Bir köylü eşeğiyle katırını iyice yükleyerek şehre doğru yola çıkmış. Yol uzun, hayvanların yükü ise oldukça ağırmış. Katıra göre biraz daha yaşlıca olan eşek düz yolda, zorlanarak da olsa, vaziyeti idare edebilmiş. Ancak, dağa tırmanırken, bakmış ki dayanamayacak, katıra yükünün ağır geldiğini ve birazını alıp ona yardımcı olmasını rica etmiş. Katır bu ricayı duymazlıktan gelmiş ve bir süre daha yola böylece devam etmişler. Sonra birden, zavallı eşek, o ağır yükün altında düşmüş ve ölmüş.
Yola devam etmek zorunda olan köylü, bunun üzerine; önce, ölen eşeğin üzerindeki yükü almış ve katırın yükünün üstüne eklemiş. Daha sonra, ölen eşeğin derisini yüzmüş ve onu da katırın sırtına atmış.
Katır yaptığından pişman, yükü eskisinin iki katından fazla, “Ettiğimi buldum. Eğer eşeğe ihtiyacı olduğunda biraz yardım etseydim, şimdi bu halde olmazdım” diyerek, iç çekmiş.
Kendini yargılamak, kendini başkasının yerine koyup yargılamak insanların yapabileceği ve bu sayede kainatı daha iyi anlayabileceği kişisel davranışlardır. Kendinin içine girip, kendini yargılayabilen insan; hayatın nurunun dışında kalmaz.Kendini içerden yargılayabilen, nur-u hayat dışında kalmaz.
Nurhayat Özdemir
Hayatın amacı mutlu olmak değildir.
İşe yarar olmaktır.
Onurlu olmaktır.
Merhametli olmaktır.
Yaşadığın süre boyunca bir fark yaratmaktır.
Empatili olmaktır,
Anlayışlı olmaktır.
David Icke