Yaş ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Yaş ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Yaş sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Yaşlılık bir hastalıktır. Belki doğaldır; ama sağlık da doğaldır, üstelik ötekinden​ çok daha iyidir. Aslında paslanma da doğal bir şey… Öyle değil mi? Ama paslanma önlenebilir. Eğer önlemezsen makineni mahveder. Yaşlanmak için de aynı durum söz konusu.

İnsan yaşlanır; çünkü vücudunun paslanmasına izin verir de ondan.

Okuma Önerisi: Yaşlılık ile İlgili Söylenmiş Güzel Sözler

En Çok Beğenilen Yaş Sözleri

Öğrenmeyi bırakan herkes yirmi ya da seksen fark etmez, yaşlıdır. Öğrenmeyi sürdüren herkes genç kalır. Hayatta en büyük şey zihninizi genç tutmaktır.Henry Ford

Yaşını söyleyen kadın ya genç olduğu için kaybedecek bir şeyi yoktur, ya da yaşlı olduğundan kazanacak bir şeyi yoktur.Malezya Atasözü

Çizgiler, yüreklerimizde değil, yalnız alınlarımızda belirir. Çünkü insanın ruhu hiçbir zaman yaşlanmaz.James Garfield

İnsanın kırk yaşına kadar geçen yaşları bir kitap, geri kalan yılları da o kitabın eleştirmesidir.Arthur Schopenhauer

Yirmi yaşında yakışıklı, otuz yaşında güçlü, kırk yaşında zengin, elli yaşında akıllı olmayan insan, hiçbir zaman yakışıklı, güçlü, zengin, akıllı olamaz.Herbert

Yaş ile İlgili 10 Güzel Söz

Mizacımız, tecrübemiz ve irademiz ne olursa olsun, her yaşın kendisine göre bir realitesi vardır.Ahmet Hamdi Tanpınar

Gençlik ilkbahar gibidir, yaşlılık ise kışa benzer, öyle bir kişi ki, arkasından bahar gelmez.Firdevsi

On beş yaşımda kendimi öğrenmeye verdim; otuz yaşında irademe sahip olabildim; kırk yaşında seziş yoluyla her şeyi kavradım; yetmiş yaşımda doğru olan şeylere zarar vermeden kalbimin isteklerini yerine getirebildim.Konfüçyüs

Yirmi yaşındaki bir insan, dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince yine dünyayı değiştirmek ister ama yapamayacağını bilir.Clarence Darrow

Yaşlılar, hayatlarının ancak işe yarayan kısımlarını hesaplasalardı, kimbilir ne kadar yaşlı bugün genç sayılırdı.Petit Jenn

İnsan belli bir yaşa gelince kendi hudutları ve hatalarıyla barışmaya başlıyor.Elif Şafak

Doğum günleri işe gittiğiniz bir başka gündür ve insanlar size sevgilerini verirler. Yaş, yalnızca bir akıl halidir ve kendinizi kaç yaşında hissediyorsanız o yaştasınızdır. Yaşınızı saymakla zamanınızı boşa harcamayın, sadece mutlu olmaya bakın.Abhishek Bachchan

Her nefeste ömürden bir nefes kesiliyor. Etrafıma bakıyorum, kimseler kalmamış. Be adam, elli yaş yaşadın, hala uykudasın!Şeyh Sadi Şirazi

Yaşlılar her şeye inanırlar; orta yaşlılar her şeyden kuşkulanırlar; gençler de her şeyi bilirler.Oscar Wilde

Diplomat, bir kadının doğum gününü hep hatırlayan, ancak yaşını asla hatırlamayan adamdır.Robert Frost

Anlamlı Yaş Sözleri

İnsan yaşlanır, ama gönlü yaşlanmak istemez. İşte öyle, arada sırada silkinir, birden doğrulup koşmak ister.Cengiz Aytmatov

Yirmi yaşında istek, otuz yaşında zeka, kırk yaşında akıl önemlidir.Benjamin Franklin

Beş yaş insanın en olgun çağıdır, sonra çürüme başlar.Alper Canıgüz

Yaş artmakla, budalalık eksilmez.Hebbel

Erkek yaşını saklamaya, kadın ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıştır.Peru Atasözü

İnsanın, yaşlanınca gençliğinden daha çok iş yapmalıdır.Goethe

Her yaşın kendine göre bir zayıf tarafı vardır.Andre Roussin

Yaş da sevgi gibidir; saklanamaz.Thomas Dekker

Akıl yaşta değil baştadır, fakat aklı başa yaş getirir.Cenap Şahabettin

Kırk yaş, gençliğin yaşlılığı; elli yaş yaşlılığın gençliğidir.Victor Hugo

Yaşlı bir kadının hüznünü duymazsanız, bir genç kızın saçlarında çarpan kalbini nasıl göreceksiniz?Şükrü Erbaş

Yaşlı bir ağacı yabancı bir toprağa dikemezsiniz.Amin Maalouf

Etkileyici Yaş Sözleri

Ruh, yaşlı doğar ama gittikçe gençleşir. Bu, hayatın komedisidir. Vücut, genç doğar ve gittikçe yaşlanır. Bu da hayatın trajedisidir.Oscar Wilde

İnsan ölümsüz değildir ve bu nedenle de zamana bağlıdır. Gece ve gündüz, uyumak ve uyanmak, yetişmek ve yaşlanmak, yaşamda kalabilmek ve kendimizi koruyabilmek için çalışmak zorunda oluşumuz, işte tüm bu öğeler, eğer yaşamak istiyorsak, zamanı kabul etmemiz gerektiğinin birer kanıtıdır. Ve bedenimiz, bizi yaşamı istemeye zorlamaktadır.Erich Fromm

Her yaşın kendine özgü kuralları, görevleri, erdemleri vardır.J.J.Rousseau

Her yaşta arız meraklar ve onların ilaçları vardır.Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gençken öğreniriz, yaşlanınca anlarız.Merie Ebner

Yaşlılık, bütün hastalıkların limanıdır.Bion

Her kadın, dünyadaki tek kadın oymuş gibi hissettiren bir erkekle yaşlanmak ister.Emre Tuncer

Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır, ama görüş açınız genişler.Ingmar Bergman

Yaşlanmak, zaman tanıma sanatıdır.Murathan Mungan

Önemli olan bir omuza yaslanmak değil; o omuzda yaşlanmak!..Can Yücel

Yaşlı adamlar sürekli bir acele içindedirler, çünkü yaşın getirdiği sınırlara dair tabiat kanunları onları tehdit etmektedir.Italo Svevo

Bonus

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.

Dante gibi ortasındayız ömrün.

Delikanlı çağımızdaki cevher,

Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

Cahit Sıtkı Tarancı

Niccolo Machiavelli Sözleri

Niccolo Machiavelli sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Niccolo Machiavelli sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Niccolo Machiavelli, 3 Mayıs 1469 tarihinde Floransa, İtalya‘da bir hukukçunun üçüncü çocuğu olarak doğmuştur. Ailesi, Floransa’nın 13. yüzyıldan başlayarak bazen önemli devlet görevlerine de gelen en zengin ve seçkin aileleri arasında sayılıyordu.

Machiavelli siyasi bir kurum olarak dine ve Papalık’a kesinlikle yer vermez. Ancak dikkat edilmelidir ki bu düşünce onun dine tamamen karşı olduğu anlamına gelmez. O devlet işleri ile din işlerinin birbirinden kesin suretle ayrılması gerektiğini savunur.

Machiavelli, Makyevelizm kavramını kurucusudur. Temellendirmesi ise, ”amaca ulaşmak için her yol mübahtır.” Machiavelli’yi eseri ”Hükümdar” veya başka bir değişle ”Prens” ile anlatmak mümkündür.

En Çok Beğenilen Niccolo Machiavelli Sözleri

İnsanlar üzerinde hakimiyet kuran devlet ve iktidarların hepsi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de, ya cumhuriyet ya da krallık olarak ortaya çıkmışlardır.

Bir hükümdar hayvan gibi davranabilmelidir. Onun tilki ve aslandan öğreneceği şeyler vardır. Tuzakları sezmek için tilki, kurtları korkutmak için de aslan olmak zorundadır.

Genel olarak insanlara ve sözlerine güvenilmez, çünkü insanlar size verdikleri sözü tutmayacak sefil yaratıklardır, sizin de onlara verdiğiniz sözü tutmanız gerekmez.

İnsanlar, yazgılarının da değişeceği beklentisi içinde hükümdarlarını değiştirmeyi severler.

Üç çeşit zeka vardır. Biri kendiliğinden anlar, öteki başkalarının kendisine anlattıklarını anlar, üçüncüsü ise ne kendiliğinden anlar ne de başkalarının anlattıklarından. Birincisi çok değerli, ikincisi sadece değerlidir, üçüncüsü ise bir işe yaramaz.

Niccolo Machiavelli Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.

Bir değişim, daima başka bir değişimin oluşumuna zemin hazırlar.

Asıl dikkate alınması gereken şu: insanlar kazanılmalı, ya da kökleri kazınmalıdır; ağırlıksız baskılara karşı öç almaya kalkışır, ağır baskılara karşı koyamazlar. Bir insana baskı uygulandığında, öyle bir yol izlenmeli ki, öç almayı düşünmeye fırsat bulmasın.

İyi bir düzen kurmuş devletler ve erdemli hükümdarlar, seçkinleri kırmamaya; halkın beklentisine yanıt vermeye ve onu mutlu etmeye özen göstermişlerdir. Bu konu, hükümdarın üzerinde durması gereken en önemli konulardan biridir.

Devlette ortaya çıkan hastalıklar önceden görüldüklerinde çabuk iyileştirilirler; ama bu hastalıkların görülmesi ve herkesin görebileceği şekilde büyümelerine izin verilmesi durumunda, artık herhangi bir tedavi söz konusu olamaz.

Korkulmak sevilmekten iyidir. Sevgiyi ayakta tutan şey, şükran hissidir. Ancak insanlar fazlasıyla bencil olduklarından, kendi işlerine geldiği noktada bu şükran hissini bir kenara bırakıp çekip gidebilirler. Oysa korkuyu ayakta tutan, cezalandırılma olasılığıdır ki bu olasılık her zaman daha etkilidir.

İnsanları birbirine düşman eden özellikle duydukları kin ve korkudur.

Bir yöneticinin zekasını belirlemenin ilk yolu; etrafındaki insanlara bakmaktır.

Amaca ulaşmak için her araç yasal ve ahlakidir.

Bir hükümdar ülkesindeki kötülükleri doğduğunda göremiyorsa, akıllı biri değildir.

Kaçman gerektiğinde kaç, cesur olman gerektiğinde cesur ol, her şeyi kendin için yapıyorsun.

Birinin mallarını elinden almak için daima bir neden vardır, çünkü iktidarını soyguna dayandıranlar başkalarının mallarına el koymak için daima fırsat bulacaktır.

Anlamlı Niccolo Machiavelli Sözleri

Arzulara kesin bir sınır koymamak, bütün insanların ortak olduğu bir hatadır.

İlginçtir, sana kusursuz gözüken bir yol felaketin olurken, tam tersine, kusurlu gözüken bir yol sana güven ve esenlik sağlayabilir.

Herkes, seni göründüğün gibi algılar, sadece bazıları gerçekte ne olduğunu tecrübe ederler.

Yaşanılan ve yaşanılması gereken hayat arasındaki mesafe o kadar büyüktür ki; her kim, olana gözlerini kapatıp, sadece olması gerekeni görürse, aslında başına dert almayı da öğrenir.

Yapılan iyiliklerin eski kötülükleri unutturduğuna inanan biri kendisini aldatmış olur.

Başkalarının güçlenmesinin nedeni olan kişi, kendi yıkımına yol açar; çünkü o güç, ya becerinin ya zor kullanmanın sonucudur ve güçlü hale gelmiş kişi için bu iki nitelik de kuşkuludur.

Ben cennete değil cehenneme gitmek istiyorum; çünkü cehennemde papalar, krallar ve prenslerle beraber olurum, oysa cennette sadece dilenciler, kesişler ve havariler var.

Düşmanınıza saldırabilirsiniz; doğru mu yanlış mı yaptığınızı düşünmeniz gerekmez, er ya da geç yargılarınız sizi haklı çıkarmak için en iyi gerekçeleri bulacaktır nasıl olsa.

Hükümdar halkı öyle korkutmalıdır ki,sevilmese bile nefret de uyandırmasın. Halkın malına ve ırzına dokunulmazsa bu da sağlanabilir. Gerektiğinde sebepleri açıkça belirtilerek birinin kanına girilebilir. Ancak özellikle kimsenin malına dokunmamak gerekir.Çünkü insanlar babalarının kaybını unuturlar da mallarının kaybını unutamazlar.

Ahlak insanla hayvanı birbirinden ayırır, siyaset birleştirir.

Etkileyici Niccolo Machiavelli Sözleri

İnsanlara ya iyi davranınız ya da onları ayaklarınızın altında eziniz. Çünkü az incindiklerinde intikam peşine düşebilirler, daha fazlasındaysa bunu akıllarına bile getiremezler.

