İnsanoğlu zaman zaman bu dünyada var olmanın, yaşamanın, sonsuz nimetlerden yararlanmanın bir lütuf olduğunu unutuyor.İnsanlar hep sahip olamadıklarından yakınırlar. Oysa bir geriye dönüp baksalar sahip oldukları ne de çok şey vardır aslında.İnsana hiçbir şey, sahip olunduktan sonra hayalinde olduğu kadar güzel gelmez.
Şükran, yaşamın güzelliklerini fark etme ve takdir etmedir. Allah bir kulunu sevindirmek isteyince, önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Şükreden insanlar hayatlarındaki olumlu şeyleri ve hatta hayatın kendisini bir “armağan” olarak görür ve kendilerini ödüllendirilmiş hissederler. Büyük psikoterapist Irvin Yalom bu durumu şu şekilde ifade etmektedir: “Hayat bir armağandır. Alın, paketi açın, takdir edin, kullanın ve tadını çıkarın”.
Şükür, hem önemli bir ibadet hem de insanın azmasını engelleyen koruyucu bir zırhtır. Çünkü insanın nefsinde zenginlik ya da güç bulduğunda kibirlenmeye, zalimleşmeye ve vicdansızlaşmaya karşı bir eğilim vardır.
Şükretmek için kendilerine çok büyük ya da çok özel bir nimetin verilmesi gerektiğini düşünürler. Oysa insanın her anının nimet içinde geçtiği çok açık bir gerçektir. Hayatı, sağlığı, beş duyusu, nefes aldığı hava, aklı ve bunlara benzer sayısız nimet kendisine her an kesintisiz bir şekilde sunulmaktadır.
Şükretmek bir yana şikayet edenlerin sayısı hızla artıyor.Şükretmemizin önündeki en büyük engellerden biri hiçbir şeyi beğenmemek ve karamsarlıktır. Karamsar, hiçbir şeyi beğenmeyen ve her şeye olumsuz bakan bir adam yarış için hazırlanmış bir at için “Bu at kesinlikle koşamaz” demiş. Atın iyi koştuğunu görenler adama dönüp, ne diyeceğini merak etmişler.Adam, “çok iyi hızlı koşuyor ama bu atı durduramazlar” demiş.
Bizi şükürden alıkoyan, toplumsal bir alışkanlığımız olan dil günahı “Şikayet”i de insani bir zaafımız olarak kabul etmek durumundayız,günümüzün en yaygın ve bir o kadar ruhu zehirleyen yaklaşımıdır şikayet etmek…
Şikayet bir anlamda, akıl eksikliği, bakış körlüğüdür. Kolaya kaçmak, aczimizi ortaya koymaktır. Daha geniş açıyla diyebilirim ki, beceriksizliğimize, tembelliğimize, bilgi eksikliğimize, okumama alışkanlığımıza ve en kötüsü düşünme tembelliğimize kılıf bulmaktır. Bir yerde şikayet, Allah’a isyan etmektir.Şikayet ve isyan etmenin karşılığı da kaçınılmaz olarak huzursuzluk ve mutsuzluktur.
Zenginlik kavramının alım gücü olmadığını, asıl zenginliğin huzur ve sağlık olduğunu keşfeden insanlar hayallerine sarılırlar ve mutluluğu yakalarlar.Şükretmek elimizdeki ile mutlu olmanın,mutluluk ise elimizdekinden daha fazlasına ulaşmamız için gerekli yaşam motivasyonunun kaynağıdır. Bir diğer deyişle şükretmek; mutluluğun ve başarının kaynağıdır.Şükretmenin özünde, bilme, farkına varma ve takdir etme vardır.
Bilim adamları şükreden kişilerin duygusal, fiziksel ve sosyal pek çok yarar elde ettiklerini ortaya koymuşlardır. Şükran duygusu içindeki insanların daha az hastalandıklarını, yaşam doyumlarının daha yüksek olduğunu ve geleceğe yönelik olarak daha umutlu olduklarını belirlemişlerdir.
Güzel bir hikaye ile bitirmek istiyorum. Mutsuz insanlar gülden önce dikeni görürler, mutlu insanlar ise dikenden önce gülü görürler. Siz dikenden önce gülü görmeye çalışın ki şükredip, mutlu olmasını bilesiniz.
Baba kızıyla havaalanında vedalaşırken, “Seni seviyorum ve sana yeterli olanı diliyorum”dedi. Kızı cevap verdi: “Baba beraber geçirdiğimiz bu hayat bana yetti de arttı bile. Sevgin her zaman ihtiyacım olan tek şeydi. Sana da her zaman yeterli olanı diliyorum.”
Öpüştüler ve ayrıldılar… Adam bir hayli yaşlıydı; muhtemelen kızını son görüşüydü.”Kızım belki de son seyahatini benim cenazeme gelmek için yapıyor olacak” diye mırıldandı.
Baba kızın konuşmasına kulak misafiri olan bir yolcu sordu: “Ayrılırken ‘Sana yeterli olanı diliyorum’ dediniz. Bu ne anlama geliyor acaba?”
Adam cevap verdi: “Sana gün ne kadar gri gözükürse gözüksün, parlak bir bakış açısı vermeye yetecek kadar güneş diliyorum… Güneşin varlığı için daha fazla şükretmeye yarayacak kadar yağmur diliyorum… Hayatındaki en küçük şeyleri bile önemli görmene yetecek kadar acı, sahip olduklarına şükretmene yetecek kadar kayıp diliyorum.”