava, Senin için geceler kaygı duyup, uykusuz kaldım bedava, Oyuncaklarını topladım, yemeğini hazırladım giysilerini yıkadım, ütüledim bedava yavrum..

ve bunların hepsini topladığın zaman gerçek sevginin bedelinin olmadığını görürsün, bedavadır çünkü…

Oğul annenin yazdıklarını okuyunca gözleri doldu.

Annesine baktı, “Anneciğim seni seviyorum” dedi ve kalemi alarak bu kağıda: “Hepsi Ödenmiştir” yazdı..

Dünyada öğretilen bütün bilgilerin hiçbiri, bize bir ananın bakışının bir kelimesinin verdiği şeyi vermeye muktedir değildir.

Wilhelm Raabe

Anne, beş kişi için yalnızca dört dilim pasta olduğunu fark ettiği anda, pastadan nefret ettiğini duyuran ilk kişidir.

Tenneva Jordan

Bu da geçer

tesbih1alıntı sözleri

Bir zamanlar,ülkenin sultanı, kendisi için çok değişik bir yüzük yapılmasını ister. Öyle bir yüzük ki, mutsuz olduğunda umudunu tazelesin, mutlu olduğunda ise kendisini mutluluğun tembelliğine kaptırmaması gerektiğini hatırlatsın…

Hiç kimse sultanı tatmin edecek böyle bir yüzüğü yapamaz. Sultan yüzüğün yapılmamasına fena halde üzülür.

Sultanın adamları bir gün bilge Derviş’i bulup yardım isterler. Derviş, sultanın kuyumcusuna hitaben bir mektup yazıp verir. Kısa bir süre sonra yüzük sultana sunulur. Sultan önce bir şey anlamaz; çünkü son derece sade bir yüzüktür bu. Ama bir an düşünür ve yüzü aydınlanır. Büyük bir mutluluk ışığı parlar gözlerinde. Sonunda tam istediği gibi bir yüzüğü olmuştur.

Yüzüğün üzerindeki yazı mı?

Şu yazılıdır yüzüğün üzerinde:

“ Bu da Geçer ”

Sabır öyle bir iptir ki;

Sen kopacak sanırsın, o gittikçe güçlenir…

Sen bitecek sanırsın, o gittikçe çoğalır!…

Sabır; ağrıları dindiren acı bir ot gibidir. Hem can yakar hem de tedavi eder…

Mevlana

Mutluluk nerede

kedialıntı sözleri

Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye sormuş:

“Neden kuyruğunu kovalıyorsun?”

Yavru kedi yanıt vermiş:

“Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım.”

Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş:

“Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama şunu fark ettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi yoluma gitsem hep peşimden geliyor.”

Mutluluk, elde etmek için peşinden koşulacak; sonra da kaybetmemek için çaba sarfedilecek bir şey değildir. Mutluluk; senden bağımsız olarak, istediği zaman gelir, dokunur sana. Önemli olan, o eşsiz temas anının tadını çıkarmayı akıl edebilmektir…

Sefiller, Victor Hugo

Gözyaşı

ağlamakalıntı sözleri

Bir gün kapı çalmış. Ama kapıda kimsecikler yokmuş.

Kapının önünde yalnızca bir kavanoz.

Etrafa bakınmış kimseyi görememiş. Almış içeri kavanozu.

Gözleri yaşlı açmış kapağını. İçinde turuncu bir balık görmüş.

Tam o sırada gözlerinden bir damla gözyaşı damlamış kavanoza.

Balık birden kıpırdanmaya başlamış.

Daracık kavanozun içinde oradan oraya dönmüş durmuş.

Kız anlam vermemiş neler olduğuna.

Daha çok ağlamaya başlamış.

Üzülmüş balığın haline Ağladıkça damlalar kavanoza dökülmüş.

Balığın rengi morarmaya başlamış.

Sonra anlamış gözyaşlarının küçük balığı zehirlediğini.

Hemen gidip suyu değiştirmiş.

Balık tekrar canlanmış eski haline geri dönmüş.

Aradan günler geçmiş. Kız balığına şarkılar söylemiş durmadan.

Dertleşmiş derdini anlatmış. Balık dinlemiş. Ama ağlamamış hiç.

Balığım ölmesin diye. İçine akıtmış gözyaşlarını.

O kadar çok sevmiş ki küçük balığı hiç ağlayamamış, hiç belli edememiş.

Ama günler geçtikçe kız hastalanmaya başlamış. Rengi solmuş. Halsiz kalmış.

Kimse ne olduğunu anlayamamış.

Ama kimse bilememiş, içine akıttığı gözyaşlarının kendisini zehirlediğini.

Asıl ağlarken daha mutlu olduğunu, zehrini böyle dışarı akıttığını kimse öğrenememiş.

Ondan geriye yalnızca turuncu bir balık kalmış…

Daha mı değerliydi uğruna gözyaşlarımızı sakladığımız.. kendimizi zehirlemek daha mı kolay.. saklanmak.. kaçmak çözüm mü?

Daha mı değerli turuncu balıklar? Daha mı değerli kendi hayatımızdan?

Durma ağla. Durma akıt gözyaşlarını. Dök içindekileri, bırak gitsin gidenler.

Bırak ölsün balıklar, bırak kırılsın kavanoz.

Elbet bir balık var gözyaşlarında canlanacak, elbet bir kavanoz var gözyaşlarından kırılmayacak.

Elbet bir balık var seni ağlatmayacak, gözyaşlarını dindirecek, senin sesinle konuşacak.

Gözyaşlarında bir sorun yok…

Kapında bile olsa, tek mesele yanlış balık, yanlış kavanoz.

Ya da yanlış zaman yanlış insan…..

Gözyaşının bile bir görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için, temizlik yaparmış.

Mevlana