En güzel Stefan Zweig sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada.Roman, oyun ve biyografi yazarlığı ile birlikte gazetecilik yönü ile de göz önüne çıkan Stefan Zweig 28 Kasım 1881 yılında Viyana’da doğmuş, varlıklı bir ailenin oğludur. Babası sanayici olan Stefan Zweig, zenginliğin getirdiği zorunluluk ile kültür ve edebiyat alanlarında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca gibi birçok dil bilgisine sahip Zweig, eğitimine Viyana ve Berlin üniversitelerinde devam etti. Felsefe alanında kendini geliştiren Stefan Zweig’ın ilk eserlerinde Hugo von Hofmannsthal’ın ve Rainer Maria Rilke’nin etkilerini görmek mümkün. 1901 yıllarından sonra şiir çevirilerine başlayan Zweig, Kuzey Hindistan’dan Amerika’ya kadar birçok ülkeyi ziyaret etti.
En çok beğenilen 10 Stefan Zweig sözü
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Acımak iki yanı keskin bir bıçak gibidir, kullanmayı bilmeyen, elini ve de özellikle kalbini ondan uzak tutmalıdır. Tıpkı morfin gibi acıma duygusu da hasta için sadece başlangıçta bir nimet, bir ilaç, bir devadır. Ama dozunu ayarlamasını ve azaltmasını bilmediğiniz zaman öldürücü bir zehir olabilir.
Tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.
Belki de utançların en büyüğü; insanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır.
Ne olduğun o kadar bağırıyor ki, Ne dediğini duyamıyorum.
Yaşamımda ilk kez, yeryüzündeki en büyük kötülüklerin kaynağının vahşet ve kötü niyet değil, kişilerin yenemedikleri zayıflıkları olduğunu anlıyordum.
Tarihte mantığın ve uzlaşmanın üstün geldiği anlar çok enderdir ve kısa sürelidir.
Bize hiçbir şey yapmadılar. Sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz.
Kendimizi dünyanın insafına bırakmak tam bir çılgınlık olurdu.
İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız…
Tüm Stefan Zweig Sözleri
Korku, her şeyin bir karikatür olarak görünebileceği, boyutların feci bir şekilde bozulduğu çarpık görüntülü bir aynadır; bir kez yerinden oynatılırsa görüntüler en çılgın ve en imkansız ihtimallere dönüşür.
Ama boşlukta, zamansızlıkta geçen bir dört ayın ne kadar sürdüğünü hiç kimse bir başkasına da kendisine de anlatamaz, ölçemez, gözünde canlandıramaz.
Tarihte, geniş kitlelerin daima ve hep birlikte, rüzgar nereden eserse o yöne gittiklerini artık çok iyi biliyorum.
Belirsizlik, kesinlikten çok daha kötüdür; kısa süreli olan büyük bir korku, belirsiz fakat hiç bitmeyen bir korkudan daha az zahmet verir.
Ahlaken zayıf olanların her zaman bir mazereti vardır zaten. İlk önlerine çıkana kendilerini teslim ederler ve hiçbir şeyi düşünmezler. Sonra da Tanrı’dan medet umarlar.
İnsan gençken yalnızca başkalarının hastalanıp öleceğini düşünür.
Eğer aynı ölçüde komşusuna da uygulanacağını biliyorsa, insan en sert disiplin cezalarını çok daha istekli bir şekilde kabul edecektir.
Dünyanın en önemli şeyi, insanın kendi kendisi olmayı bilmesidir.
Verdiğimiz kararlar çok daha fazla kendi durumumuza, kendi muhitimize bağlıdır ama biz bunu pek böyle sanmayız. Kafamız sadece edindiği intibalara, karşılaştığı etkileri nakletmekle yetin
Satrancın çekiciliği tek bir şeyden kaynaklanır; stratejinin farklı beyinlerde farklı biçimlerde gelişmesinden.
Başkalarını çok fazla düşünen bir kimse, kendisini unutur.
Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümse kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!
Mutsuzluk insanı kırılgan, sürekli ızdırap ise dar kafalı yapar.
Günümüzde paradan, o lanet olası paradan başka bir şey geçerli değil, bir de yapabildiğiniz kadar reklam. Bunu yapamayan yok olup gidiyor.
Sessiz kaldığımız sürece hepimiz suçluyuz.
Ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez.
Güvenin şartı samimiyettir, kayıtsız şartsız samimiyet.
Bir şeyi saklayan ya da saklamak zorunda kalan kişinin gözlerinin doğal, özgür ve samimi bakması olanaksızdır.
Dar karenin içinde özel ustalar yaratır satranç.
Tek bir cesur insanın başarısından, tüm bir kuşağa yetecek şevk ve cesaret doğar; bu daima böyledir.