Devletten bağımsız ahlak ve hukuk düşünülemez.Devletin bitiği yerde, hukuk da ahlak da biter. Hukuk ve ahlak devlet için vardır.

Bana göre, sadece kendi gücüne dayanıp, insan ve para gücüyle iyi bir ordu kurup gelebilecek her türlü saldırıya yanıt verebilen hükümdar tam hükümdardır.

İnsanlar öylesine saf ve zayıftırlar ki aldatmak isteyen, dilediği kadar ahmağı kolayca bulur.

Adalet daima güçlüden yanadır.

İnsan istedi mi, pişman olmaya daima zaman bulur.

Devlet bir ulusa dayanıyorsa, yeterli gücü bu kökten alabilir.Kilise devletin karşısında ya da üstünde olmamalıdır.

İnsanlar genel olarak kötüdürler, bu nedenle de her türlü kötülüğü hak ederler.

İnsanlar size karşı suç işledikleri ve kötülük yaptıkları zaman, sizin onlara vereceğiniz yanıt, onların size yaptığından bin beter olmalıdır.

Din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanmalıdır.

Eğer kötülük yapılacaksa bir anda yapılmalıdır. Bu yolla, kısa sürelere sığacağı için sonuçları daha az acı verir. Fakat iyilikler yavaş yavaş hayat geçirilmeli; tadında böylece daha iyi varılmalıdır.

Kendi düşen adam bırak düşsün .Eğer bir başkası tarafından itilmişse işte o zaman onu tut.

Korkularınızla yüzleşin

Korku, bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir histir.Korku belirli bir ağrı veya tehdit olarak algılanan bir olay sonucunda, uyarıcı bir tepki olarak ortaya çıkan yaşamsal bir mekanizmadır. Korku görünüşte evrensel bir duygudur. Herkes bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde çeşitli korkulara kapılabilir.Tehlike ile karşılaşan bir kişi korkar ve bu korku sonucunda kaçmak için bir tepki oluşturur.

Korku gerçek değildir.Korkunun kaynağı, bilgisizliktir.Korkunun var olabileceği tek yer, gelecekle ilgili düşüncelerimizdir. Hayal gücümüzün bir ürünüdür. Korkunun sebep olduğu şeyler, mevcut zamanda aslında yoktur ve hiçbir zaman da gerçek olmayabilir.Tehlike tümüyle gerçektir; ama korku bir seçimdir.Korkuyu beklemenin telaşı, korkunun kendisinden çok daha ürkütücüdür.

Korku, insan ilerlemesinin önünde en büyük engeldir.Korkularınızı kontrol etmelisiniz.Korkularınız gelecekteki eylem ve kararlarınızı olumsuz yönde etkiliyorsa dikkatli olmalısınız.İçinizdeki bu asılsız korku, güveninizi zayıflatır, kim olduğunuzu ve neler yapabileceğinizi unutturur ve gerçek başarı umutlarınızı tehlikeye atarsınız.

Korku genellikle yanlış anlama ya da bir durumun yanlış değerlendirilmesinden dolayı yaşanır.. Gizlice yaşamınıza sızan korkular yavaş yavaş kontrolü ele geçirir.Bir bakmışsınız hayatlarınızı sizler değil korkularınız yönetiyor.

Korkular; çok çeşitlilik gösterir; yalnızlıktan, yaşlanmaktan, kilo almaktan, aldatılmaktan, ölümden, sevdiklerimizi kaybetmekten, hastalanmaktan, parasızlıktan, başarısız olmaktan, insanların güvenini yitirmekten ve daha pek çok şeyden korkuyoruz…Ve korkularımızın arkasına saklanarak hayatı ıskalıyoruz…

Korkularınız,endişe, güvensizlik ve olumsuz bir duygu eksikliği hissetmenize neden olur.Tedirginlik ve yapacaklarınızı erteleme eğilimi giderek artar. Akılcı ve mantıklı düşünemezsiniz. Korku, potansiyel gücünüzü ve yeteneğinizi sınırlar ve çevrenizle olan ilişkilerinizi mahveder.

Endişe ve korkularınızı asla içinize atmayın. Korkunun en büyük nedenlerinden biri de kendimizle yüzleşmek istemememizdir.Güzel bir hayat istiyorsak, atmamız gereken ilk adım korkularımızla yüzleşmektir.Aksi takdirde korkularımız olumsuz düşünceleri yaratır ve güçlendirir.Bu yüzden korkuların yanı sıra onlardan kurtulmak için geliştirdiğimiz kaçış yollarını da incelememiz gerekir.Kaynağı ve sebebi ne olursa olsun eğer cesaretinizi toplar ve korkularınızla yüzleşmeyi başarırsanız hepsinden kurtulabilirsiniz.İstediğiniz her şey, korkunun diğer tarafındadır.

Zihninizi sadece cesur düşüncelerle doldurduğunuzda, korkulara yer bırakmazsınız ve cesur kararlar almaya başlarsınız.Korku, seninle hayallerin arasındaki her şeydir. Korkuyu görme ya da hissetme yerine, hayalleriniz ve geleceğiniz için ilerlemeye devam edin. Korkularınızın üzerine gidin. Bırakın, ellerinden geleni artlarına koymasınlar. Ne var ki bunu denedikleri an onları paramparça edin. Eğer bunu yapmazsanız mantar gibi dört bir yanınızda biter, istediğiniz hayata giden yolu tıkarlar.

Yaşamınızı korkusuzca yaşayın, zorlukların tümüne göğüs gerin ve onların üstesinden gelebileceğinizi açıkça gösterin.Sadece inanın.İnancınız sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak.

Cesaret sadece korku okyanusu içinde var olabilir.Cesaret, korku okyanusu içinde bir adadır.Korku vardır; ama bu korkuya rağmen insan o riski göze alır; işte cesaret budur.İnsan titrer, insan karanlığa girmekten korkar; ama yine de girer. İnsan, kendine rağmen adım atar; cesur olmanın anlamı budur. Bu, korkusuzluk demek değildir. Korku dolu olmak ama onun altında ezilmemek demektir.

Bruce Lee Sözleri

Bruce Lee sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Bruce Lee sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Bruce Lee, aktör ve dövüş sanatları uzmanı. 27 Kasım 1940’ta San Francisco’da dünyaya geldi. 1939 yılında, Hong Kong’lu bir opera sanatçısı olan babası, eşi ve üç çocuğuyla beraber Amerika’ya yerleşti. Annesi ona bir Amerikan ismi koymayı düşünmüyordu fakat hastanedeki hemşireler ona, Keltçe’de güçlü insan anlamına gelen “Bruce” diye hitap ediyorlardı.

Bruce Lee , dövüş ustalığının yanı sıra dövüş filmleri ile tüm dünyada kendinden söz ettirmeyi ve kendini sevdirmeyi başarmıştır. Aktör olması filmlerinde sergilediği dövüş sahnelerinin rol olduğu anlamına gelmez. Bruce Lee, tüm dövüş sahnelerinde gerçekçi performanslar sergiler. Belki de tüm dünyada sevilmesi onun bu gerçekçi yönüdür.

En Çok Beğenilen Bruce Lee Sözleri

En katı ağaç, aynı zamanda en kolay kırılan ağaçtır. Buna karşın bambu ve söğüt ağaçları, rüzgara göre eğilerek hayatta kalmayı başarırlar.

Ölümsüzlük anahtarı, önce hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.

Sonuçta başarılı veya başarısız olmak değildir önemli olan, bunların insanın kalbinde yarattığı etkilerdir. İnsan cesaretini kaybetmediği sürece yenilmiş sayılmaz.

Her zaman kendin ol, kendini ifade et, kendine inan, başarılı bir kişilik için kendi dışına çıkma ve kopyalama.

Başarısızlıktan korkma. Başarısızlık değil ama düşük hedef suçtur. Büyük girişimler, başarısız olsanız bile muhteşemdir.

Bruce Lee Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

Sadelik; ihtişamın anahtarıdır.

Şüpheciler “insanlar uçamaz” dediler, yapanlar “belki, ama biz deneyeceğiz”. Ve en sonunda sabahın kızıllığında yükselirken inanmayanlar arkalarından seyrettiler.

Ben sizin beklentilerinize göre yaşamak için bu dünyada değilim, siz de benimkilere.

Bilmek yeterli değildir, uygulamak gerekir. İstemek yeterli değildir, yapmalıyız.

Yararlı olana adapte ol, yararsızı reddet ve özellikle sana ait olanları ekle.

Yanaşırken çok dikkatli davranmalısın. Her zaman rakibin gözlerini izlemelisin. Çünkü gözler açık verir. En iyi onlar konuşur. Eller aldatıcıdır.

Hep mutlu ol ama asla yetinme.

İyi bir dövüş ustası sinirlenmez, hazırlanır.

Eğer yaşamı seviyorsan zamanı boşa harcama. Çünkü hayat zamandan oluşmuştur.

Eğer bir konu üzerinde çok düşünürsen onu gerçekleştirecek zamanın kalmaz.

Anlamlı Bruce Lee Sözleri

Bilgi size güç verir; ancak saygıyı karakterinizle sınarsanız.

İnsan, yaşayan bir canlıdır, kendi bireyini yaratır, bu herhangi bir tarz veya sistem oluşturmasından daima daha önemlidir.

Tanrınızdan kolay bir hayat dilemeyin; zor olana dayanabilecek güç isteyin.

Öğretmen size gerçeği sunan kişi değildir. O sadece bir kılavuzdur. Onun işaret ettiği gerçeği, her öğrencinin kendi başına bulması gerekir.

Başkaları tarafından mağlup edilmekte utanılacak bir şey yok. Önemli olan yenildiğiniz zaman ‘’Bende eksik olan ne?’’ sorusunu kendinize sorabilmenizdir. Böyle bir tutum izleyen insan umut vaat ediyor demektir.

Öğrenileceklerin sonsuz olduğu dünyamızda ‘üstat’ kelimesine inanmam.

İster kabullenin ister kabullenmeyin, içinde bulunduğunuz şartlar tamamen size bağlı. Siz kabullenmedikçe asla yenilgi diye bir şey yoktur.

Niyetiniz yüzme öğrenmekse, direkt suya dalın. Karada durmaya devam ettiğiniz sürece, hiçbir düşünce size yardım edemez.

Zihnini boşalt. Su gibi formsuz, şekilsiz ol. Şimdi, suyu bir bardağa doldurursan, su bardak olur. Onu çay demliğine doldur, o zaman su çay demliği olur. Bak, su akar, yayılır, damlar ya da parçalanır. Su gibi ol dostum.

Kung-fu bir sanattır. Dövüşçünün hareketleri uyumlu ve seri olmalıdır. Bütün vücudunu kullanmalısın. Dövüşürken hiçbir şey düşünmeyeceksin.

Yaptığın her şeye fiziksel ya da başka bir şeye her zaman limit koyarsan bu senin yaşamına ve işine sıçrar. Limit yoktur. Sadece ilerleme kaydetmediğin dönemler vardır ve orada kalmamalısın, onların ilerisine geçmelisin.

Asla bir anda hareket etmeye karar verme. Her koşul altında hareket etmeye hazır olmalısın. Böylelikle zihnin esneklik vücudun sertlik kazanır.

Esir ve tutsak ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Esir ve tutsak ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Esaret sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

İnsan hayatının tamamını dört duvar arasında geçirebilir. Kendisini tutsak olarak hissetmediği müddetçe tutsak sayılmaz. Ama kainatın sonsuz büyüklüğünü, milyonlarca yıldızı, galaksiyi görüp, onlara asla erişemeyeceğini bilen biri için koskoca dünya hapishaneden farksızdır. İdrak ettikleri şey zamanın ve mekanın tutsaklığı haline getirir.

