Ağaç ve güneş birbirini çok severmiş ama sarmaşık hep onları kıskanırmış.
Sarmaşık kıskanır ama ağaç bakmazmış güneşi gerçekten sevdiği için…
En sonunda bir gün güneş uyandığında ağacın onu seyrettiğini görmüş…
Önce sevinmiş…Ama sonra üzülmüş.
Sarmaşık her gün kıskançlıktan ağaca sarıldığından.En sonunda boğulmuş ağaç.
Sonra anlamış sarmaşık iş işten geçtikten sonra.
Kıskançlık onu da kendisini de öldürmüş.
Kıskançlık, gizlenen bir hayranlıktır. Hayranlığına teslim olarak mutluluğun olanaksızlığını hisseden hayran, kıskanmayı seçer. Bu durumda, içinde şimdi aslında hayran olduğu şeyin söz konusu olmadığı, yalnızca tatsız bir aptallık, tuhaflık, aşırılık olduğu başka bir anlatıma sarılır.
Soren Kierkegaard, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk