Hayat sürprizlerle doludur. Onun için hazırlık yapamazsın. Onu hazır bir şekilde bekleyemezsin. Güzelliği bu, anlamı bu. Her zaman şaşırtır ve sürprizlerle gelir. Her anın sürprizlerle dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiçbir yanıtın uygulanabilir olmadığını görürsün, eğer gözlerin varsa.
Hal böyle iken, geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisi olmanın kime ne faydası var.
Eflatun’a sormuşlar;
– İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışı nedir ?
Eflatun tek tek sıralamış,
– Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
– Ne var ki çocukluklarını özlerler.
– Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
– Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
– Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar.
– Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar.
– Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar.
– Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Geçmişte yaşadıklarım bana şunu öğretti: Hepimiz bu dünyaya, hayatımızı en iyi şekilde yaşamak için geliyoruz ve inanın bana, hayat saklanarak, umutsuzluklarla, pişmanlıklarla harcanamayacak kadar kısa. Dertler ve sıkıntılarla boğuşurken her gün, bir öncekinin aynısı gibi görünmeye başlıyor. Oysa ki her yeni gün kendi mucizelerini de beraberinde getiriyor. Hem de en beklenmedik anlarda…
Mutluluğu geçmişte aramanın ne anlamı var? Geçmişimi kurcalayanlara! Ben geçmişimi buruşturup çöpe attım. Çöpü karıştıranlar ise kediler ve köpeklerdir.
Tam anlamıyla mutlu olmak için gereken tek şey, içinde bulunduğumuz anı, geçmişteki diğer anlarla karşılaştırmaktan vazgeçmektir.
Geçmiş hatalarınızı unutun. Başarısızlıklarınızı unutun. Şu anda yapacağınız şey dışındaki her şeyi unutun ve onu yapın.
Çoğu insan bugünü yaşamaz. Gelecek onları yiyip bitirir. Oysa geleceği yaratan bugünü nasıl yaşadığımızdır. Her gün yeni bir hayat için fırsattır çünkü her gün hayatınızın dönüm noktasında durursunuz.
John Lennon; “Hayat; biz gelecek için planlar yaparken başımızdan geçenlerdir” diyor. Hiç de haksız sayılmaz! Her anı hakkını vererek dolu yaşamak yerine adım adım geleceği planlamak ya da başka bir deyişle hayatı planlama takıntısının esiri olmak.
Yaşamak için karşılaşacağınız anların sayısı konusunda bir garanti yoktur.Hiç kimse, hayatlarının sonraki anının ne zaman ellerinden alınacağını bilmiyor.Hayatınızın bir sonraki aşaması için sürekli planlar yaparak yaşadığınız anı cehenneme çevirmeyin.Gerektiği zaman planlayın, ancak şu anın tadını çıkarmanın pahasına değil.
İnsan yaşamak için doğar, yaşama hazırlanmak için değil.
Bugünün değerini anlamadan yarını bekleyen bu insanlar, dünün geçtiğini ve yarının belki de hiç gelmeyeceğini düşünemiyorlar.
Gelecek, bugün ne yaptığınıza göre şekillenir.
Hepimiz gerçek mutluluk istiyoruz ve bu sevinci tezahür edebilmek için şu an yaşamak zorundayız.
Geçmiş ve gelecek ancak şimdiki zaman yoluyla anlam kazanır. Geçmiş zamanda olanlar üzerinde takılıp kalmak bugün yapabileceklerinizi engeller. Etkili yaşamanın püf noktası, bugünü tatmin edici bir şekilde yaşayabilmektir. Daha mutlu ve etkili bir şekilde yaşamak, önünüze çıkan fırsatların farkında olmanız anlamına gelir. Hayat tercihlerden ibarettir ve sizi siz yapan, şu an içinde yaptığınız tercihlerinizdir.
Zor zamanlar geçiriyorsanız, sevdiklerinizi kaybetmekten dolayı acı çekiyor ya da gelecekten korkuyorsanız, hayatın sadece şimdiki zamandan mevcut olduğunu aklınızdan çıkarmayın; tüm düşünce ve hatıralarınızı şimdiki zamana yöneltin. Böyle yaptığınız takdirde, geçmişe ait tüm acılarınız, geleceğe dair tüm endişeleriniz yok olur gider, mutluluğu ve özgürlüğü duyumsarsınız.
Asıl mutluluk nelere sahip olduğumuzdan ziyade, nasıl düşündüğümüzle ve nasıl yaşadığımız ile alakalı. Yani sahip olduklarına zihninden ne anlam veriyorsun ve onlarla nasıl yaşıyorsun?
Hayat, olması gerektiği gibi değildir, olduğu gibidir. Onu değiştiren yaşama biçiminizdir.
Her günün yılın en güzel günü olduğunu kalbinize yazın.