En Çok Beğenilen Esaret Sözleri

Türk insanının en büyük noksanı siyasî düşünceye gözlerini kapamış olmasıdır. Bütünü ilmediğimizden ya sloganlara esir olduk, ya ideolojilere köle.Cemil Meriç

Esaret de yıkılmışlıktır, esir insanın dili kilitli, elleri zincirlidir, ne anlatabilir, ne de ahvalini yazabilir.Mehmed Uzun

Var olmanın en kötü şekli, esaret altında olmaktır, yani duygularınızın insafında olmak.Nigel Warburton

Özgürlük tektir; esaret pek çoktur: tıpkı hakikatin tek, yalanların da binlerce olabileceği gibi.Osho

İnsan bazen bir düşüncenin üzerinde o kadar durur ki, onun tutsağı olur.Lord Halifax

Esaret ile İlgili 10 Güzel Söz

Korkunun tutsağı olmaktan daha büyük bir cehennem yok.Ben Jonson

Sadece özgür insanlar pazarlık edebilir. Bir tutsak sözleşme yapamaz.Nelson Mandela

Tutsak adamın bir tek, tutkulu adamın çıkarlarına ulaşması için kendisine yardım edenlerin sayısı kadar efendisi vardır.La Bruyere

Geçmiş harika bir yer, geçmişimi silmek veya oradan yaşadıklarımdan pişman olmak istemiyorum. Fakat onun tutsağı da olmak istemiyorum.Mick Jagger

Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkum olmaktır.Gibbon

Herkes kendi tecrübelerinin esiridir. Hiç kimse önyargıları yok edemez, sadece onları kabullenir.Edward Murrow

Efendisini seçebilen insan, esir değildir.H.Poincare

İnsanoğlunun kendi ihtiraslarının bir hapishane hücresinden daha korkunç bir esaret olduğunu anlamıştı.Zülfü Livaneli

Bir savaş esiri, sizi öldürmeye çalışan ve başarısız olan bir adamdır ve sonra sizden kendisini affetmenizi ister.Winston Churchill

Öyle bir hava vardır; esaret gören kimseler, başkalarını ezmeyi sever.İlber Ortaylı

Anlamlı Esaret Sözleri

Kökler toprağa gömülür, çamurun içinde kıvrılıp bükülür, karanlıklarda dal budak salar; daha doğumundan başlayarak ağacı tutsak eder ve gözünü korkutarak beslerler’ “Özgür kalırsan ölürsün!” Amin Maalouf

Vatanın ne demek olduğunu ben de biliyorum, fakat bugün ne anlama geldiğini de biliyorum: Cinayet ve esaret!Stefan Zweig

Uzaktan sevmek var ya! Bir mahkumun demir parmaklıklar arkasından bakması gibidir.Yılmaz Güney

Mahkum, sadece bir suç işlemiş olan değil, aynı zamanda suçuna bağlanan ve tekrar tekrar bunu yaşayan kişidir.Henry Miller

Kulun derdi kulluktan kurtulmak, sultanın endişesi kula kul yazılmak. Köleye bela olan esaret, sultana erişilmez nimet. Hangisi köle, hangisi efendi, hangisi av da hangisi avcı belli değil.İskender Pala

Kölelik insanı alçaltır, o kadar ki ona köleliği sevdirir.Vauvenargues

Unutma ki; insan dünyanın hakimi olabilir, ama küçük bir kalbin esiridir.Hz. Mevlana

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.Atatürk

Trene binmek zorunda olmasak saatimi de kurmam gerekmezdi. Zaman da takvimler de bir esaret.Stefan Zweig

Eğer bir tutsağın boynuna zincir geçirirsen, bir ucu kendi boğazının çevresine sarılır.Emerson

İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş.Özdemir Asaf

Sıkıntı kaosun fiziksel olarak algılanması, kaosun her şey olduğu duygusudur. Esneyenler, somurtkanlar, yorgunlar, daracık bir hücrede tutsak hissederler kendilerini.Fernando Pessoa

Etkileyici Esaret Sözleri

Savaşta güçlüler zayıfları tutsak eder, barışta da zenginler yoksulları.Oscar Wilde

Düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Hapse konulmam halvet, öldürülmem şehadet, yurdumdan çıkarılmam ise hicrettir. Gerçek mahkûm, Allah’ın zikrinden uzak olandır. Hakiki esir ise nefsine köle olmuş kişidir. Abdullah Galip Bergusi

Ordudaki rütbem, savaş zamanı esir olmaktır.Woody Allen

Tutsak olmayan birini göster! Kimi tutkusunun, kimi cimriliğinin, kimi ün hırsının, herkes umudun, herkes korkunun tutsağıdır.Seneca

Hür milletlerin manda altına alınıp esaret içinde ezilmesini kabul eden bir heyete de, Milletler Cemiyeti denilemez.Ziya Gökalp

Fayda, mutluluk, içgüdü, toplum… bunların hepsi de insanın kurtulması gereken, insanî esaret şekilleridir.Nurettin Topçu

Esir ile efendinin yaradılış itibari ile bir farkı yoktur. Yaradan kalbe bakar, nesebe değil.Samiha Ayverdi

Bu dünyada hürriyet yokmuş. Dünyanın en ziyade hürleri esir imişler! Şemseddin Sami

Sefahet ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir, belki hayvanlıktır. Şeytanın istibdadıdır, nefs-i emmareye esir olmaktır.Bediüzzaman Said Nursî

Modern insanlık bitmek tükenmek bilmeyen bir “Fırsat Kaçırma Korkusu” tarafından esir alınmış durumda. Hiç olmadığı kadar çok seçeneğimiz olmasına rağmen, tercihlerimize odaklanma yeteneğimizi kaybetmiş haldeyiz. Yuval Noah Harari

Yaptığım seçimler başkalarını tutsak ediyorsa ben o özgürlüğü seçemem.Irvin D. Yalom

Evlilik ve ona eşlik eden sahip olma duygusu ve kıskançlık, ruhu tutsak eder.Irvin D. Yalom

Kısa Esaret Sözleri

Düşmanı hor görüp, planlamayı ihmal eden, düşmana esir düşmeye mahkumdur.Sun Tzu

İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.Reşat Nuri Güntekin

Tutsaklığın, insan kalbine işlediğine inananlar yanılırlar.Seneca

Tutsaklık, her beceriksiz ulusun siyasi cezasıdır.Cenap Şehabettin

Uşak olmayı istemediğim gibi, uşak kullanmayı da istemem.Abraham Lincoln

Ulusal benliğini bilmeyen uluslar, başka uluslara yem olurlar.Atatürk

Özgürlük içinde yanlışlık yapılabilir, ancak tutsaklık bir ulusu ölüme sürükler.Giacomo Matteotti

Hedefi; zincirlerinden kurtulmak olma yan bir tutsak, bin yıl yaşasa neye yarar.G.Rollenhagen

Özgür olmadıkları halde, kendilerini özgür sananlar kadar hiç kimse tutsak olamaz.Goethe

Kontrol edebildiğiniz esaret, koruyamadığınız özgürlükten daha kıymetlidir.Selman Kayabaşı

Korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsün.Shawshank Redemption

Hiçbir şeye inanma… İnanç seni tutsak eder…Seni ancak hakikat özgürleştirebilir! Metin Hara

Bonus

Bizi esir ettiler.

Bizi hapse attılar.

Beni duvarların içinde,

Seni duvarların dışında…

Nazım Hikmet Ran

Mesele esir düşmekte değil,

Teslim olmamakta bütün mesele…

Nazım Hikmet Ran

Sen, sonsuzluğun elinde esirsin,

Zamanın elinde tutsak.

Boris Pasternak

Mazlum ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Mazlum ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Mazlum sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Sadece bu dünyanın değişmesini istiyorum. Zulüm, açlık, savaş olmasın; kimse kimseyi ezmesin, sömürmesin; senin, benim hakkımız olan şeylere herkesin de hakkı olsun istiyorum.

Cihan hakimiyeti, günümüzde dünyaya hükmettiğini iddia eden devletler gibi milletleri birbirine kırdırmakla değil, adalet ve nizam ile huzuru tesis etmekle olur. Sadece kendi halkına değil, nerede mazlum varsa onların yanında olmakla cihanın kalbindeki yeri edinebilir. İşte Osmanlı ecdadımız, asırlarca böyle bir nizamı kalplerde tesis eden bir devletti.

En Çok Beğenilen Mazlum Sözleri

Üç kimse vardır ki duaları geri çevrilmez, kabul edilir: İftar edinceye kadar oruçlunun, Adaletle hükmeden devlet başkanının, Zulme uğrayanın duası. Hz.Muhammed (Sav)

Mazlum, zalime öyle beddua eder ki, ettiği beddualar zalimin zulmüne denk olur. Bedduada ileri giderse kıyamet günü zalimin ondan alacağı olur. İmam Gazali

Mazlum olmak yetmez, haklı da olmak lazım. Mazlumların çoğu saçmalık derecesinde haksızdır da. Orhan Pamuk

Zulümde iki suçlu vardır. Biri zulmeden zalim, diğeri zulme rıza gösteren mazlum. Bu iki kişinin işbirliği ile zulüm ortaya çıkmaktadır. Zira tek taraflı olarak zulmün meydana gelmesi mümkün değildir. Zalim havada zulmedemez. Zulüm; zalimin çekici ve mazlumun örsü ile şekil alan bir demir parçasıdır. Ali Şeriati

Her iktidar adam öldürür mü? Evet! İktidar zulüm demektir. Hele denetlenemeyen iktidar. Peki, iyi insanlar iktidara gelirse? Öyle şey olmaz! Neden? İyi insanlar iktidara gelemez, gelse bile iktidar onu bozar, zalim yapar. Zülfü Livaneli

Mazlum ile İlgili 10 Güzel Söz

Kim kimden hesap sorar? Mazlum zalimden, haklı haksızdan, sömürülen sömürenden, gelen gidenden mi? Yoksa hesap sormak, sadece güçlü duruma geçmiş olanın, güçsüzü, neyin adına olursa olsun, hesaba çekmesi mi demek? Cahit Zarifoğlu

Hayatın değişmesi hiçbir zaman mazlum insanların yararına olmamıştır. Olmayacaktı da. Çünkü hayatı değiştirenler onu yaşayanlar, ondan tat almaya çabalayanlar değil, ona hâkim olmak isteyenlerdi. İsmail Güzelsoy

Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır. Hz.Muhammed (s.a.v)

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Atasözü

Olsun be aldırma yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır. Yunus Emre

Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma. Şems-i Tebrizi

Mazlumun bedduası, kendisine zulmeden padişah da olsa tahttan indirir. Atasözü

Haksızlık karşısında tarafsız kalıyorsan zalimin tarafındasındır. Michelle Cohen Corasanti

Mazlumun, haksızlığa uğramış kimsenin duasından sakın: çünkü onun duası ile Allah (c.c)arasında perde yoktur. Hz.Muhammed (Sav)

Bir zalim bir mazlumu ağlatır ve mazlum da ona mukabele edemeden gözyaşını içine akıtırsa, iş arşa yükselir ve ilahi irade devreye girer. Mazlumun ahı yerde kalmaz. Bu bazen hemen olur, bazen de Allah’ın belirlediği bir süre bekletilir. Beyazıt Akman

Anlamlı Mazlum Sözleri

Zulüm bir alışkanlıktır; insanda bu alışkanlığın kökleşmesi, sonunda hastalığa dönüşmesi mümkündür. Sarsılmaz inancıma göre, en iyi bir insan bile alışkanlıkla, sanki bir hayvanmış gibi kabalaşıp o derece aptallaşabilir. Dostoyevski

Zulüm, insanın bilerek, isteyerek başkasının ruh ve bedenine acı yapmasıdır. Merhametsiz kalplerde gelişir. Kaynağı ise hırs, haset, kin ve menfaat duygusu gibi bütün hayvanî ihtiraslardır. Nurettin Topçu

En büyük korkumsa hepimizin birer zalime dönüşmesiydi. Ve zalim olarak yaşamaktansa, mazlum olarak ölmenin daha şerefli olduğunun farkındaydım. Ahmet Ümit

Mazlum olmamış ya da kendisine bir mazlumluk yakıştırılmamış kişi halkın gönlünde kolay kolay mitolojik değer kazanamıyor. Cemal Süreya

Silahsız gençliğin cesareti, silahlı gücü sindiriyor; ölümü göze almış genç kızların, genç erkeklerin masumca meydan okuyuşu, zalimle mazlum arasındaki güç dengesini paramparça ediyor. Zülfü Livaneli

Mazlum ve zalim kelimelerinin birbirinden türemesi bir tesadüf değil kuşkusuz; her mazlum bir zalimi içinde taşır. Hilal Kaplan

Kadınlara zulüm zulümlerin en beteridir. Zinhaaaar, kadınlara zulmetmeyesin. Bu senin sonun olur. Dört kitap da bunu yazar, bütün insanlık gelenekleri, bütün kitaplar da. Yaşar Kemal

Bir insanın, kendisine zulmedene gülümsemeye mecbur bırakılmasından daha beter bir zulüm olamazdı yeryüzünde. Hasan Ali Toptaş

İnsan ya sıkıntı çekendir, ya sıkıntı verendir, ya zulüm görendir, ya da zulmedendir. Kimi çalışmadan yemektedir, kimi ise yemeden çalışmaktadır. Ali Şeriati

Zalimin en büyük başarısı zulüm ettiklerini kendine benzetmesidir. Ahmet Ümit

Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim olsunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır. Onlar, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedendir ki eskiden beri “Her millet layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur” denilmiştir. Grigory Petrov

Bonus

Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen,

Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol sen,

Mahşer günü dergahına yakın ol sen,

Ben-benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.

Ahmed Yesevi

Zalim kan döke dursun gün gelir devran döner.

Semaya çıkar ahlar zulüm ateşi söner

Hesabı yapılmayan hesaplar çıkartılır

Bir mazlumun ahına koca dünya yakılır

Ahmet Alan

Etki ile ilgili söylenmiş güzel sözler

Etki ile ilgili güzel sözleri sizler için bir araya getirdik bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Etki sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Kimi insanlar vardır, hep seyirci kalırlar, hiçbir eylemi gerçekleştiremezler, ama bazı bazı bilinmedik, anlaşılmadık bir etki altında, kendilerine kendi kendilerinin bile yakıştırmayacakları bir çabuklukla eyleme geçerler.

