Dağlarda seyahat eden bilge bir kadın, bir dere kenarında değerli bir taş bulmuştu. Ertesi gün kadın başka bir gezginle karşılaştı. Adamın karnı çok açtı. Bilge kadından yiyecek birşeyler istedi.Kadın ona birşeyler vermek için çantasını açtığında değerli taşı gören adam, kadından onu da kendisine vermesini rica etti. Tereddütsüz:
“Olur” dedi kadın.
Aç gezgin, talihin nihayet kendisine yaver gittiğini düşünerek, sevinç içinde ayrıldı oradan. Ancak, birkaç gün sonra o civarlara geri geldi ve bilge kadını bularak, taşı kendisine iade etti.
“Bana verdiğin taşın ne kadar değerli olduğunun farkındayım” dedi adam. “Ama düşündüm ki, sen de bu taştan daha değerli birşey var. Bu mücevheri verebilmeni mümkün kılan şeyi bana verir misin?”
Dünyada en iyi şey kâr zarar hesabı yapmadan ‘iyi irade‘ye tâbi olmak, ‘iyi niyet‘i izlemektir. Her insan başkalarından öğrenmeksizin içinde hisseder bu iradeyi. Çıkarınızı düşünmeksizin görevinizi yapınız. Mutluluk budur. Vazifenizin ne olduğunu hissedersiniz içinizde; işte onu yapınız! Bunu yapmak zordur, diyeceksiniz belki, menfaati vazifeye, refahı ahlaka feda etmek… Fakat ancak bu suretle insan hayvanlıktan ayrılır.
Immanuel Kant