Lafı Gediğine Oturtanlar-1

  1.Toplantıda, bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek ister ve “Affedersiniz, siz veteriner misiniz?” diye sorar. Mehmet Akif istifini bozmadan cevap verir: – Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu? 2.İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar: – Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?Okumaya devam edin “Lafı Gediğine Oturtanlar-1”

Karınca ve Lens

Lale, bir grup ile dağa tırmanıyordu. Karşılarına, dik bir yamaç çıktı. Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve tırmanmaya devam etti. Bir süre sonra nefeslenebileceği bir oyuk buldu. Fakat, yukarıda ipi tutan kişi dalgınlık hali, ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, Lale’nin gözüne çarparak lensinin düşmesine sebebiyet verdi. Lale çok üzülmüştü. “Allah’ım” dedi, “Sen ki, dağlar üzerindekiOkumaya devam edin “Karınca ve Lens”

İnanmak

İngiliz soylusu karısı ve oğlunu yanına alarak o gün pikniğe gitti.Hava o kadar güzeldi ki, gezintiye çıkan çocuk bu eşsiz doğa manzarasının içinde dayanamayarak karşısında duran göle doğru koştu… Kısa bir süre geçmişti ki ayağına giren krampla çırpınmaya başladı.Yardım çağrısını yakında bir tarlada çalışan köylü çocuğu duydu ve onu boğulmaktan son anda kurtardı… Babası çocuğuOkumaya devam edin “İnanmak”

Engel ve Fırsat

  Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurur. Kendisi de pencereye oturur, gelen geçeni seyre dalar. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri, hepsi kayanın etrafından dolanıp saraya girer. Sonunda, bir köylü çıkagelir. Krala meyve ve sebze getirmektedir. Sırtındaki küfeyi yere indirir, iki eliyle kayaya sarılıp, ite kaka,Okumaya devam edin “Engel ve Fırsat”

Emekliliğinizi Planlamak

Emekliliğinizi planlarken soracağınız ilk soruyu keşfedin. Bu soruya daha başarılı bir emeklilik yaratma stratejilerini de dahil edin. Herkes emeklilikte gerekli olacak paranın ne kadar olacağını merak ediyor. Bunun önemi bir yana, kendinize soracağınız ilk soru bu değil. Sorulacak ilk soru: “Zamanı nasıl kullanacağım?” Şu an okulla bağlantılı tüm diğer faaliyetlerinizi yürütürken öğretme, hazırlık, derecelendirme, yetiştirme,Okumaya devam edin “Emekliliğinizi Planlamak”

Herkes,Birisi,Herhangi biri ve Hiç kimse

  Hikayemiz, Herkes, Birisi, Herhangi Biri ve Hiç Kimse adlı dört kişi hakkında… “Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve Herkes, Birisi’nin bu işi yapacağından emindi. Gerçi işi, Herhangi Biri de yapabilirdi. Ama Hiç Kimse yapmadı… Birisi buna çok kızdı. Çünkü iş Herkes’in işiydi. Herkes, Herhangi Biri’nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Ama Hiç Kimse, Herkes’inOkumaya devam edin “Herkes,Birisi,Herhangi biri ve Hiç kimse”

Mavi Kurdele

New York’ta yasayan bir öğretmen, lise son sınıfındaki öğrencilerinin diğer insanlardan farklı özelliklerini vurgulayarak onları bir biçimde onurlandırmaya karar verir. Ve öğretmen bir gün, Helice Bridges tarafından geliştirilmiş süreci kullanarak, her bir öğrencisini teker teker tahtaya kaldırır. Kaldırdığı her öğrenciye öncelikle kendisinin (sınıf ve öğretmeni için) ne kadar özel olduğunu belirtir. Sonra her birinin yakasına,Okumaya devam edin “Mavi Kurdele”

Şükretmek;mutluluğun kaynağıdır

Şükran, yaşamın güzelliklerini fark etme ve takdir etmedir. Allah bir kulunu sevindirmek isteyince, önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Şükreden insanlar hayatlarındaki olumlu şeyleri ve hatta hayatın kendisini bir “armağan” olarak görür ve kendilerini ödüllendirilmiş hissederler.

Eşekli Kütüphaneci

Yaptığın iş olduğu yerde durup duruyorsa, sende bir uyuzluk vardır arkadaş. İnsan var, dokunduğu yere değer katar; insan var, dokunduğu yere değer kaybettirir.

Bakın Nevşehir’den ve bu ülkeden nice müdür, amir, vali, bürokrat, milletvekili, politikacı geçti; binlercesinin adını kimse hatırlamaz ama Mustafa Güzelgöz ve eşeğinin heykeli var.

Çok iyi anlayacak beni

  Satılık Köpek Yavruları’ ilanın altında küçücük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkan sahibine sordu: -‘Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz? ‘ Dükkan sahibi, -’30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları’ dedi. -‘Benim 2 dolar 37 sentim var’ dedi çocuk, -‘Bir bakabilir miyim yavrulara? ‘ Dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı.Okumaya devam edin “Çok iyi anlayacak beni”

Sevgi Gözü”yle Bakalım

Sevgi gözü, karşına çıkan herkese, her şeye sevgi ile bakmaktır. En önemlisi de, seni sevmeyenlere yardım etmektir. Bu yardım, insanı manen yüceltir. Bir insanın seni sevmemesi, seni kötü gözle görmesi senden ona zarar geleceğini düşünmesi anlamındadır. Sevmediği için de çoğunlukla senin için kötü düşünür.

Müzayede

Çok insanın hayal edemeyeceği kadar zengindi. Ülkenin en güzel şehirlerinin en güzide semtlerindeki dairelerinin sayısını bile bilmiyordu. Ayrıca, iyi bir antika meraklısıydı. Elinde tuttuğu zengin koleksiyonun değeri de tahminleri zorluyordu. Çiftlikleri ve arabaları da vardı tabii. İşlettiği mağazalarda binlerce insan çalışıyordu Herkes, ‘Keşke onun yerinde ben olsam!’ diye düşünüyordu. Gelin görün ki o, bulunduğu yerdenOkumaya devam edin “Müzayede”

Üniversite

Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip utangaç bir tavırla rektör’ün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti. Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi? Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkansızdı. Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu. YaşlıOkumaya devam edin “Üniversite”

Her tercih bir vazgeçiştir

Her tercih bir vazgeçiştir çünkü… Sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin bir seçeneği dayar burnunuzun ucuna… “Ne giysem” telaşından, öğle yemeğinde “Ne alırdınız?” diye başucunuzda biten garsona, “hangi kanaldaki filmi izlesem” kararsızlığından “bize oy verin” diye bağrışan partilere kadar her şey, herkes, her an sizi ısrarla birOkumaya devam edin “Her tercih bir vazgeçiştir”

Çiftçinin Oğlu

İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çiftçi yaşardı. Fleming’di adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkardı ve acılı bir ölümden kurtardı. Ertesi günOkumaya devam edin “Çiftçinin Oğlu”