Ruhumun dayanılmaz çalkantısına etki edecek en ufak bir olayı düşünmek bile beni ürpertiyor. Aslında tehlikeden değil, etkisinden çekiniyorum dehşetinden. Bu zavallı, bu acınası durumda, korku denen o zalim hayaletle mücadele ederken hayattan ve akıldan vazgeçmem o zamanın eninde sonunda geleceğini hissediyorum.

En Çok Beğenilen Etki Sözleri

Mutluluk bir seçimdir. Mutlu olmayı seçebilirsiniz. Diğer yandan hayatın akışında endişe ve stres var. Bunlar sizin mutluluğunuzu etkileyelebilir. Ama bu tamamen sizin seçiminiz. Valerie Bertinelli

Eğitim hayatta başarının anahtarıdır ve öğretmenler öğrencilerinin hayatlarında kalıcı bir etki bırakırlar. Solomon Ortiz

Tecrübeler gösteriyor ki başkalarının hayatı ve hareketi üzerinde en kuvvetli tesir yapan, insanlardaki enerjik kişiliktir. Samuel Smiles

Liderlik, bir unvan veya bir atama değildir. Liderlik etkilemek, ikna etmek ve ilham vermektir. Etki sonuç alınmasını, ikna işiniz için tutkunuzu ortaya koymanızı sağlar. Lider başarı için takım arkadaşlarına ilham verendir. Robin Sharma

İnsan ruhunda iki şey vardır ki insan tabiatı hakkında edinebileceğimiz bütün bilgiler, onlara bağlıdır, bunlardan biri düşünmesi, diğeri ise bir bedene tesir etmesi ve bedenden müteessir olmasıdır. Rene Descartes

Etki ile İlgili 10 Güzel Söz

Diğer yaşamlar üzerindeki etkisi olmayan bir hayat yaşanmamış bir hayattır. Jackie Robinson

Bu hayatta bir amacınız olması gerekiyor. Hayatınızı nasıl etkileyeceğini düşünmeden, yalnızca doğru şeyi yapmak için bir amaç. James McGreevey

İnsan düşünmeye ve düşüncesi ile eşya üzerinde etki yapmaya başlar başlamaz, tabiata, dünyaya egemen olmayı hayal eder. Roger Garaudy

Çoğu zaman, aldığımız kararlar en yakın arkadaşlarınızı ve ailenizi etkiler ve onlara zarar verir. Herkesin bu konuda geçmişte pişmanlıkları vardır. Ancak Tanrıya şükrediyorum ki beni hatalarımdan dolayı bağışladı, kendimi affetmemi ve ilerlememi sağladı. Lex Luger

Zorluklar cesur insanın zihnini etkilemez. Onun karakteri dış koşullardan daha güçlüdür. Seneca

Hayatımda pozitif rol modelleri olan, bana ayağa kalkmayı ve iyi bir insan olabilmeyi öğreten birçok öğretmenim oldu. Aradan otuz yıl geçmesine rağmen öğrettikleri ilkelerin birçoğu hala hayatımı ve kararlarımı etkilemeye devam ediyor. Kevin James

İnsanlar için etkilerden kaçınmak imkansızdır, kendilerini en çok koruyan dört duvar içinde yaşayan insanlar bile etki altındadır. Etkilerin sayıca azalmaları, o nispette kuvvetlerinin çoğalmasına neden olurlar. Andre Gide

İnsanları olumlu yönde etkileleyebildiğiniz anlarda, kendinizi şanslı biri olarak kabul etmelisiniz. Sam Elliott

Bir etki yarattınız mı bir düşman kazandınız demektir. Sevilmek için sıradan biri olmak gerek. Oscar Wilde

Dünyada, kahkaha ve keyif kadar karşı konulamaz derecede bulaşıcı etki yapan hiçbir şey yoktur. Charles Dickens

Anlamlı Etki Sözleri

Her zaman da öfkemizi kontrol edemeyiz. Beden etki altındayken, zihin de etkilenir. Johann Wolfgang Von Goethe

Müziğin yaşananları canlandırma etkisi vardır, bazen yürek sızlatacak kadar güçlü bir etki. Haruki Murakami

Kitlelerin hayal gücü üzerine etki etmek sanatı, onları idare etmek sanatıdır. Gustave Le Bon

Toplum, aşka izin vermez; çünkü eğer bir insan, derin bir aşk içindeyse, o etki altında bırakılamaz. Osho

Seni hiçbir şekilde suçlu bulmuyorum. Üzerimde bıraktığın etki, elinde olmadan yaptığın bir şeydi ama bu etkiye boyun eğişimi benim huysuzluğuma bağlamayı düşünmekten vazgeçmelisin. Franz Kafka

Senin için masumiyet olan şey, benim için suç olabilir ya da tam tersi; sende hiçbir etki yaratmayan şey, benim mezarım olabilir. Franz Kafka

İnsanları etkileme çabaları, banka hesaplarına benzer; ne kadar az kullanılırsa, o kadar artar. Andrew Young

Dünyada her şey bir şeyi çekmiştir; sıcak sıcağı çekmiştir, soğuk soğuğu, aslı olmayanlar, aslı olmayanları çeker durur. Mevlana

Bizim gibi zengin insanlar tarafından tanımlanan küreselleşme çok hoş bir şey … İnternetten bahsediyorsun, cep telefonlarından bahsediyorsun, bilgisayarlardan bahsediyorsun. Ama bu konular , insanların üçte ikisini hiç etkilemiyor. Jimmy Carter

Bazen en derin etki hemen keşfettiğiniz değil, daha sonra fark ettiğinizdir. Umberto Eco

Hiçbir duygu, başkalarına kayıtsız şartsız egemen olabilme ve hükmedebilme duygusu kadar insan ahlakını bozucu etki yapamaz. August Bebel

Kısa Etki Sözleri

Bir insanı avucunuza almanın en güzel şekli, kalbini kazanmaktır. La Cordaire

Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin. Mevlana

Bence bir etkinin iyi veya kötü oluşu kesin olmayıp, etki altında kalan kişiye göre değişir. Andre Gide

Ateşe ateşle karşılık verenlerin ellerinde kalan, genellikle küldür. Abigel von Buren

Dünya tarihinde ki her muhteşem ve etkili anda, adanmışlığın zaferini görürsünüz. Emerson

Etkili olan her şey sayılamaz. Sayılabilen her şey etkili olamaz. Albert Einstein

İnsanın bıraktığı her etki, bir düşman yaratır. Oscar Wilde

Küçük şeyler, sadece küçük zihinleri etkiler. Benjamin Disraeli

Her etki zamanla yıpratır. Stefan Zweig

Dilde yapılacak yanlışlık, sadece dile değil aynı zamanda ruha da kötü etki yapar. Platon

Sadece ahmaklar hatalarına bağlı kalırlar

İki avcı, kamyonetleriyle Amerika’nın kuzeyinde küçük bir havaalanına gitmişlerdi.Orada dört kişilik bir uçağın pilotuyla konuşmaya başladılar.O gün avladıkları geyik, kamyonetlerindeydi ve onu da uçağa yükleyerek gitmek istiyorlardı.

Pilot, uçağın dört kişilik olduğunu, kendisi ve iki yolcunun dışında bu geyiği alamayacağını söyledi. Çünkü geyik ve eşyalar en az iki insan ağırlığındaydı.

Avcılar ısrar ettiler. Pilot, kararlı bir şekilde reddetti. Sonunda avcılar, “Geçen yılki pilot senden cesurdu. O kabul etmişti.” dediler.

Pilot da, “Siz bana korkak mı diyorsunuz? Ben çok tehlikeli olduğu için reddediyorum.” diye itiraz etti.

Avcılar, “Hayır. Yeterince cesur değilsin, ondan.” dediler.

Pilot, sonunda avcılar ve geyiği almayı kabul etti. Geyiği yüklediler ve uçak havalandı. Birkaç dakika sonra 10 kilometre kadar havaalanından uzaklaşmışlardı ki, uçak geyiğin fazla ağırlığından havada yalpalamaya başladı. Pilot güçlükle uçağı bir tarlaya doğru indirmeye çalıştı. Uçağın tekerleri balçığa saplandı.

Uçaktan çıkan avcılardan biri diğerine sordu:

“Neredeyiz?”

Diğer avcı cevap verdi:

“Geçen yıl düştüğümüz yerden 1 km kadar uzaktayız.Sanırım.”

Hata yapmayan insan yoktur, kişinin insanlıktaki derecesi, hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir.

Hata yapmak, yanlış işlere girişmek, yolunu, yönünü şaşırmak, insan olmanın bir sonucudur.Olgunluğun, sağlıklı bir öz saygının işaretidir.Fakat eskiden yaptıkları hataları hatırlamayanlar, aynı hataları tekrarlamaya mahkumdur.

Hayatta yapılacak o kadar çok hata vardır ki aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yoktur.Her hata iyi bir öğretmendir, yeter ki iyi bir öğrenci olalım

Ya bardağı çekersen

Delinin biri bir gün doktoruna gider ve iyileştiğini söyleyerek serbest bırakılmasını ister.Bunun üzerine doktor:

-Sana bir soru soracağım doğru bilirsen buradan çıkarsın.

Deli:Peki anlaştık sor sorunu.

Doktor:Sen 10 katlı bir binanın tepesine çıksan ben de aşağıda bir bardak su tutsam.Şimdi aşağıya atlar mısın atlamaz mısın?

Deli:Niye atlayım ben deli miyim der?

Doktor içinden adamın gerçekten iyileştiğini düşünür ve neden diye sorar.

Deli:Ya bardağı çekersen

Deliyiz biz, salak değil

Adamın arabasının lastiği tam akıl hastanesinin önünde patlar. Adam arabanın lastiğini söker.  Ama lastikten söktüğü 4 bijon yuvarlanıp yağmur mazgalının içerisine düşer. Adam bakar mazgaldaki bijonlar görünmüyor bile, çaresiz oturup düşünmeye başlar.

Olayı başından beri gören bir deli parmaklıkların arkasından adama der ki :

– Arkadaşım sen ne yapıyorsun orada öyle?

– Sorma bilader, lastik patladı.Tam değiştirecektim bijonlar mazgala düştü.

– Düşündüğün şeye bak. Ondan kolay ne var. Bütün lastiklerden birer bijon çıkar,lastiğe tak. Hepsinde 3 bijon olur. Seni lastikçiye kadar idare eder.

– Adama çok mantıklı gelir, hemen delinin dediğini yapar.

Giderken de deliye der ki :

– Senin ne işin var bu akıl hastanesinde.Deli cevap verir :

– Biz burada delilikten yatıyoruz, salaklıktan değil.

İntihar

Jim ve Mary akıl hastanesinde yatmakta olan iki delidir .Bir gün hastanenin yüzme havuzunun kenarında dolaşırken Jim aniden havuza düşer ve havuzun en dibine batar .Bunu gören Mary hiç tereddütsüz hemen havuza atlar havuzun dibine kadar iner ve Jim’i kurtarır .Bu olay hastanede büyük takdir toplar ve başhekim artık Mary’nin akıllandığına karar verip taburcu olmasına karar verir .İşlemler yapılır onaylanır ve aynı gün başhekim Mary’nin odasına gider ;

– Mary sana bir iyi bir de kötü haberim var.İyi haber bu kahramanca davranışından sonra anladım ki senin akli dengen yerine gelmiş ve seni taburcu ediyoruz.Kötü haberim ise az önce kurtardığın arkadaşın Jim odasında intihar etmiş, ipe asılı olarak bulduk.

Mary gayet sakin bir tavırla yooo demiş arkadaşım intihar etmedi ki kurusun diye onu ipe ben astım.

Deli ile doktor

Doktor,akıl hastasına sorar:

-Bir kulağını kessem ne olur?

-Canım yanar.

-Ya iki kulağını kessem ne olur?

-O zaman iyi göremem.

-Peki ama niçin?

-Niçini varmı canım, iki kulağımı da kesersen gözlüğümü nereye takacağım?

Otobüs

Tımarhanede delilere test yapıyorlarmış. Duvara büyük bi otobüs çizmişler delilere de “buyrun binin otobüs kalkıyo” demişler. Delilerin hepsi akın etmiş otobüse binicem diyen duvara çarpıp düşmüş. En son bi deli kalmış onda bi hareketlilik yokmuş doktorla akıllandığını düşünerek sormuş:

“Sen niye binmiyosn” diye.

Deli:“Otobüs doldu da o yüzden”

Elazığ akıl hastanesi

Tarih : 1960’lar

Yer : Elazığ ruh ve sinir hastalıkları hastanesi.

