Nebraska’da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekini için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi fakat o da hapisteydi.
Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.
“Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan, bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler Baban.”
Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı:
“Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler David.”
Ertesi gün sabaha karşı 04.00’te FBI ve yerel polis çıkageldi ve bütün araziyi kazdı. Lakin hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler. Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.
“Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.”
Sevgiler David.”
İmkansızlığın sınırı istemenin sahiciliğine bağlıdır. Gerçekten inandığın şey imkansız olmaktan çıkmıştır artık. Che’nin çok bilindik “Gerçekçi ol imkansızı gerçekleştir” sözü, başarı yolculuğunda şiarın olmalı.