Olay : Nasıl olduysa 423 hasta, hastaneden kaçar ve Elazığ sokaklarına dağılır. Dönemin başhekimine danışırlar. Doktor bey ne yapalım? derler. Doktor, bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin der. Doktor önde, arkada 4-5 personel çıkarlar sokağa. Düüüüt, düüüttt diyerek trencilik oynayarak Elazığı dolaşırlar. Bütün deliler bu kuyruğa girerek vagon olurlar. Hastaneye geldiklerinde ise sayı 600 ü çoktan geçmiştir

Sizin hiç adanız oldu mu?

Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu’nun bir yerinde; milyonlarca kuşun havada çığlıklarla daireler çizerek uçtuğunu görür.

Kulakları sağır edecek kadar yüksek sesle çığlıklar atan kuşlardan yorulanlar, okyanusun dev dalgalarına atılarak intihar ederler.

Bu olayı yıllar boyunca birçok balıkçı görür, birçok bilim adamı araştırır.

Kuş bilimcileri yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfederler; ancak intihar etmelerinin nedenini çözemezler.

Yıllar süren araştırmalar sonucunda bu trajik olayın yaşandığı yerde bir ada olduğunu, kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu adanın deprem sonucunda okyanusa gömüldüğünü bulurlar.

İnsanların yokluğunu bile fark edemedikleri ada; kuşlar için göç yollarının vazgeçilmez durağıdır. Kuşlar, binlerce yıllık alışkanlıkla adanın yerini bilmektedirler ve yıpratıcı bir yolculuktan sonra aradıkları adayı bulamayınca yorgunluktan bitkin düşen bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına gömmektedirler?

Peki ya siz?

Sizin hiç bir adanız oldu mu? Yaşamın uzun göç yollarında size bir yudum taze soluk verecek, yolunuza dinç devam etmenizi sağlayacak bir adanız var mı?

Bir gün yerinde bulamazsanız, ille de ulaşmak ve sığınmak için başınızın döndüğü ve dengenizi yitirinceye kadar kanat çırpacağınız bir ada yaratabildiniz mi kendinize?

Sınırsızca her şeyi paylaşabileceğiniz bir dost!

Yola birlikte çıkacak kadar güvendiğiniz bir arkadaş, daima huzur ve mutluluk verecek biri,ulaşmak için yıllardır uğraş verdiğiniz bir amaç edinebildiniz mi?

Şöyle daha bir yakın bakın çevrenize?

Size gelen, sizin gittiğiniz, sizi bulan, sizin bulduğunuz kaç ada var çevrenizde?

Kaç tane durup nefeslendiğiniz ada yaratmışsınız kendinize?

Can Dündar

İki Deli

Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinden kaçmaya çalışan iki akıl hastası, karşı taraftan gelen hastane bekçisini görünce, büyük gövdeli bir çınarın arkasına saklandılar. Hastane bekçisi, onların ayak seslerini işitmişti.

Sordu; “Kim o?”

İçlerinden biri kedi gibi miyavladı.Bu başarılı miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp oradan uzaklaşıyordu ki akıl hastası kafadarların ayakları altındaki yapraklar ses çıkardı.

Bekçi geri dönerek yine seslendi: “Kim var orada?”

İkinci  akıl hastası cevap verdi; ” Bir kedi daha.”

Akıl hastanesinden kaçış

İki akıl hastası kafadar, tımarhaneden kaçmanın bir yolunu arıyorlarmış. Nasıl olduysa kapının anahtarını bir şekilde uydurup her gece dışarı çıkmaya başlamışlar. 3-5 gün bu böyle devam etmiş. Bir gece yine kaçmak için hazırlık yapmışlar. Tam kapının önüne gelmişler, bir de bakmışlar ki görevli kapıyı açık unutmuş. Bunu gören akıl hastalarından birisi şöyle demiş :

– Eyvah kapı açık kalmış.Nasıl kaçacağız bu gece.Diğeri gayet sakin şekilde cevaplamış:

– Hemen panik yapma, biz de pencereden kaçarız

Delinin İntiharı

Delinin biri intihar etmeye karar verir.Kendisini asmaya çalışırken diğer deli ona dönüp sorar.

-Napıyorsun sen

-Görmüyor musun intihar etmeye çalışıyorum

-Öyleyse neden ipi boynuna değil de ayağına doladın

-Denedim ama öyle yapınca boğuluyorum

Balık Tutan Deli

Delinin biri sokak duvarında oturmuş ve elindeki oltayı sokağa doğru sarkıtmış.Yoldan gelip geçenler şaşkın bir şekilde sorular soruyormuş.

– Orada ne yapıyorsun sen? Yoksa balık mı tutuyorsun.

– Evet demiş deli.

– Tutabildin mi bari hiç?

– Tutuyorum tabi senle beraber 23 tane oldu

Akıl hastanesine hasta seçme

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?

Doktor: Bir küveti su ile dolduruyoruz.Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.Siz ne yapardınız?

Adam: Ooo ! Anladım.Normal bir insan kovayı tercih eder.Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük. Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.

Ben taksiyle gelicem

Akıl hastanesinde doktorlar delilere test uygulayıp düzelmiş hastaları yollamayı düşünürler.Doktorlar duvara bir araba resmi çizip delileri resmin yanına toplamışlar ve bu arabaya binip akıl hastanesinden gidebileceğini söylemişler. Delilerin hepsi arabaya binmeye çalışmış sadece bir tanesi bir şey yapmamış.Doktorlar onun düzeldiğini sanmışlar ve adama sormuşlar.

-Sen neden binmeye çalışmadın?

-Ben arkadan taksiyle gelecem.

Tembel Yönetici

Yıllar öncesinde ünlü bir kasabada makarna fabrikası kurulmuş. Fabrikanın başına daha önceki başarılarıyla tanınan bir genel müdür getirilmiş. Fabrika çalışmaya başladıktan sonra hiç de fena sayılmayacak bir gelir getirmeye başlamış ve günden güne kar artmaya başlamış.Fakat genel müdür pek çalışkan değilmiş doğrusu. Şirketin sahipleri çoğu zaman onu odasında elleri başının arkasında camdan dışarı bakarken bulurlarmış.Arada bir fabrikaya iner, işçilerle sohbet eder ve odasına geri dönermiş.

Bir gün yönetim kurulu bir araya gelmiş ve demişler ki : ” Eğer bu fabrika şimdi böyle kar ediyorsa, başına bir de çalışkan bir yönetici getirirsek görün kazanacağımız parayı”. Genel müdürü görevden almışlar ve yerine çok çalışkan bir genel müdür getirmişler.

Gerçekten de yeni müdür zıpkın gibiymiş. Sabah erken gelip, akşam geç vakitlere kadar çalışıyormuş.Odasına nerdeyse hiç girmiyor , işçilerle un taşıyor, kamyoncuları düzene sokuyor , tamir işlerine girişiyormuş. Patronlar mutlu ve mesut  bu yeni tempoyu izliyorlar, gelecek yeni karları bekliyorlarmış.

Fakat aradan birkaç ay geçtiğinde fabrikada bazı aksaklıklar meydana gelmeye başlamış, karda büyük düşüşler meydana gelmiştir.Patronlar sonuca inanamamışlar ve sonuç yeni müdürün daha fazla çalışması olmuş. Fakat zarar artmış da artmış. Patronlar eski müdürün adresini bulup yanına gitmişler.

Eski müdür deniz kıyısındaki evinin bahçesinde , ağaçları sularken karşılamış misafirlerini.”geleceğinizi biliyordum, hoş geldiniz” demiş. Patronlar süklüm büklüm durumu açıklamışlar. “Ama” demişler, ” Biz haklıydık, sen tüm gün odandan dışarı seyrediyor, arada işçilerle sohbet ediyor, pek de çalışmıyordun”

Eski müdür gülmüş.” Benim odamın penceresinden fabrikanın bacası görülür. Ben gün boyunca fabrikanın bacasını izlerdim, ne zaman dumanda bir azalma olsa bir problem olduğunu düşünür ve fabrikaya inerdim. Problemin sebebini araştırır,bulur, çözer, birimler arası koordinasyonu sağlar ve odama geri dönerdim. Duman düzenli ve iyi çıktığı zaman ise ufka bakar ve kurumla ilgili yeni projeler tasarlar, hangi bölümlerde ne değişiklik yapacağımı düşünür ve yıllar sonrasını planlardım.” demiş.

İnisiyatif, herhangi bir karar verilmesi gerektiği durumlarda, içinde bulunulan duruma göre, kalıpların ve kuralların dışına çıkarak kendi başına esnek karar verebilme gücü veya yeteneğidir.

Bazı durumlarda çalışanların inisiyatif kullanmalarına izin vermek organizasyon için güç kaynağıdır. İnisiyatif kullanma pek çok yönetici tarafından “ödün vermek” olarak algılansa da sonuçta organizasyon için iyi bir durumdur.

Günümüzde şirketler daha yaratıcı, daha esnek ve daha hızlı olmak zorundalar. Bunun için de çalışanların daha fazla inisiyatif alması ve departmanlar arası işbirliğinin artması gerekiyor. Eskinin tek elden yönetilen hiyerarşik ve bürokratik organizasyonları artık ömrünü dolduruyor.

İşler istenildiği gibi gidiyorsa Genel Müdür’ün işine karışmayın. Ağzı iş yapan ve havalı gezen müdürlere kanıp, altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin.

Dinlemek bir sanattır

Dinlemek… Gün içinde onlarca kez kusursuzca yaptığımızı düşündüğümüz ama çoğumuzun hakkıyla gerçekleştiremediği eylem.İlişkilerimizde sorunların, eksikliklerin ve yanlış anlamaların temelinde bu eylemin layıkıyla yerine getirilememesi var.

Hep istiyoruz ki konuşalım,dinlemiyoruz, dinliyormuş gibi yapıyoruz.Çoğu zaman karşımızdaki konuşurken kafa sallayıp aslında söyleyeceklerimizi planlıyoruz.

Söylenen sözün etkisi insanların nasıl konuştuklarından çok

nasıl dinlediklerine bağlıdır.

Ralph G. Nichols

Günümüzün büyük kısmını insanlarla iletişim halinde geçiriyoruz. Çalışırken, işe giderken, işten dönerken, eve girerken, alışveriş yaparken sürekli diğer insanlarla iletişim halindeyiz.Hem iş hem de özel hayatımızda çevremizdeki insanlar ile yaşadığımız sohbetler ve dertleşmeler hayatımızı güzelleştiriyor.

Mevlana’ nın yazdığı Mesnevi “dinle” ile başlar. Mesnevi’nin ikinci cildindeki “Üzüm yemek isteyen ama dil probleminden dolayı anlaşamayan ve kavga eden dört kişinin hikâyesi” bu konuya güzel bir örnektir:

“Bir adam dört kişiye bir miktar para verdi. “Bu para ile işinize yarayanı alın!” dedi.

Dört kişiden biri; “Bu parayla engür alalım” dedi.

Öbür arkadaşı Arap idi. “Aksilik etme!” dedi. “Ben engür istemem, ineb isterim.”

Onlardan birisi Türk idi. “Ben ineb istemem, üzüm isterim.” dedi.

Rum olan bir başkası: “Bırakın bu lafları! Bu para ile istafil alalım.” dedi.

(İstafil Rumca, ineb Arapça, engür de Farsça üzüm demektir).

Tasavvuf inanışına göre, tasavvufta ilerlemenin yollarından biri sohbettir ve sohbet ancak dinlemeyle olur. Sohbetin dinlenebilmesi ise az konuşmakla mümkündür; çünkü “dinlersek öğreniriz, öğrenirsek anlarız anlayışı” geçerlidir.

Dostluğun vazgeçilmez unsuru olan sohbet, sevgi ve erdem merkezli bir iletişim biçimidir. Dost bir yürekten çıkan sözler karşı yürekte güzel yankılar uyandırır. Kaliteli bir sohbetin de, tartışabilmenin de yolu doğru iletişimden geçiyor.

İletişim, en yalın tanımıyla bir bilgiyi sözel ve/veya sözel olmayan bir biçimde karşımızdaki kişiyle paylaşmak demektir.

Doğru iletişimin altın anahtarı ise, etkin dinlemektir.Etkin dinleme, bizim tüm dikkatimizi vererek karşımızdaki kişiyi dinlediğimiz ve ne söylendiğini anlayarak tepkide bulunduğumuz süreçtir.Etkin dinleme kulakla, gözle, bölünmemiş bir dikkatle ve kalple olur.

Etkin dinleme sadece “dinlemek” olarak algılanmamalıdır. Bu aynı zamanda karşı tarafı anlama, onun değerlerini benimseme olarak da düşünülmelidir.

Dinlemek karşınızdaki kişiye “ saygı duymanın, sana değer veriyorum ” mesajı vermenin en iyi yoludur, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir.Konuşmak için bir nedeni olan herkesin, dinlemek için de mutlaka bir nedeni vardır.

Adam doktora gider:

“Doktor Bey, galiba karımda işitme kaybı başladı. Ne yapabiliriz?”

Doktor:

“Eve gittiğiniz zaman, karınızın arkasında, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eğer sizi duymazsa biraz daha yaklaşın ve sorunuzu tekrarlayın. Hangi mesafede duyduğunu tespit edelim, ona göre bir tedavi uygularız.”

Adam eve döner. Karısı mutfakta yemekle uğraşmaktadır. Adam mutfağın kapısında durur ve normal bir sesle:

“Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?” diye sorar. Karısı cevap vermez. Adam bir iki adım atar ve bir kez daha sorar:

“Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?”

Karısı yine cevap vermez. Adam kadının dibine kadar gelir ve tekrarlar:

“Hayatım, ne yiyoruz bu akşam?”

Karısı öfkeyle dönerek cevap verir:

“Üçtür köfte diyorum ya!”

Dinleme sessiz kalmak ve duymaktan çok öte bir şeydir,susmak değildir, konuşmak için sıra kendisine gelsin diye beklemek hiç değildir.Sanılandan çok daha az insanın sahip olduğu bir beceridir.

Her insan duyabilir.Dinlemek ise sadece sessiz kalabilenler için mümkündür.Dinlemek, sevginin artmasında, dostluğun geliştirilmesinde, yeni fikir üretilmesinde önemli rol oynar.

En iyi arkadaşlıkların temelinde iyi bir dinleyici olma yatar. Dinleyen insanlara daha fazla yakınlık duyarız çünkü onlar bizi dinler ve destekler.

İnsanlar kendilerini, dinledikleri değil, konuştukları kişilere daha yakın hissederler. İnsan karşısındakini konuşarak değil, dinleyerek ikna eder.Başkalarını inandırmanın en iyi yolu, onları dinlemektir.

Bir insanla bağ oluşturmanın en temel ve güçlü yolu dinlemektir.Sadece dinleyin … Belki de birbirimize verdiğimiz en önemli ve değerli şey dikkatimizdir… Sevgi dolu bir sessizlik en iyi niyetli sözlerden bile daha güçlü bir iyileştirici ve bağlayıcıdır …

Dinlemek, insana kendini ölçmek ve değerlendirmek imkanlarını sağlar.

Dinlemek, çivisi çıkmış bir dünyada adalete talip olmak demektir. Dinleyebilen insanlar ötekine karşı daha adil olur. İnsanın insana duyduğu ahlâki sadakatin özünde, dinlemek vardır.

Dinleme sadece işitme değildir. Dinleme kulaklara aklın ve gönlün iştirak etmesidir. Dinlemek, iletilerin alınmasında etkin bir süreçtir.

Dinlemek, hem bilgili olmayı hem de gayret ve güç sarf etmeyi gerektirir.İyi bir dinleyici olmak, sanıldığı kadar kolay değildir,yorucudur.Uzun bir süre ilgilenmiş görünmek, kaşları çok yorar. Dinlemek büyük insanların özelliklerindendir.Karşınızdakini dinleyin, başkalarına kendinden bahsetme fırsatı verin.

Konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır.

Goethe

Dinlemeyi bilmek bir bilgeliktir. Dinlemeyi bilmek takım ruhunun esas unsurudur. Dinlemeyi bilmek insan oluşumuzun temel özelliklerindir.

İnsan insana susamıştır,durmak ve dinlemek lazım gelir.Öteki için yapabileceğin en iyi şey; susmak ve dinlemektir.

Derler ki konuşmaktan zevk alacağın biriyle evlen, çünkü yaşlılıkta konuşmak ve dinlemek en çok arayacağınız özellik olacaktır.

Toplumsal barışı, kardeşliği sağlayabilmek için önce birbirimizi dinlemeyi öğrenmemiz gerek. Bunun yolu dost meclislerinde sohbet etmeyi becerebilmemizden geçer.

Dinlemek yürekten yüreğe kurulan köprünün ayağıdır. İki insan olarak yan yana oturup bir birimizi dinleyemiyorsak toplum olarak bir ahengi sağlamamız, gerçek anlamda insan olmamız mümkün değildir.

Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek,

sen de söze dinlemek yolundan gir.

Mevlana

Kimse elindekinin değerini bilmez sahip olduğu sürece

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldılar: “Eski gazeteniz var mı bayan?”

Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi.

“İçeri girin de, size kakao yapayım” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel, ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum.

Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti bir an ve başımı uzattım içeriye. Küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu… Erkek çocuğu bana döndü “Bayan, siz zengin misiniz?” diye sordu. Zengin mi?”Yo hayır!” diye yanıtlarken çocuğu,gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve “Sizin fincanlarınız,fincan tabaklarınız takım” dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.

Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı.

Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.Pişirdiğim patateslerin tadına baktım. Sıcacıktı patatesler, başımızı sokacak bir evimiz vardı, bir eşim vardı ve eşimin de bir işi… Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi.

Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri,halının üzerindeydi halâ. Silmedim ayak izlerini.Silmeyeceğim de. Olur unutuveririm ne denli zengin olduğumu…

Mutluluğu bazı sıfatlarda değil,kendinizde ve sevdiğiniz insanlarda arayın.Güzel bir evi,iyi bir eşi olan ve maddi açıdan hiçbir sıkıntısı olmayan biri bile mutsuz olabilir.Elindekinin değerini bilen ve kendisiyle barışık olanlar için ise mutluluk hiç de uzaklarda değil.

Şükür başkalarına sunduğumuz bir hediye değil, kendimize sunduğumuz bir onurdur. Şükürsüzlükler, problemin büyümesine, acıların artmasına neden olurlar.

Kimse elindekinin değerini bilmez sahip olduğu sürece.. Ama bir gün elinden uçup gittiğinde tek bir söz kalır dilde.. Keşke…

Affetmek özgürleşmektir

Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur :

-Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?

Öğrenciler tereddütsüz kabul ederler.

-O zaman bundan sonra ne dersem yapacağınıza söz verin. Şimdi yarınki, ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz.

Öğrenciler bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarında patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilere şöyle der öğretmen:

-Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın.O kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.

Bazı öğrenciler torbalarına üçer beşer tane patates koyarken bazılarının torbaları neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine “peki şimdi ne olacak?” der gibi bakan öğrencilere ikinci açıklamasını yapar:

-Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde, hep yanınızda olacaklar.

Aradan bir hafta geçmiştir. Öğretmenleri sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar:

-Hocam bu kadar torbayı her yere taşımak çok zor.

-Hocam patatesler kokmaya başladı.

-Vallahi insanlar tuhaf bakıyor artık bana.

-Hem sıkıldık, hem yorulduk.

Öğretmen gülerek öğrencilerine şu dersi verir: Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendinizi cezalandırıyorsunuz. Kendinizi ruhunuzda ağır yükler taşımaya mahkûm ediyorsunuz.Başkalarını affedemeyenler, kendilerinin geçmek zorunda kalacağı köprüyü yıkarlar. Affetmek büyüklüktür, bunda anlatması çok güç bir zevk vardır.Samimi bir şekilde ve hüsnüniyetle kayıtsız şartsız affetmek, insan severliğin en esaslı mihenk taşıdır. Hiç kimse,affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.

Nefreti aşmanın tek yolu var: Affetmek… Başkalarını affettiğimizde biz özgürleşiriz.

Temel ve Kedisi

Berber Temel Dursun’ u tıraş ediyormuş.Dursun bakıyor her geldiğinde dükkanın etrafında dolanan bir kedi var ve kedi arada bir dükkana girip çıkıyor.

Dayanamayıp Temel’ e takılmış :

– Ula Temel, haçen bu kedi galiba berberliğe çok merakludur. Her geldiğimde buralarda göreyrum oni daa.

Bunun üzerine Temel cevap vermiş.

– Yok ula ondan değuldur. Arada bir kulak, burun keseyrum. Ha o kedi oni pekliyi daa

Boşanma Davası

Temel Fadime’ye boşanma davası açmış ve hakime:

– Sayun hacum bey, karım üç yildur evde ne bulursa üstüme fırlatiyu. Ne olur bizu boşat!

Hakim sormuş, peki evladım niye bunun için üç yıl bekledin?

Temel cevap vermiş :

– Yenü yenü isabet ettürmeye başladu da!

7 kişilik asansör

Temel oğlunun yanına gitmiş.10 katlı bir binada çalışıyormuş oğlu.Çıkmış en üst kata oğlunun yanına.Nefes nefese kalmış.

Oğlu : ula babacağum niye asansöre binmedun demiş.

Temel : ula asansör yedi kişilikti 6 kişi bekledim bekledim gelmedi, ben de merdivenlerden geldim da.

Cilveden anlamam

4 kadın oturmuş eşlerinden konuşuyorlarmış.

Amerikalı anlatmaya başlamış :

– Benim kocam çok romantiktir.Her sabah kahvaltımı o hazırlar.

Bunun üzerine İngiliz araya girmiş:

– O da bir şey mi.Benim kocam daha romantiktir, her sabah elinde bir buket gül ile uyandırır beni.

Fransız kadına gelmiş sıra:

– Benim kocam beni her sabah öpücükler ile uyandırır.

Fadime şaşkın şaşkın etrafına bakınıyormuş.Bakmış ki onunda bir şey söylemesini bekliyorlar, bu sefer Fadime anlatmaya başlamış :

– Ula pen sizin cibi cilveden anlamam da.Çişim gelince uyanirum

Sonra Gelirim

Temel bir şirkette iş bulmuştur.Şirketin patronuyla konuşmaktadır. Temel:

– Efendim aylığım ne kadar? Ne kadar kazanacağım?

Patron:

– Şimdilik 200 milyon,3 veya 4 ay sonra 350 milyon..

Temel:

– O zaman ben 3 ay sonra tekrar gelirim.

Temel Askerde

Savaş esnasında ordu büyük kayıplar vermektedir.Ordu Generali bu gidişata dur demenin yollarını ararken birden aklına zekice bir fikir gelir.

Hemen taburu geniş bir arazide toplar ve bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on dolar vereceğini taahhüt eder ve taburu düşman cephesine gönderir.

Ertesi gün tabur şahlanır ve herkes 2,3 kelle getirip ordu komutanından parasını tahsil eder.Savaşın üçüncü günü ordu generali Temel ‘in olmadığını fark eder.Tabura haber gönderir ve tüm ölülerle yaralıların arasında Temel ‘i araştırır. Yapılan aramalarda Temelden hiç iz yoktur.

Temelsiz geçen 5 günden sonra nöbetçilerden biri tabura doğru bir toz bulutunun yaklaştığını haber verir.Dürbünü eline alan general yaklaşan toz bulutunun bir kamyon olduğunu görür.Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki kişi de Temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan general ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır.

Odaya giden temele ordu komutanı:

-Bak evladım devletimiz savaş halinde ve ekonomimiz bozuk.Ben sana düşman kellesi başına on dolar sözü verdim lakin bu kadar kelleye ödeyecek bütçemiz yok. Gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına 6 Dolar verelim.

Generalin teklifine şiddetle karşı çıkan Temel parasını tam olarak ister.Bir türlü Temeli ikna edemeyen general kızgın bir ifadeyle 6 doları niye kabul etmediğini sorar.Temelin cevabı enteresandır :

-Komutanım valla billa 7 Dolardan ben aldım o kelleleri

Karadenizli misin?

Karadenizlinin biri bir dükkana girmiş ve 2 kilo hamsi almak istediğini söylemiş .

Tezgahtar adama şöyle bir baktıktan sonra Karadenizli misin diye sormuş .

Müşteri önce şaşırarak yoo demiş sonra biraz kızarak ne yani Antep fıstığı istesem Antep’ limisin , kestane şekeri istesem Bursa’ lımısın diye mi soracaktın demiş .

Tezgahtar gayet sakin yoo demiş .

Müşteri daha çok sinirlenerek peki o zaman niye sordun kardeşim demiş .

Tezgahtar niye olacak burası balıkçı değil nalbur dükkanı da ondan sordum demiş …

Temiz Sürücü

Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadime’ yi gören komiser, hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyet kemeri takmış olarak görünce:

-Beyefendi bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 Türk Lirası ödül veriyoruz. Ama merak ettik, bu parayla ne yapacaksınız?

Temel sevinçle cevap vermiş

-Ne mi yapacağum. Hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum demiş.

-Ne ne ehliyetiniz yok mu, demiş komiser.

Fadime olayı toparlamak için:

-Kusura bakmayın memur bey, temel içince ne dediğini bilmez, der.

Komiser daha da şaşkınlıkla:

-Ne bir de içkili misiniz, diye bağırır.

Arkadan yaşlı adam öne atılır ve :

-Ben demuş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye.

Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris de koşa koşa gelerek.

– Ne oldi,geçtuk mi sınırı daaa 🙂

Temel ve Aids

Temel aniden çok hastalanmış ve doktora gitmiş. Doktor akciğer kanseri olduğunu ve en fazla 2 ay yaşayabileceğini, durumunun ümitsiz vaka olduğunu söylemiş.

Artık öleceğini anlayan Temel eşiyle dostuyla helalleşmeye başlamış.Fakat gördüğü herkese kanser değil de Aids olduğunu, 2 ay sonra öleceğini ve haklarını helal etmelerini söylüyormuş.

Dursun bunları görünce şaşırmış ve Temel’e :

– Ula Temel Kanser oldun sen ölüyorsun. Niye millete Aids oldum diyorsun?

Temel de :

– Ula Dursun kanser olsam da öleceğim aids olsam da öleceğim.Bari karıyı sağlama alalım.

Yabancı dil

Sultanahmet‘te gezinen bir turist Temel ile Dursun’ un yanına gelerek bir adres sorar. Önce ingilizce, sonra Almanca son olarak da Fransızca konuşarak adresi soran turist bir türlü derdini anlatamaz.

Dursun dayanamaz ve Temel’ e :

– Ula Temel, bir yabancı dil öğrenemedik gitti.

Temel hemen cevap verir:

– Ula adam 3 yabancı dil öğrenmiş yine de derdini anlatamıyor,1 yabancı dil öğrensen ne olacak ki.

Temel ve yarış atı

Veliefendi hipodromuna giden Temel, atlar start alır almaz favorisi olan atı elinde dürbün ile takip ederek bir yandan da -Aslanum benum be nasıl da fırtına gibi gidey diyerek atını övmeye başlar.

Gerçekten de Temel’in atı en öndedir.Etraftakiler gıpta ile Temel’e bakarlar.Temel durumdan memnun ve dört köşe olmuştur.

Fakat bir süre sonra atlar teker teker Temel’in atına yetişip geçmeye başlarlar. Derken Temel’in atı en sonuncu duruma düşer.

Temel etrafın alaylı bakışlarına aldırış etmeden tezahürata devam eder.

-Uy aslanım benum ya bak nasıl da hepsini önine katti getiriy.

Buzdolabı

Temel günlerden bir gün kahvede okey oynarken biri onun kulağına fısıldamış :

– Ula temel.Güzel karıcığın Fadime seni aldatıyor.

Temel bunun üzerine koşarak eve gelir.Her yeri arar tarar ve kimseyi bulamaz.Karısının onu aldatmadığı kanısına varır ve sevinçten ölür.

Ahirette Dursun’ la karşılaşır ve çok şaşırır.

Temel : – Ula Dursun ben seni daha dün sokakta cördüm. Ne çabuk öldin da?

Dursun : – Temel hiç sorma uşağum donarak öldüm ben. Sen nası öldin de geldin buralara Temelüm?

Temel : – Dün kahvedeydim biri geldi kulağıma Fadime’ nin beni aldattığını söyledi. Ben de koştum eve geldim her yeri aradım taradım bulamadım kimseyi. Orada sevinçten yığılıp öldim.

Dursun : – Ula Temel buzdolabına baksaydın şimdi ikimiz de yaşıyor olacaktık

Sağ Olana Neçi?

Erzurumlunun hanımı gece hastalanmış.Adam karının hastalığından iyice bezmiş zaten.

Gecenin bir yarısı düşmüşler yola hastaneye gidiyorlar.

Kadın elektrik direğini göstererek kocasına “herif bu neçi?” demiş.

Adam da başından savmak için “Erzurum’un çüki” demiş.

Kadın “ah ah sağ olana neçi?” demiş.

Trafik Işıkları

Erzurum’da trafik ışıkları yeni yapılmış.Trafik polisi de kaza olmasın diye halkı yönlendiriyormuş.

Neyse Erzurumlu teyzenin biri de kırmızı ışıkta geçmiş.Polis:

-Dur teyze nereye gidiyorsun? demiş.

Teyze de:

-Vış ahan sene ne çi?!Erimden izin almışam gaynıma gidirem demiş.

Erzurumlu Kibar Bayan

İstanbul’a giden Erzurumlu, bakar ki oradaki kadınlar kocalarına çok kibar davranıyor.

Eve geldiklerinde:

-Hoş geldin kocacığım.Aman üşümüşsün, gir içeri…diyorlar.

Bu durum Erzurumlu’nun çok hoşuna gitmiş.Erzurum’a dönünce karısına anlatmış ve kendisinin de bu şekilde davranmasını istemiş.

Erzurum’lu ertesi gün akşam işten dönmüş.Karısı kapıyı açmış ve:

-Hoş gelmişsen gocacığım.Uyyy! İt gibi titrirsin!…

Sen Söyle

Erzurumlu bir gün çok lüks bir otele gitmiş tam gece yatarken tuvalete gitmek istemiş.Gittiğinde tuvalete sıçmaya kıyamamış ve en iyisi çoraba sıçıp atmak demiş.

Adam işini gördükten sonra pencereyi açmış ve çorabı sallayıp dışarı atmış ama çorabın delik olduğundan haberi yokmuş.Adam yatmak için uzandığında tavanda bok görmüş ve oda hizmetlilerini çağırıp

-5 milyon versem orayı temizler misin? demiş.

Hizmetli de:

– Ben de sana 10 milyon versem oraya nasıl sıçtığını söyler misin?

Ayna

Tarihte ilk kez Erzurum’a ayna gitmiş.

Adamın biri aynayı görüp eline almış.

Daha önce hiç kendini görmediği için ölen kardeşine benzetmiş karşısındakini.

Adam:

– Ey gidi gardaşımm.. Seni bir daha görmek nasipte varmış!

Aynayı eve götürüp sarılıp uyumuş kardeşine.

Karısı bakmış adam bir şeye sarılıp uyuyor.

Aynaya bakmış bir kadın!

-Allah belaağı vireee, bu garı da kim?Bi boka da benzese!!! diyerek feryat figan evden çıkmış, muhtara gitmiş.

Kadın:

– Mığdar, benim herif beni bu çirkin garıyla aldatii.

Muhtar aynaya bakmış. Sonra düşünceli düşünceli:

– Yav bu garıdan çok gavata benziir!

Papağan

Bir gün bir Erzurumlu bir lokantaya gitmiş.Lokantanın girişinde bir papağan:

– Aaa Erzurumlu gelmiş !!! demiş.

Erzurumlu bunu duyunca çok duygulanmış ve papağanı satın almak istemiş.

Ama lokantanın sahibi:

– Üzgünüm papağanı satamam ama yumurtalarını satabilirim.demiş.

Erzurumlu da papağanın 3 yumurtasını almış.

Erzurumlu yumurtaları aldığı gibi Erzurum’a gider, yumurtaları kuluçka makinesine koyar.

Ama yumurtalardan bir bıldırcın, bir hindi, bir de güvercin çıkar. Bunu gören Erzurumlu direk o lokantaya gider.

Papağan:

– Aptal Erzurumlu geldi der.

Erzurumlu:

– Benim aptal olduğumu bir sen biliyorsun ama senin kimlerle düşüp kalktığını tüm Erzurum biliyor!

Nelson Mandela Sözleri

Nelson Mandela sözlerini sizler için hazırladık bu sayfada. Anlamlı ve etkileyici Nelson Mandela sözlerini bu sayfada okuyabilir ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

Nelson Mandela’nın hayatı, çağımızın en sıradışı ve en etkileyici öykülerinden biri ve tanıklığıdır.

Dünyanın en saygı duyulan devlet adamlarından biri olan Mandela, Güney Afrika’da ırk ayrımcılığına dayalı rejimi (apartheid) yıkarak yerine tüm ırkların eşit şekilde temsil edildiği bir demokrasi getirmek için verilen mücadeleye önderlik etti.

27 yıl hapis yattıktan sonra Güney Afrika’nın seçimle iktidara gelen ilk siyah başkanı oldu, dünyanın çatışma yaşayan başka bölgelerine barış getirilmesine öncülük etti.

1993 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.

Mandela’nın çekici kişiliği, alçak gönüllüğünden gelen mizah gücü ve maruz kaldığı şiddete rağmen kin ve kırgınlık taşımaması, niçin tüm dünyanın hayranlık duyduğu bir lider olduğunu da açıklıyor şüphesiz.

En Çok Beğenilen Nelson Mandela Sözleri

Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

Tüm insanların uyum içinde birlikte yaşadıkları ve eşit haklara sahip oldukları demokratik ve özgür bir toplum hayali hiç aklımdan çıkmıyor. Bu ideal uğrunda yaşıyorum ama gerekirse bunun için ölmeye de hazırım.

Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil, onun anladığı dili konuşmalısınız. Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.

Kendi korkularımızı özgürleştirdiğimizde, varlığımız otomatik olarak başlarını özgürleştirir.

Düşmanınla barış yapmak istiyorsan, onunla beraber çalışmalısın. Sonra arkadaş olacaktır.

Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.

Nelson Mandela Tarafından Söylenmiş 10 Güzel Söz

En derin korkumuz yetersiz olmamızdır. Ve en derin korkumuz ölçüsüzce güçlü olmamız olmalıdır.

YoksuIIuğu bitirmek hayır işi değiIdir. Bir adaIettir.

Eğer bir şeyden vazgeçebiliyorsanız, onun sizi tutsak etmesinin de önüne geçersiniz.

Yapılana kadar her şey imkansız görülür.

Nefret etmeyi öğreniyorsak, sevmeyi de öğrenebiliriz.

Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter.

Beni başarımla değil, kaç defa düşüp yeniden ayağa kalktığımla yargılayın.

İyi bir lider her iki tarafa da yakın olmak zorundadır. Kibirli, yüzeysel ve bilgisiz liderler, yönetim konusunda başarısız kalırlar.

Ben özgürlük için uzun bir yol yürüdüm ama hiç pes etmedim. Büyük bir tepeye tırmandıktan sonra fark ettim ki; daha tırmanacak çok tepe var.

Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.

Anlamlı Nelson Mandela Sözleri

Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.

Ben bir komünist değilim ama söylemeliyim ki; bizi onlardan başka da anlayan olmadı.

Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.

Bağımsız zihinleri olan dostları severim, zira sizin sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.

Ben acı çekmedim. Günü yaşamanın önemini ve yarını çok düşünmemek gerektiğini öğrendim.

Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır.

Önemli olan derinin rengi değil, değerlerinin rengidir.

Eğer içinizdeki ışığı dışarı çıkarabilirseniz, çevrenizdekiler bunu görecektir.

Mücadele benim hayatımdır.

Beni özgürlüğe kavuşturacak kapıdan geçerken, öfkeyi ve nefreti geride bırakmazsam, hapiste kalmaya devam edeceğimi biliyordum.

Din, dünyadaki en önemli kuvvetlerden biridir.

Etkileyici Nelson Mandela Sözleri

Eğer onları affetmezsek, kırgınlık ve intikam duyguları hep var olacaktır. Biz ise geçmişi unutalım, şimdiye ve geleceğe bakalım ama geçmişteki acımasızlıkların bir daha yaşanmasına asla izin vermeyelim, diyoruz.

Hayatta karşılaşacağınız zorluklar bazen sadece mola vermeniz için başınıza gelir.

Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlükten bahsedilemez.

İyi bir kafa ve iyi bir kalp, her zaman zorlu bir kombinasyondur.

Ben hayattaki bütün başarılarımı yapacağım işi yapmaya zamanından 15 dakika önce hazır olma alışkanlığıma borçluyum.

Çok iyi biliyoruz ki bizim özgürlüğümüz, filistinlilerin özgürlüğü olmaksızın eksiktir.

Cesaretin, korkunun eksikliği değil, karşısındaki zaferi olduğunu öğrendim. Cesur adam korkmayan değil, korkusunu fethedendir.

Gelecek için umut taşımak, birilerine patronluk taslamaktan daha iyi bir örnek olmanızı sağlar.

Hiç kimse derisinin rengi, kültürel yapısı ya da inançları yüzünden başkasından nefret ederek doğmaz. İnsanların nefreti öğrenmeleri gerekir. Nefret etmeyi öğrenebiliyorlarsa, sevgiyi de öğrenebilirler, çünkü sevgi insan kalbine diğer hislerden çok daha doğal gelir.

Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

Arkadan önderlik edin bırakın diğerleri önde olduklarını sansınlar.

Bir lider, bir çoban gibidir. Sürüsünü uçuruma doğru yürütmemelidir.

Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğudur.

Sıradışı bir yaşam: Nelson Mandela

Nelson Mandela’nın hayatı, çağımızın en sıradışı ve en etkileyici öykülerinden biri ve tanıklığıdır.

Dünyanın en saygı duyulan devlet adamlarından biri olan Mandela, Güney Afrika’da ırk ayrımcılığına dayalı rejimi (apartheid) yıkarak yerine tüm ırkların eşit şekilde temsil edildiği bir demokrasi getirmek için verilen mücadeleye önderlik etti.

27 yıl hapis yattıktan sonra Güney Afrika’nın seçimle iktidara gelen ilk siyah başkanı oldu, dünyanın çatışma yaşayan başka bölgelerine barış getirilmesine öncülük etti.

1993 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.

Mandela’nın çekici kişiliği, alçak gönüllüğünden gelen mizah gücü ve maruz kaldığı şiddete rağmen kin ve kırgınlık taşımaması, niçin tüm dünyanın hayranlık duyduğu bir lider olduğunu da açıklıyor şüphesiz.

Çucukluk yılları ve eğitimi

Nelson Mandela, 1918 yılında, Güney Afrika’nın Doğu Cape eyaletinde küçük bir köyde doğdu. Dedesi Thembu aşiretinin kralı, babası ise kabile şefiydi. Güney Afrika’da aşirette çağrıldığı takma adla “Madiba” diye bilinir.

Rolihlahla Dalibhunga adıyla doğdu; ancak öğretmeni kendisine, İngilizce “Nelson” ismini verdi.

Annesi Hristiyan Metodist mezhebine bağlı olduğundan, Metodist yatılı okullarda okuduktan sonra Güney Afrika’da siyahların öğrenim görebildiği tek üniversite olan Fort Heyr Üniversitesi’de hukuk eğitimi gördü.Burada okurken siyasi olaylara karıştığı için okuldan uzaklaştırıldı. Bir süre ara vermek zorunda kaldığı eğitimini 1942’de Vitvaterstrand Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirerek tamamladı.

Yıllar sonra barış ve kardeşlik içinde yaşayan bir toplum inşa etmenin sırrını şu sözlerle açıklayacaktı:Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.

Öğrenimini tamamladıktan sonra ilk avukatlık bürosunu, ortağı Oliver Tambo ile beraber 1952 yılında Johannesburg’da açtı.Ülkenin ilk siyah avukatı unvanını aldı.

mandela3alıntı sözleri

Siyasi mücadele ve ANC yılları

Yerli halkın beyazlara karşı hak mücadelesini savunan Afrika Ulusal Kongresi’ne (ANC) ilk kez 25 yaşındayken ve eylemci olarak 1943 senesinde katıldı. Daha sonra ANC Gençlik Kolu’nu kurdu ve başkanlığını üstlendi.

İlk eşi Evelyn Mase ile 1944 yılında evlendi, üç çocuk sahibi olan çift 1957 yılında boşandı.

1950’li yıllara gelindiğinde ırk ayrımcılığı etkisini göstermeye başlamıştı. Nelson Mandela, Afrika Ulusal Kongresi’nde etkin rol almaya başladı. Daha militanca bir örgütlenmeyi savunan Mandela, defalarca tutuklandı, siyasi faaliyetlerde bulunması yasaklandı.

Beyazların ve siyahların beraber yaşadığı bir Güney Afrika hayalini paylaşan Güney Afrikalı komünist beyazlarla yakınlaştı.

Mandela ve Tambo, birlikte, siyah çoğunluğu baskı altında tutan, beyazların kurduğu Ulusal Parti’nin uygulamaya başladığı ırk ayrımcılığı (apartheid) sistemine karşı kampanya yürüttüler.

Mandela, 1956 yılında 155 eylemciyle beraber en ağır düzeyde vatana ihanetle suçlandı ama hakkındaki suçlamalar, dört yıl süren duruşmaların ardından düşürüldü.

Irk ayrımcılığına karşı direniş, her geçen gün büyüdü; özellikle de siyahların nerede yaşayıp nerede çalışacaklarını sınırlayan yasalara karşı tepkiler güçlendi.

Mandela, 1958 yılında Winnie Madikizela’yla evlendi, ancak ANC’nin 1960 senesinde yasa dışı ilan edilmesiyle, diğer parti üyeleriyle beraber saklanmak zorunda kaldı.

Irk ayrımcılığı giderek daha fazla hissedilmeye başlandı; 1960 senesinde 69 siyahın polis tarafından öldürüldüğü Sharpeville katliamı, bir dönüm noktası oldu.

Ömür boyu hapis cezası

Bu olay, barışçı direnişin de sonunu getirdi. O sırada ANC’nin başkan yardımcısı olan Mandela, ordu ve hükümet hedeflerine karşı silahlı mücadele başlattı, ANC’nin silahlı kanadını kurdu.

Ocak 1962’de kendisine destek aramak için yurt dışına çıktı.İngiltere ve Afrika ülkelerini dolaştı. Afrika ülkeleri ile sosyalist ülkelerden silah ve para yardımı temin etti. Ülkeye dönüşünde arkadaşlarıyla birlikte, izinsiz yurtdışına çıkmak, halkı kışkırtmak, sabotajlar ve suikastlar düzenlemek iddialarıyla yargılandı. Halkın, tamamının temsil edilmediği ve beyazların temsil edildiği parlamentonun çıkardığı kanunlara uymak zorunda olmadığını savundu.

Mandela, Afrika Ulusal Konseyi’nin on üyesinin ırk ayrımı güden rejimi yıkmak amacıyla yaptıkları eylemlerden dolayı yargılandıkları meşhur Rivonia davası sırasında, kendi savunmasını yaparken, demokrasi, özgürlük ve eşitlik konusundaki görüşlerini şu sözlerle dile getirecekti:

“Ben, tüm insanların uyum ve eşit fırsatlara sahip şekilde beraberce yaşadığı, demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve ulaşmak istediğim bir idealdir. Ama gerektiğinde bunun uğrunda ölürüm de.”

Bu davranışıyla ırk ayrımına karşı mücadele eden Afrikalı siyahların simge ve sembolü oldu.

Nelson Mandela, 1964 yılının kışında, 46 yaşındayken ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Dünyanın en ünlü mahkûmu olarak bilinen Mandela defalarca tutuklanmasına ve  tüm engellere rağmen mücadelesinden hiç vazgeçmemiş,hatta cezaevi yıllarını bile eğitim olarak kullanmayı bilmiştir.Gelecek nesiller için şu sözleri çok değerlidir: Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.

1982 yılında Pollsmoor Hapishanesine nakledilinceye dek, Cape Town’ın açıklarındaki Robben (Fok) adasında tam 18 yıl yaşadı.

Mandela ve diğer ANC liderleri ya hapiste ya da sürgündeyken, Güney Afrika’da direniş son bulmadı; yüzlerce insan öldürüldü, binlerce kişi yaralandı. Ancak Mandela, hapiste olmasına rağmen direnişin sembolü olarak öne çıktı.

Kendisi için değil,temsil halkı için mücadele etti hayatı boyunca.Çünkü onun hayat felsefesi şu sözler üzerine kuruluydu: Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.

Hapsedildiği Robben Adası, adeta bir eğitim merkezi oldu. Mandela mahkumların oluşturduğu politik eğitim sınıflarının başında yer alıyordu. Bu arada sürgünde olan eski ortağı Tambo, 1980 yılında Mandela’nın serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya başlatmıştı.

Uluslararası toplum Güney Afrika’da ırk ayrımcılığı güden rejime karşı ilk kez 1967 yılında yaptırım uyguladı.

Özgürlük ve bir ulusun kaderinin değişimi

Baskılar 1990 yılında sonuç verdi, Güney Afrika hükümeti, sonuçta işbirliği yapabileceği tek siyah liderin Nelson Mandela olduğunu idrak etti.

Dönemin Güney Afrika devlet başkanı FW de Klerk, ANC’ye konan siyaset yasağını kaldırdı ve Mandela serbest bırakıldı.Serbest bırakıldığı zaman 71 yaşındaydı. Serbest bırakılmasına Güney Afrika siyahlarının yanında birçok beyaz da sevindi.

Mandela’nın; “Mücadele benim hayatımdır. Hayatımın sonuna kadar siyahların bağımsızlığı için mücadele edeceğim.” demesi, halk arasında onu bayraklaştırdı.Güney Afrika’da tüm ırkları temsil eden bir demokrasi kurulması için görüşmeler başladı.

Mandela ve ANC liderleri, silahlı mücadeleyi askıya aldıklarını açıkladı.

O dönemde Mandela, 1992 yılında adam kaçırma ve ikinci derece fiili saldırıda bulunmakla suçlanan ikinci eşi Winnie’den boşandı.

Mandela, 1960-1994 yılları arasında hem taraftarların hem de ırk ayrımı karşıtlarının yaptığı insan haklarını ve siyasi ihlalleri araştırmak için Başkanlık görevini yürürlüğe koyan Gerçek ve Uzlaşma Komisyonu’nu kurdu. Güney Afrika’nın siyah nüfusunun yaşam standartlarını iyileştirmek için tasarlanmış çok sayıda sosyal ve ekonomik programı tanıttı.1996’da ,çoğunluk kuralına dayanan güçlü bir merkezi hükümet kuran ve beyazlar da dahil olmak üzere azınlıklara yönelik ayrımcılığı yasaklayan yeni bir Güney Afrika anayasasının yürürlüğe konmasına başkanlık etti.

Irk ayrımcılığına son vermek ve Güney Afrika’ya yeni bir uluslararası imaj kazandırmak için büyük çaba harcayan Mandela artık gündemin merkezinde yer alıyordu. Bu amaçla “Ulusal Birlik Hükümetini” kurdu ve ülkesini “kendine ve dünyaya barış içinde bir gökkuşağı ulusu” ilan etti. Bu uzlaşmaya yönelik atılmış önemli bir adım olarak kabul edildi.

1993 yılının Aralık ayında Mandela ve de Klerk, Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü.

Klerk ile uzun yıllar birlikte aynı dava için çalıştı.Çünkü şuna inanıyordu: Düşmanınla barış yapmak istiyorsan, onunla beraber çalışmalısın. Sonra arkadaş olacaktır.

Bundan beş ay sonra Güney Afrika tarihinde ilk kez tüm ırklardan adayların katıldığı demokratik seçimler düzenlendi ve Mandela ezici çoğunlukla cumhurbaşkanlığına seçildi.Büyük mücadeleler sonucunda elde edilmiş bu başarının sırrını şöyle açıklıyordu: Beni özgürlüğe kavuşturacak kapıdan geçerken, öfkeyi ve nefreti geride bırakmazsam, hapiste kalmaya devam edeceğimi biliyordum.

Nelson Mandela’yı özel kılan, birçoklarının kendisini ayrı bir yerde görmesine yol açan yanı, ırk ayrımı güden eski yönetime karşı kırgın, buruk ifadeler kullanmamasıydı.

Mandela, BBC’ye verdiği bir mülakatta böylesi bir bağışlayıcı tutuma nasıl vakıf olduğunu şu sözlerle anlatıyordu.

“Eğer onları affetmezsek, kırgınlık ve intikam duyguları hep var olacaktır. Biz ise, geçmişi unutalım, şimdiye ve geleceğe bakalım ama geçmişte yaşanan acımasızlıkların da bir daha yaşanmasına asla izin vermeyelim, diyoruz.”

Son yılları

Nelson Mandela’nın cumhurbaşkanlığı döneminde en büyük sorun, yoksullar için konut yetersizliği ve büyük şehirlerde yaygın olan gecekondu mahalleleriyle baş edilememesiydi.

Mandela, 80. doğum gününde Graca Machel’le üçüncü evliliğini yaptı.

Hükümet işlerinde sorumluluğu yardımcısı Thabo Mbeki’ye bırakırken, kendisi daha sembolik roller üstlenmeye başladı; uluslararası ortamda Güney Afrika’nın yeni imajının inşasına ağırlık verdi.

Öldüğü güne kadar sürekli ülkesi ve insanlık için mücadele vermeye devam etti,büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey, daha aşılacak çok tepelerin olduğunu aktardı genç nesillere.

Bu bağlamda ülkedeki çokuluslu dev şirketleri, yatırımlarını sürdürmeye ikna etti.

89.doğum gününde dünyanın en zor sorunlarının çözümünde danışmanlık yapacak “Akil Adamlar” grubunu oluşturdu.

Son yıllardaki belki de en dikkate değer kampanyası, oğlu Makgatho’nun 1995’te ölümünden sonra oldu.

Mandela, AIDS salgını konusundaki tabuların hala hakim olduğu ülkede oğlunun AIDS’den öldüğünü açıkladı ve Güney Afrikalıları AIDS’in “normal bir hastalık olduğunu kabullenmeye, bu hastalığı konuşabilmeye” çağırdı.

Nelson Mandela son olarak 2010 Dünya Kupası’nın kapanışında halkıyla buluştu.

2011 Ocak’ında ciddi bir göğüs enfeksiyonu geçiren Mandela, bir yıl sonra da karın bölgesindeki rahatsızlıkla bağlantılı olarak kontrolden geçmişti.

2012’nin sonlarında yine hastaneye kaldırıldı ve safra kesesi ameliyatı olduğu açıklandı.

Mandela, zamanının hemen tamamını doğduğu yerin yakınlarındaki Qunu köyünde geçiriyordu.

Mandela’nın vücutça zayıf olmasına, belleğinin de zayıflamasına karşın, ziyaretçileri kendisini çok keyifli bir havada bulduklarını anlatıyorlardı.

Bugün Mandela, bir özgürlük savaşçısı olarak kabul edilmektedir. 40 yıl içinde 100’den fazla ödül almıştır. Modern politikacılar içinde en takdir edilenlerden biridir.

Mandela’ya 1979’da Nehrü Ödülü, 1981’de Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, 1983’te UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü verildi. 1993’te ise De Klerk ile beraber Nobel Barış Ödülü’nü almıştır.

Güney Afrika’da, kendi kabilesindeki büyüklerin kendisine taktıkları Madiba lakabıyla tanınır.